Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yozgat’ta 2’nci kez düzenlenen Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, İş Yurtları Fuarı ve Adli Tıp Kurumu Yozgat Şube Müdürlüğü hizmet binasının açılış törenine katıldı. Fuar açılışında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin ardından Türkiye'de tutuklu bulunanan kişi sayısı hakkında bilgi verdi. Bozdağ, "Şu ana kadar, 15 Temmuz’dan sonraki süreçte, 168 bin 801 kişi hakkında adli işlem yapılmış durumda. 615 kişi gözaltında, 8 bin 69 kişi hakkında yakalama kararı var, yani firardalar, kaçaklar. 50 bin 504 tutuklu var" dedi.
Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü bünyesinde bir medya tarama sistemi kurduklarını ifade eden Bakan Bozdağ, "Cezaevleri ile ilgili gün içerisinde sosyal medyada yazılı ve görsel medyada ne çıkıyorsa anlık inceleniyor. Eğer doğruysa onlarla ilgili işlem yapılıyor doğru değilse de ona ilişkin gerektiğinde açıklamalar yapılıyor ve böylelikle bütün iftiraları, yalanları, ihbar ve şikayetleri yakından takip eden özel de bir birim kurduk. Ama bugüne kadar bu çıkanlardan aslı olan hiçbir şey çıkmadı. Sadece bazı çarpıtmalar çıktı. Onunda üzerine gittik. Bundan sonra da gitmeye devam edeceğiz" dedi
Cezaevlerinde açlık grevinde bulunan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sürekli Türkiye’nin gündeminde olduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, “Burada özellikle ifade etmek isterim ki, ceza ve tutuk evlerinde bulunan bütün tutuklu ve hükümlüler, ailelerinin devletimize emanetidir. Onların canlarından, sıhhatlerinden her türlü ihtiyaçlarının temininden devletimiz sorumludur ve bizler de bu görevi yerine getirmekle mükellefiz. Bu iki kişinin de çok yakından takip edildiğini, sağlıklarının ve diğer ihtiyaçlarının yakından takip edildiğini buradan Türkiye kamuoyunun özellikle bilmesini istiyorum ve ayrıca da diyorum ki; Bu açlık grevin sonlandırın. Böyle bir hak arama yolu olmaz" dedi.
Türkiye cezaevlerinde 15 Temmuz’dan bu yana tutuklanan darbeci ve FETÖ terör örgütü ile ilgili verileri paylaşıp rakamlar veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Şu ana kadar, 15 Temmuz’dan sonraki süreçte, 168 bin 801 kişi hakkında adli işlem yapılmış durumda. 615 kişi gözaltında, 8 bin 69 kişi hakkında yakalama kararı var, yani firardalar, kaçaklar. 50 bin 504 tutuklu var. 48 bin 371 adli kontrol altında serbest bırakılmış kişi var ve bunlardan ayrıca 8 bin 551 kişi de tutuklandıktan sonra adli kontrolle serbest bırakılmış. Bir kısmı da, 433 kişi de adli kontrol olmaksızın serbest bırakılmış. Bu rakamları şunun için veriyorum; kamuoyunda şöyle bir algı var, ‘Herkes tutuklanıyor veya gücü olan serbest bırakılıyor. Gücü olmayan tutuklanıyor gibi. Bu algıyı özellikle Fetullahçı Terör Örgütü ve diğer terör örgütleri ve Türkiye aleyhinde çalışan çevreler oluşturuyor. Rakamlar ortada, şu anda adli kontrolle serbest bırakılmış kişi sayısı neredeyse 57 bin civarında, 57 bin kişi var. Türkiye’de 2 kişi üzerinden bu tartışma yürütüldü. İki kişi tahliye oldu efendim sanki herkes böyleymiş gibi. Halbuki onlar, diğer 56 bin civarında insandan sadece ikisi. 56 bini tartışan var mı. Yok. Bu tartışanlar da buradan yargıyı yıpratmak, iktidarı yıpratmak için bunun tartışmasını yapıyor. Rakamlar ortada. Dolayısıyla herkese kanunların eşit uygulanması lazım, eşit uygulanıyor. Eşit uygulandığında da, şöhretli bir aileye yakın veya onlardan biri olmak sanki ayrıcalık gibi takdim ediliyor, eşitliğin dışına çıkılmış gibi takdim ediliyor. Bilmenizi isterim ki, bütün bunların tamamı bir algı operasyonudur, Türkiye’de yanlış algı oluşturmaya dönük bir çabadır. Türk yargısı, 15 Temmuz darbe teşebbüsü öncesinde, darbe teşebbüsü sırasında ve darbe teşebbüsü sonrasında büyük bir hukuk mücadelesi, büyük bir adalet mücadelesi vermiştir" dedi.