Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Yunanistan'ın Gayri Askeri Statüdeki Adaları (GASA) silahlandırmasına ilişkin olarak, "Hiçbir şekilde ne arazide ne masada bizim geri adım atmamız, geri kalmamız söz konusu değil. Bir milimetre geri adım atmak yok, bununla ilgili yapılması gereken ne varsa yapıldı, yapılıyor. Özellikle Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz bu konuda açık şekilde talimatlandırıldı." dedi.
Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Okulu 2022-2023 Eğitim ve Öğretim Yılı, düzenlenen törenle başladı.
Hava Harp Okulu'ndaki törene, Milli Savunma Bakanı Akar beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Musa Avsever, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Gülan ile birlikte katıldı.
Hava Harp Okulu'na gelişinde Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Erhan Afyoncu, Hava Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Kadircan Kottaş ve Hava Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Nurettin Acır tarafından karşılanan Bakan Akar, "Harbiyeliler mangası"nı selamlamasının ardından törenin yapıldığı salona geçti.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan törende konuşan Akar, subay ve astsubay yetiştirme öneminin bilinciyle hareket ettiklerini, bu kapsamda sadece askeri eğitime değil akademik eğitime de önem verdiklerini belirterek, Hava Harp Okulunun yeni akademik yılının hayırlı olması temennisinde bulundu.
Küresel ve bölgesel belirsizliklerin olduğu bir dönemde, artan risk ve tehditlere dikkati çeken Akar, etki ve ilgi alanı genişleyen Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde uluslararası alanda özne haline geldiğini söyledi.
Akar, devletin beka ve refah olmak üzere iki ana görevi olduğunu ifade ederek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin 85 milyon vatandaşının bekası, savunma ve güvenliği için fedakarca görevlerini yerine getirmeye devam ettiğini belirtti. Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve etkin faaliyetlerini yürüttüğünü vurgulayan Akar, son dönemde artan Yunanistan provokasyonlarına da değindi.
Yunanistan'da belli siyasilerin iç politikada yer edinmek amacıyla sürekli olarak Türkiye aleyhinde konuştuğunu, yalana başvurduğunu dile getiren Akar, şunları söyledi:
"Hiçbir şekilde ne arazide ne masada bizim geri adım atmamız, geri kalmamız söz konusu değil. Bir milimetre geri adım atmak yok, bununla ilgili yapılması gereken ne varsa yapıldı, yapılıyor. Özellikle Deniz ve Hava Kuvvetlerimiz bu konuda açık şekilde talimatlandırıldı. Bu konuda bizim anlayış göstermemiz, taviz vermemiz söz konusu değil. Arkalarında kim olursa olsun, 'Ölürsem şehit, kalırsam gazi anlayışı' ile gereği ne ise yapmakta kararlıyız."
Yunanistan'ın ahlak, hukuk, gerçek dışı konuşmalar, provokasyonlarla "kötü komşuluğun" tipik örneğini sergilediğini ifade eden Akar, "Biz uluslararası hukuk, iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde Ege'nin zenginliklerinin adil şekilde paylaşılmasını istiyoruz." dedi.
Yunanistan'ın 1988'de yapılan ve 15 Haziran-15 Eylül tarihleri ile milli ve dini bayramlarda tatbikat yapılmayacağına dair memoranduma bile uymadığını dile getiren Akar, "Yunanistan ile NATO içinde müttefikiz bunun yanı sıra halklar birbirini tanıyor, komşuyuz. Dolayısıyla kısa sürede iyi komşuluk ilişkilerini tesis edebilir, bundan faydalanabiliriz. Bu iki ülkenin de lehine diyoruz. Fakat Yunanistan'daki birkaç siyasi, kendi şahsi hesaplarına dayanarak bu gerginliği sürdürüyorlar." diye konuştu.
Bakan Akar, Yunanistan'ın GASA'ları uluslararası hukuka aykırı olarak silahlandırdığını da belirterek, "Bunların hepsini yakından takip ediyoruz. Bunlarla ilgili gerekli çalışmalar yapıldı, yapılıyor. Bu durum 1956'da Sakız ile başlamış. O günden itibaren bazı şeyler yaşanmış ama 1997'deki Kardak milat. Ondan sonra bir adım atmaları söz konusu değil. Nereye varırsa, 'Ölürsek şehit kalırsak gazi.' Bu kadar da basit." ifadelerini kullandı.
Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu, yayılmacılık iftirası attığını hatırlatan Akar, "Yunanistan, iftira ve yalan siyaseti ile kendilerini mağdur duruma sokmaya çalışıyor. Yüzyıllardan beri devam eden 'megali idea' var. Bunu bilmeyen yok. Bunları bırakıp kendilerini mağdur ve masum göstermeye çalışıyor." diye konuştu.
Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunlarla ilgili üçüncü taraflara da seslenen Akar, şunları söyledi:
"Yanlı, kendilerini soyutlayamadıkları, angaje oldukları için Yunanistan'ın yaptıklarını görmezden geliyor, onların yaptıklarını yumuşatıyorlar. Yani taraf tutuyorlar. Biz de diyoruz ki Türkiye ve Yunanistan arasında bir problem çıkmasını istemiyorsanız, objektif kriterlerden vazgeçmeyin. Siz Yunanistan'ı aleni şekilde, orantısız olarak desteklerseniz bunun sonucu ağır olur. Sadece Yunanistan ve Türkiye için değil herkes için."
Türkiye'nin sorunların iyi komşuluk ilişkileri, uluslararası hukuk ve diyalog ile çözümünden yana olduğunu bir kez daha vurgulayan Akar, şöyle devam etti:
"Barış, diyalog diyen biziz. İki senedir bekliyoruz, buyurun gelin. Yunanistan yalana dayalı bir politika yürütüyor. Bu fırsatları iyi değerlendirin. Beyhude birtakım silahlandırma gayretleri, sözde ittifaklarla, bazı ülkelerin istismarları, silah satma gayretinde olanların teşviki ile yanlış yollara girmeyin. Bu silahlanmanın size bir faydası yok. Bu silahlanma savunma için fazla Türkiye için az. Bu ittifakların da bir faydası yok. Bunun örnekleri var, bir sıkıntı olduğunda kimse etrafında kalmıyor. Örnek: 1919-1922. Bazı ülkeler Yunanistan'ı Türkiye'ye karşı vekil olarak kullanmaya çalıştılar. Anadolu'ya girdiler, 1922'de denize döküldüler. Tarihi okuyun, unutmayın. İlle de böyle bir şeyler düşünüyorsanız onun için de 'Yüzmeyi unutmayın.' diyoruz."
Türkiye'nin, Kıbrıs'ta garantörlük haklarını kullanmaya, sorumluluklarını yerine getirmeye kararlı olduğunu vurgulayan Akar, şunları kaydetti:
"Son dönemde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne destekler… Ne yaparsanız yapın, Mehmetçik 7 gün 24 saat görevinin başında, herhangi bir oldubittiye müsaade etmemek için tedbirimizi almış bulunuyoruz. Biz konuşalım, görüşelim diyoruz ama bu konuda karşı tarafın yaptıkları ortada. Biz 'hakkımızı çiğnetmeyiz, oldubittiye müsaade etmeyiz' diyoruz. Bunu tehdit olarak algılamayın. Diğer taraftan da 'gelin görüşelim, diyalog' diyoruz. Bunu da zafiyet olarak algılamayın. Biz hakkımızı, hukukumuzu korumakta azimliyiz, kararlıyız, buna da çok şükür muktediriz." (AA)