Karar yazarı Elif Çakır, Başbakan Binali Yıldırım'ın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 3 farklı anayasa değişikliği taslağı sunduğunu ileri sürdü. Çakır, birinci taslağın 45-50 maddeden oluştuğunu belirterek "Anayasa Mahkemesi’nden HSYK’ya, YÖK’ten MGK ve askeri yargıya kadar köklü değişiklikler içeriyor ki AK Parti’nin MHP ile uzlaşmak istediği taslak metin bu" diye yazdı. İkinci taslağın 12-15 maddeden oluştuğunu, üçüncü taslağın ise daha dar kapsamlı olduğunu aktaran Çakır, MHP'nin ikinci taslak metinden yana olduğunu belirtti. Çakır, "Üç metnin ortak noktası ise Anayasa’da cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini belirten ve yıllardır tartışma konusu olan 101. maddedeki “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” cümlesinin çıkartılmış olması" ifadesini kullandı.
Elif Çakır'ın Karar gazetesinin bugünkü (16 Kasım 2016) nüshasında yayımlanan 'Bahçeli'nin masasında 2 değil, 3 taslak var' başlıklı yazısı şöyle:
AK Parti hazırlamış olduğu ‘anayasa hazırlık dosyasını’ evvelsi akşam yani pazartesi akşamı MHP’ye teslim etti.
MHP lideri Bahçeli, “AK Parti’nin anayasa hazırlık metni bu akşam elimize ulaşmıştır” diyerek ilk haberi haftalık divan toplantısında divan üyelerine verdi.
Sayın Bahçeli, partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşma ile tüm Türkiye’ye ‘anayasa hazırlık metninin’ resmen taraflarına iletildiğini duyurdu.
MHP’nin kendilerine ulaşan dosyayı ellerinde çok fazla bekletmeyeceğini, hafta sonunda üzerinde çalıştıkları metni AK Parti’ye teslim edeceklerini söyleyebiliriz.
Yani önümüzdeki hafta MHP grup toplantısında Devlet Bahçeli’den “yeni anayasa” ve “başkanlık sistemi”ne dair daha net, daha kapsamlı bir konuşma dinleyebiliriz.
***
Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı açıklama üzerine ben de AK Parti kulislerine yöneldim:
AK Parti, MHP’ye iki alternatifli bir “anayasa taslağı” değil, üç alternatifli bir hazırlık metni gönderdi.
BİRİNCİ TASLAK, 45-50 maddeden oluşuyor. Bir numaralı hazırlık taslağı, “sil baştan” bir anayasa demek. Anayasa Mahkemesi’nden HSYK’ya, YÖK’ten MGK ve askeri yargıya kadar köklü değişiklikler içeriyor. Ki AK Parti’nin MHP ile uzlaşmak istediği taslak metin bu.
AK Parti ve MHP arasındaki görüşmelerde şu konuda tartışma olduğunu bir kenara yazalım. Çünkü önemli.
AK Parti, “Madem ki makul ve müspet bir noktada uzlaşabiliyoruz. Yeni bir anayasa diyoruz, elimiz değmişken köklü bir değişlik yapalım” diyor...
MHP ise “Önce şu fiili açmazı bir giderelim. Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini hukuki bir sürece oturtalım, yasal bir zemine kavuşsun. Adı başkanlık olur, cumhurbaşkanlığı olur bir bakalım. Sistem krizinden çıkalım. Sonra Anayasa’daki diğer sıkıntılı durumlara bakarız” diyor.
İKİNCİ TASLAK, 12-15 maddeden oluşuyor. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin partisinin grup toplantısında “AK Parti’nin anayasa taslak metni tarafımıza resmen iletildi” diyerek işaret ettiği metin bu. Ki MHP daha çok bu metin üzerinde duruyor. İkinci taslak metin anayasada kısmi değişiklikler içeren, ‘yasama ve yürütme’nin yetkilerini yeniden düzenleyen yani daha çok “hükümet sistemi” ile ilgili maddeleri kapsıyor:
* Başkan ve Meclis çift taraflı birbirini feshedebilecek.
* Milletvekilleri kabinede yer alamayacak.
* Bakanlar dışarıdan atanacak.
* Başbakan olmayacak.
* Güçlü bir parlamento olacak.
* ABD’deki gibi ‘başkana’ 5 artı 5, yani iki kez seçilme hakkı tanınacak.
* Parlamento ve başkanlık seçimi eş zamanlı yapılacak.
* Sistem, parlamentoda ikiden fazla partinin olmasına imkan tanıyacak.
MHP’nin hukukçuları bu ‘ikinci taslak’ metin üzerinde çalışıyor. Aslında buna çalışma demeyelim. Zaten ikinci taslak metin, MHP’nin hassasiyetleri göz önünde tutularak hazırlandı. Ufak tefek rötuşlar demek daha doğru. MHP ile AK Parti’li milletvekillerinden oluşan bir komisyon kurulacak ve son düzenlemeler bu metin üzerinde yapılacak.
MHP ve AK Parti’li milletvekillerinden oluşacak komisyon, yeni anayasa sonrasındaki yasal düzenlemeleri de çalışmış olacak. Yani MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye’yi “başkanlık sistemi”ne kavuşturacak referanduma götürürken “sistem değişikliği” sonrasındaki yasal düzenlemeleri de AK Parti ile yapmış olacak.
ÜÇÜNCÜ TASLAK, oldukça dar kapsamlı bir anayasa değişikliğini içeriyor. Ufak dokunuşlarla cumhurbaşkanının fiili yetki kullanma durumunu yasal zemine kavuşturmaya yönelik bir taslak metinden oluşuyor.
Ne MHP ne de AK Parti’nin üzerinde çok fazla durduğu bir taslak metin değil.
Üç metnin ortak noktası ise Anayasa’da cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini belirten ve yıllardır tartışma konusu olan 101. maddedeki “Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir” cümlesinin çıkartılmış olması.
Peki, diyelim ki “yeni anayasa” ile sistem değişti ve yasal olarak Türkiye’ye “başkanlık sistemi” geldi. Anayasa’ya giren “hükümet sistemi” ne zaman yürürlüğe girecek?
Hemen geçici bir madde ile Cumhurbaşkanı yasal olarak yetkilerini bu kez “yasal olarak” kullanmaya başlayabilir ve 2019’da parlamento ve başkanlık seçimi yapılır. Ya da Türkiye yine geçici bir madde ile seçime gidebilir.
Referandum sonrasında Türkiye’nin içinde bulunduğu süreç ve gelişmeler durumu belirleyecek.
***
AK Parti’nin hazırladığı her üç taslak metinde de MHP’nin kırmızı çizgilerinin, hassasiyetlerinin korunduğunu bir kez daha söylemenin ise lüzumsuz olduğunu düşünüyorum.
***
Yine de sormadan edemiyorum: Türkiye önümüzdeki baharda gerçekten sil baştan yeni bir anayasaya kavuşabilecek mi? Yoksa Anayasa’mızda “fiili açmazın giderildiği” bir değişiklik için mi referanduma gideceğiz?