Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, sosyoekonomik anlamda dezavantajlı kesime yönelik ciddi eğitim ve sosyal politikaların devreye alındığını söyledi. Bakan Özer, "Çok basit bir örnek vereyim, 2000'li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2'ydi, bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06. Cumhurbaşkanımız diyor ya 'Nereden nereye.' Gerçekten nereden nereye geldik" dedi. Bakan Özer, "2023 yılında artık güçlendirme çalışmalarını ülkemizin eğitim sisteminin gündeminden çıkaracağız. Türkiye'de en güvenli yerlerin okul binaları olduğunu tüm Türkiye'ye göstermiş olacağız" diye konuştu.
Özer, Sultandere Köy Yaşam Merkezi ve Gastronomi Atölyesi'nin açılışında yaptığı konuşmada; son 20 yılın, Türkiye'nin beşeri sermayesinin, insan kaynağının niteliğini artırmada eğitimin en verimli kullanıldığı dönem olduğunu söyledi.
Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün rekabet etmiş olduğumuz gelişmiş ülkeler, okullaşma oranlarını yüzde 95'in üzerine İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra eriştirmiş olmalarına rağmen Türkiye 2000'li yıllara geldiği zaman eğitimde karnesi çok da iyi değildir. 2000'li yıllarda 5 yaşta okullaşma oranları yüzde 11, ortaöğretimdeki okullaşma oranları yüzde 44'ler civarındadır. Yani 2000'li yıllarda lise çağı nüfusunun yarısı eğitimin dışındadır. Madem bir ülkenin en kalıcı sermayesi, rekabet gücünün omurgası insan kaynağıysa neden 70 yıl bu gecikme yaşanmıştır Türkiye'de? Bunun üzerine düşünmemiz gerekiyor. İşte son 20 yıl, Cumhuriyet'in ilk yüzyılının tüm eksikliklerinin giderildiği bir döneme tekabül etmektedir. Bunun için 81 ilde, tüm ilçelerde hiçbir bölge ayrımı yapılmaksızın gerçekten devasa yatırımlar yapıldı."
Bakan Özer, 19 yılda derslik sayısının 300 binden 900 bine, öğretmen sayısının 20 yılda 500 binden 1,2 milyona çıkarıldığını dile getirdi. Sosyoekonomik anlamda dezavantajlı kesime yönelik ciddi eğitim ve sosyal politikaların devreye alındığını söyleyen Özer, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şartlı eğitim yardımları, özellikle kız çocuklarının eğitime erişmesi için burslar, pansiyonlar, ücretsiz taşımalı eğitim, ücretsiz ders kitabı, ücretsiz kaynaklar gibi istikrarlı bir şekilde hiç vazgeçilmeden eğitime erişimi güçlendirecek politikalar yürürlüğe sokuldu. Son 19 yıldaki bu sosyal politikaların 2022 fiyatlarıyla karşılığı 525 milyar liradır. İşte bu sosyal politikalarla birlikte iki kazanan çıktı ortaya, birincisi garip gureba, ikincisi kız çocukları. Cumhuriyet'in ilk yüzyılında, ilk kez kız çocuklarının eğitimdeki okullaşma problemi son 20 yılda çözüldü. Çok basit bir örnek vereyim, 2000'li yıllarda ortaöğretimdeki kız çocuklarının okullaşma oranı yüzde 39,2'ydi, bugün kız çocuklarının ortaöğretimdeki okullaşma oranı yüzde 95,06. Cumhurbaşkanımız diyor ya 'Nereden nereye.' Gerçekten nereden nereye geldik."
Milli Eğitim Bakanı Özer, ayrım yapılmadan herkesin eğitime erişebildiği bir döneme geldiklerini ve eğitimin önündeki antidemokratik engelleri de kaldırdıklarını söyledi. Özer, şöyle konuştu:
"Bugün başörtüsü yasakları zikredildiği zaman 'Hala yine başörtüsü yasaklarından bahsediyorlar' şeklinde konuyu hükümsüzleştirmeyle ilgili değişik değerlendirmeler gerçekleşiyor. On yıllarca bu ülkede kız çocukları eğitime erişemediler, yükseköğretime erişemediler, kapılarda, ikna odalarında başlarını açmak için zorlandılar. İmkanı olanlar ülkelerine terk etti, başka ülkelerde eğitim almak için bu eksikliği telafi etmek için çaba sarf etti. İmam hatip ve meslek liselerinin yükseköğretime erişimini engellemek için 12 yıl istikrarlı bir şekilde uygulanan katsayı uygulaması bu dönemde kaldırıldı. Bu coğrafya Müslüman coğrafya, bu coğrafya Ebul Hasan Harakani Hazretleri'nin, Hazreti Mevlana'nın, Sadrettin Konevi'nin, Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin, Yunus Emre'nin, Nasreddin Hoca'nın gönül coğrafyası yaptığı yerler. İlk kez bu coğrafyanın çocuklarına, imam hatip dışındaki okullara gidenlere, dinini öğrenme, Kur'an-ı Kerim öğrenme, Peygamberin hayatını öğrenme imkanı getirildi."
İlkokullardaki okullaşma oranının yüzde 99,63'e yükseltildiğini ifade eden Özer, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu sayıları artırmak için de çaba gösterdiğini belirtti. Özer, Mart 2023 sonunda ortaöğretimdeki okullaşma oranını yüzde 99'a çıkaracaklarını bildirerek, "Diyeceğiz ki 'Cumhuriyet tarihinde ilk kez okul öncesinden ortaöğretime kadar eğitim kademelerinin tamamındaki okullaşma oranı yüzde 99'a çıktı.' Ben bu vesileyle Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyorum, her yıl eğitime, bütçeden en büyük payı ayırdığı için, bu antidemokratik uygulamaların kaldırılmasındaki kararlı duruşundan dolayı tüm öğrencilerimiz, tüm gençlerimiz, tüm anne babalar adına en içten şükranlarımı sunuyorum" ifadelerini kullandı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2022 yılında tüm hedeflerine ulaştığını dile getiren Özer, köy okullarının tekrar hayata geçirilmesinin kendileri için önemli olduğunu vurguladı. Covid-19 salgınından sonra insanların büyükşehirlerden ilçelere, köylere dönmeye başladığını belirten Özer, şunları kaydetti:
"Kritik bir döneme girdik. Özellikle gıda tedarik zincirlerindeki o sıkıntılardan dolayı tarım ve hayvancılık artık stratejik bir alana dönüşmeye başladı. İşte bu iki trendi birleştirerek atıl olan köy okullarını tekrar eğitim birimi olarak insanlarımızın hizmetine sunmak için yeni bir başlangıç yaptık. Anaokulları, ilkokullar ama bir ilave yaptık, o okulun etrafında yaşayan köylü vatandaşlarımızın tarımdan hayvancılığa kadar her türlü meslek kursunu alabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri imkanı sunan halk eğitim merkezlerini de köy okullarının içerisinde barındırdık. İlk kez yetişkinler ile torunlar ve çocuklar aynı eğitim çatısı altında bir araya geldiler. Şu ana kadar 4 ay içerisinde 2 bin 200 tane Köy Yaşam Merkezimizi hizmete aldık. Buradan bir müjde de vereyim, önümüzdeki 3 ay içerisinde Türkiye'deki hane sayısı 10'un altında olmayan ama köy okulu kapalı olan tüm okulları vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Tüm köy okullarını açacağız. Bu köy okullarıyla birlikte sadece merkezde değil Türkiye'nin her noktasında insanımızın yaşadığı her noktaya eğitimi ulaştırmak, sadece öğrencilere eğitim çağı nüfusuna değil, yetişkinlerimize de eğitimi ulaştırmak için elimizden gelen çabayı sarf edeceğiz."