Bak sen kerataya, liderini tanımıyor!

Bak sen kerataya, liderini tanımıyor!
Cumhuriyet gazetesine atılan molotof kokteyli davasının iddianamesinde, Ergenekon’un hedefinde olduğu iddia edilen İlhan Selçuk, iki davanın ortaya koyduğu çelişkiyi köşesinde mizahi bir dille ele aldı. Ergenekon'un hem sanığı hem hedefi!İşte İlhan Selçuk’un Cumhuriyet gazetesinde bugün (24 Şubat 2009) yayımlanan yazısının tamamı… Bizim Başbakan Recep Tayyip Erdoğan (RTE) çok yaman... Ne diyordu: “Minareler süngümüz/camiler kışlamız/kubbeler miğferimiz/ müminler askerimiz...” Bu sevdadan vazgeçti mi?.. Sanmıyorum... Peki, şimdi ne diyor: “- Ben Ergenekon savcısıyım...” Daha dün ne dedi: “- Ergenekon’un peşini bırakmayacağım...” * Ne demek bu?.. Demek ki RTE benim peşimi bırakmayacak... Çünkü ben Ergenekon sanığıyım... Hem de Ergenekon’un ikincil savcısı Zekeriya Öz’ün iddianamesine göre örgüt lideriyim... * Ne var ki iş bu kadarla bitmiyor... Başbakan Recep Tayyip ve ben, Bedirhan Şimşek ile Ergenekon’da buluşuyoruz... Bedirhan Şimşek kim?.. Ergenekoncu tutuklu... Cezaevinden bana yolladığı mektuba savcılık el koymuş... Bedirhan Şimşek mektubunda ne yazıyor: “İlhan Selçuk, Gazeteye bomba atıp seni öldürmem gerekiyordu... İsteseydim kolaylıkla seni öldürürdüm... Benim seni öldürmemem, öldürülmeyeceğin anlamına gelmiyor. Sana çok yakınız. Düğmeye basıldığında öldürüleceksin...” Bu da yetmemiş Bedirhan Şimşek içerden arkadaşı Tufan Yücel’e yazdığı mektupta demiş ki: “Bana bu işi (İlhan Selçuk’u öldürme işini) veren ağabeylerin canı sıkkın. Sana güveniyorum. İlhan Selçuk’u öldür. Verdiğim numarayı ara. Aradığın şahıs konuyu detaylı olarak anlatacak...” Bak sen kerataya... * Neden kerata?.. Çünkü hem Ergenekoncu, hem de benim bu örgütün liderlerinden olduğumu bilmiyor... Ben hem lider.. Hem kurban.. Öyle mi?.. Şimşek haddini iyice bilsin ki ben onun bildiği liderlerden değilim... Beni tanımayanın gözünü patlatırım... Beni öldüreceklermiş... Nah öldürürler... * Peki, ben bu yazıyı neden yazdım?.. Ergenekon savcısı Zekeriya Öz ve yardımcılarına delil olsun diye... Çünkü Öz ve yardımcılarının birinci iddianamede tecessüm eden zekâ düzeylerine göre böyle yazılar mizah, şaka, matrak, gırgır sayılmıyor; ciddiyetle delil yerine konuyor... Al sana delil... * Sonuçta bu Ergenekon tertibi dört başı mamur bir acıklı güldürüye dönüştü... Tertip günden güne rezil kepaze olmakta, kargalara kahkaha attıracak güdümlü bir soytarılık yalaka medya tarafından ülkeye pazarlanmakta... Ama, ne gam... Sen bas evleri.. Al onurlu insanları gözaltına, tutukla... İçerde gün saysınlar.. İddianameye ne gerek var?.. RTE arkanda.. Hukuk nerende?..