Bakan Kurum: Biz Türkiye’de bir sel, bir yangın, bir deprem olunca sadece bu afetlerle değil; bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz

Bakan Kurum:  Biz Türkiye’de bir sel, bir yangın, bir deprem olunca sadece bu afetlerle değil; bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, “ABD’de bir afet olur, Avrupa’da sel olur; devlet sadece afetle mücadele eder. Bizde muhalefetten biri uçak der, diğeri rant der, öbürü arazi peşkeşi iftirasını atmaya başlar. Biz Türkiye’de bir sel, bir yangın, bir deprem olunca sadece bu afetlerle değil; bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz” dedi.

Kurum, “Kanal İstanbul’u da Allah’ın izniyle yapacağız” ifadesini kullandı.

TBMM Genel Kurulu’nda bugün Sağlık Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı olan kurumların kesip hesabı ve bütçeleri ele alındı. Grupların konuşmasının ardından yürütmeye söz verildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum söz aldı.

"Sıfır atık projesini yaygınlaştırdık"

Murat Kurum, “Dünyamız iklim krizi ile karşı karşıyadır. Bereketli şehrimiz Konya’da dev obruklar görüyoruz. Karadeniz sellerle boğuşuyor. Antalya, Muğla ve birçok ilimizde yangınlar çıkıyor. Emine Erdoğan hanımefendi himayesinde başlattığımız sıfır atık projesini yaygınlaştırdık. Paris Anlaşması’na dahil olmamıza vesile olan milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanımız liderliğinde daha adil dünyanın var olma inancıyla ülkemizi iklim değişikliği mücadelesinin en önemli aktörü yapacağız” dedi.

“Marmara Denizi’ni özel çevre koruma bölgesi ilan ettik”

Marmara Denizi’ndeki müsilaj sorununa değinen Kurum, “Uzun vadeli, kalıcı çözümleri içeren stratejik planımızı hayata geçiriyoruz. Marmara Denizi’ni özel çevre koruma bölgesi ilan ettik. Marmara’yı koruma altına aldık. Hep birlikte atacağımız adımlarla Marmara’yı kurtaracak, çocuklarımıza en berrak haliyle bırakacağız” dedi.

“Salda’da artık gölün dibine araçlarımız girmiyor”

Salda Gölü’nü özel çevre koruma bölgesi ilan ettiklerini söyleyen Kurum, “Salda üzerinden milleti aldatanlar iyi dinlemelidir. Artık gölün dibine araçlarımız girmiyor, gölün çok uzağında otoparka araçlarını park ediyorlar. Çöp yığınları artık yok. İmara açıyorsunuz dediğiniz Salda’da göl çevresindeki derme çatma yapıları yıktık. Salda Gölü’nde su kalitesini iyileştirdik. Bir çivi bile çakmadan sadece ahşap yapılarla vatandaşların ihtiyaçlarını gidermeye çalıştık” diye konuştu.

Kurum, “Anadolu’yu saran tüm korunan alanları dereleri, ırmakları, şehir içi yeşil alanlarla birleştiriyoruz. Yürüyüş ve bisiklet yollarıyla birbirlerine bağlıyoruz” dedi.

"Biz bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz"

Kurum, sel felaketleri ve orman yangınları ile ilgili şunları söyledi:

“2021 yılına iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini Karadeniz’de gördük büyük acılar yaşadık, onlarca vatandaşımızı kaybettik. Olayın ilk anından itibaren afet alanlarında olduk. Bu süreçte hiçbir vatandaşımızı mağdur etmedik. Açta açıkta bırakmadık. Şehirlerimizin alt yapısını tamamen yeniledik. Binlerce konutumuzu ve köy evimizi yapıyoruz. İklim değişikliğinin bir başka sonucu olan sıcaklık artışı da Antalya ve Muğla başta olmak üzere yangınlara sebep oldu Tıpkı diğer afet bölgelerinde olduğu gibi çalışmalarımızı sürdürdük. Köy evlerimizi, konutlarımızı inşa ediyoruz. Nasıl Elazığ’da Malatya’da Giresun’da söz verdiğimiz gibi bir yılda teslim ettiysek inşallah bir yıl içinde teslim edeceğiz. Bir gerçeği üzülerek ifade etmek istiyorum. ABD’de bir afet olur; Avrupa’da sel olur; devlet sadece o afetle mücadele eder, kimse politik tartışmaya girmez. Bizde aynı anda pek çok ilde yangın olur, bir de bakarsınız ki muhalefetten biri uçak der, diğeri rant der, öbürü arazi peşkeşi iftirasını atmaya başlar. Yani biz Türkiye’de bir sel, bir yangın, bir deprem olunca sadece bu afetlerle değil; bir de muhalefetle mücadele etmek zorunda kalıyoruz."  

"Sizin yaktığınız şehirleri biz yeniden ihya ettik" 

Kurum, "Biz Kürt kardeşlerimiz daha mutlu olsun, şehirlerimiz kalkınsın diye mücadele ederken; siz yaktınız, yıktınız, harap ettiniz.  Sizin yaktığınız şehirleri biz yeniden imar ettik, yeniden inşa ettik, yeniden ihya ettik. Hiç telaşlanmayın! İsteseniz de istemeseniz de biz üretmeye devam edeceğiz; çocuklarımızı; teröre, teröristlere, hainlere teslim etmiyoruz, etmeyeceğiz" dedi. 

"Mustafa Kemal'in mağrur İzmir'ini mağdur İzmir yaptınız"

Kurum, "Bize 3 yıldır bakansınız ne değişti diyorsunuz. Ben neler yaptığımızı anlattım, yine anlatacağım. Ama soruyorum sizlere. Siz, 25 yıldır yönettiğiniz İzmir’de bana başlattığınız 1 tane kentsel dönüşüm projesi gösterebilir misiniz? 3 yıldır yönettiğiniz şehirlerde, kaç tane dönüşüm projesi, kaç tane yeşil alan projesi, kaç tane arıtma tesisi projesi başlattınız? Siz 25 yılda, Gazi Mustafa Kemal’in mağrur İzmir’ini mağdur İzmir yaptınız. Hep aynı şeyi söylüyorsunuz. Yerel yönetimlerin yetkisini kısıtlıyormuşuz. Bir kere, 2002 yılından sonra yaptığımız reformlarla yerel yönetimlerimizin yetki alanlarını siz değil, biz genişlettik" dedi. 

"Kanal İstanbul üzerinden ne yazık ki bir tehdit dili kullanıldığına şahit oluyoruz"

Kurum, sözlerini Kanal İstanbul ile sonlandırdı: 

"Bugün Kanal İstanbul üzerinden ne yazık ki bir tehdit dili kullanıldığına şahit oluyoruz. Bir bakıyorsunuz müteahhitler tehdit ediliyor, bir bakıyorsunuz devlet kurumları, kurumların başındaki yöneticiler tehdit ediliyor. Vatandaşlarımız tehdit ediliyor. Bu tehdit dilini kullananlar şunu çok iyi bilmelidir ki; bizim milletimiz hiçbir zaman tehditlere kulak asmamıştır, bundan sonra da asmayacaktır. Bugün bu siyaset dilini kullananlar, siyasi geçmişinde tehditten başka bir şey olmayanlardır. Milletimiz bu zihniyeti çok iyi biliyor. Bu zihniyet şimdi, hiçbir mahcubiyet duymadan bu aziz milletle helalleşmekten bahsediyor. Milletten özür dilemesini bilmeyenler, milletten helallik isteyemez. Bu millet size hakkını helal etmez. 'Büyük projelere imza atmıyor' diye iftira attığınız bürokratlar, mahkemelerle korkuttuğunuz memurlarımız, “AK Parti’ye oy veren öğretmene, öğretmen demem” dediğiniz yavrularımız; sizi affetmezler, haklarını helal etmezler. Biz sizin ajandanızı çok iyi biliyoruz. Şimdi de Kanal İstanbul projesinde bürokrat direniyor yalanını piyasaya sürdünüz.  Biz, diyoruz ki; “işte bahsettiğiniz bürokratlarımız buradalar!”. Biz, bugüne kadar hiçbir tehdit karşısında susmadık, bundan sonra da susmayacağız. Nasıl ki dün Marmaray’ı, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprülerimizi, 1 milyonu aşan sosyal konutlarımızı, İstanbul Havalimanını, Şehir Hastanelerimizi, Millet bahçelerimizi yaptıysak Kanal İstanbul’u da Allah’ın izniyle yapacağız. Siz isteseniz de istemeseniz de yapacağız! Cumhuriyet tarihinin en muazzam projesi, İstanbul boğazımızın özgürlük projesi olan Kanal İstanbul’u bu aziz millete, gelecek nesillerimize armağan edeceğiz.  Hiç üzülmeyin! Biz gece gündüz eser üretmeye devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman; dedikoduların, iftiraların, ithamların, karanlık senaryoların içinde olmayacağız."

Kurum’un bu açıklamalarına, sonlarında muhalefet milletvekillerinden tepki sesleri yükseldi.