Bakan Şahin'e tepki büyük: Tehdit etme, istifa et

Bakan Şahin'e tepki büyük: Tehdit etme, istifa et
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in ’şantaj ve tehdit’ olarak nitelenen "Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler projelerini Ankara’dan geçiremiyor" sözlerine tepki yağdı. CHP’liler bu sözleri ayrımcılığa örnek gösterirken, MHP Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal gerekçesiyle Şahin’i istifaya çağırdı. Bakan ise 'istifaya davet kendi taktirleridir. Ben bir şey söyleyemem. Yanlışsa millet cezasını verir" dedi. İspanya'da yargıçla avlanan bakan istifa ettiYandaş belediye isteğine dört önerge birdenBakandan sonra AKP'li vekil de tehdit ettiŞahin geri adım attı: Sözlerim maksatını aştıAdalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in "Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler projelerini Ankara’dan geçiremiyor" diyerek, muhalefet partilerine oy kullanacaklara gözdağı vermesi büyük tepki çekti. CHP, Şahin’in sözlerini "AKP’nin ’Biz ve ötekiler’ ayırmasının bir örneği" ve "şantaj" olarak nitelendirdi. MHP Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Şahin’i istifaya çağırdı. Bu sözlerin "Seçmene şantaj ve tehdit" olduğunu savunan muhalefet milletvekillerinin tepkileri şöyle: Ayrımcılık itirafı Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili): Bu kadar kayırmacılığı, bu kadar tehdidi ve şantajı makul görüyorsa adaletin düştüğü durum gerçekten hazin demektir. Yüz karası bir durumla karşı karşıyayız. Adalet Bakanı sıfatına yakıştıramıyorum. Bir de partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi. Sizin nereniz adaletle ilgili? Herkese ’eşit hizmet götürüyoruz’ diyordunuz, burada belediyelerde ayrımcılık yaptıkları ortaya çıktı. Bu bir ayrımcılık itirafıdır. Baskı, tehdit, şantaj ve rüşvetle bu seçimlerde seçmen takdirini etkilemek istemektedirler. Bu demokrasi suçu ve ayıbıdır. Bu halka şantaj Hakkı Süha Okay (CHP Grup Başkanvekili): Bakan Şahin, halka şantajda bulunuyor ve tehdit ediyor. AKP zihniyetinin toplumu ’biz ve ötekiler’ diye ayırmasının bir örneği. Bir bakana yakışmayacak bir üslup. Türkiye Cumhuriyeti hükümetini, devletini AKP siyasi partisiyle bütünleştirmektedir. Bu nedenle bakanı kınıyorum. Görevi bıraksın Mehmet Şandır (MHP Grup Başkanvekili): Bakan Şahin’in Adalet Bakanı olmasının hukuki sorumluluğu vardır. Söylediği sözler hukukun ihlalidir. Seçim öncesinde seçmenleri AKP’ye oy vermedikleri taktirde cezalandıracaklarını mı söylemektedir? Adalet Bakanı vatandaşı tehdit edemez, etmeye kalkarsa bu görevi bırakmalıdır. Adaletsiz Adalet Bakanı Ahmet Ersin (CHP İzmir Milletvekili): Adalet Bakanı adaletsiz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Belediye başkanları kentin kalkınması için proje üretiyorlar. Bu projelere hükümet olarak zorluk çıkarmak, o kentte yaşayanları cezalandırmaktır. Bu sözler cezalandırma ve baskının, muhalefete oy verenlerin AKP’ye biata zorlandığının itirafıdır. Demokrasi dışı, hak ve adaletle bağdaşmayan gözdağı ve tehdit içeren bu sözlerinden sonra, Bakan o koltukta oturmamalıdır. Utanç tablosu Kemal Kılıçdaroğlu (CHP İstanbul Belediye Başkan adayı): Sayın Bakan, siz Adalet Bakanısınız. Nasıl olur da yolsuzluktan tutuklanan bir belediye başkanına (Akfırat’ın eski AKP’li Belde Belediye Başkanı Hilmi Yıldız’ı kast ederek) ’Bana arazi al’ diye vekalet verirsiniz. Utanılacak bir tablo. Bir Adalet Bakanı bundan utanmayıp da kalkıp ’Seçimi alırlarsa biz para göndermeyiz’ diyorsa bu da ikinci utanç tablosudur. Sayın Mehmet Ali Şahin o koltuğundan derhal ayrılmalıdır. Bakan itiraf ettiAdalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in önceki gün Antalya’da AKP’nin seçim bürosu açılışı sırasında yaptığı ve ’AKP’li olmayan belediyelere iş yaptırmayız’ şeklinde yorumlanan açıklaması özetle şöyleydi: "2B Yasası’nın çıkmasından sonra bu araziler ikincil bir kanuni düzenlemeyle sahiplerine verilecek. Ancak bunların çözülmesi için bizimle uyumlu çalışacak yerel yöneticileri seçmemiz gerekiyor. Merkezi hükümetle işbirliği içinde olan belediyeler daha çabuk çözüm üretiyor. Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. Maalesef bu Türkiye’nin gerçeği. O nedenle halkıyla barışık, hükümetiyle barışık, devletiyle barışık mahalli yöneticiler işbaşında olursa bizim sorunlarımız daha çabuk çözülür." Sözlerinin arkasında Şahin, dün İstanbul’da yaptığı açıklamada, önceki proje üretip, merkezi hükümetten destek isteme konusunda açıklama yaptığını belirtti. Şahin, merkezi hükümetle işbirliği halinde olabilecek yetenekteki belediye başkan adaylarına atıfta bulunduğunu belirterek, "Antalya milletvekiliyim, bakanım. Biri hariç, diğer partilere sahip belediye başkanlarıyla tanışma fırsatı bulamadım. Ben bakanım, ilçesine gidiyorum, ilçe belediye başkanı beni karşılamaya bile gelmiyor. Bir projesini bana getirip Ankara’da yardımcı olur musunuz demiyor" dedi. Şahin, herkesin hükümeti olduklarını kaydetti. Şahin soruları cevaplaması bittikten sonra da gazetecilere, "Bunu nasıl değerlendirirseniz değerlendirin" dedi. Meclis’e soru önergesi Bakan Şahin’in sözleri soru önergeleriyle Meclis’e taşındı. CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü, Başbakan Erdoğan’ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, "İktidarınız döneminde hangi belediyelerin hangi projelerine engel çıkarılmıştır? Yerel seçimlerden sonra da ayrımcılık içeren uygulamalarınızı devam ettirecek misiniz?" diye sordu. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk de Erdoğan’a yönelttiği soru önergesinde, "Belediyelerde, sorunlarını gidermek amacı ile hükümetin gerekli yardımı vermesi için iktidar partisine bağlı belediye olması şartı aranmakta mıdır? dedi. Anayasa’ya aykırı sözler Prof. Dr. Hikmet Sami Türk (Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim üyesi, eski Adalet Bakanı): Merkezi hükümetin yerel yönetimlere sağladığı olanaklar bu çeşit kriterlere tabi olmamalı. Talihsiz bir açıklama. Bu sözler adeta iktidara oy verilmezse yerel yönetimlerin merkezi hükümet desteğinden yoksun kalacakları anlamına gelir. Oysa Anayasa’nın 10. maddesine göre, devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadırlar. Buna aykırıdır. Anayasa’nın merkezi idare ve yerel yönetimler ilişkisini düzenleyen 126 ve 127. maddelerinin de tamamen dışındadır. Yandaş medya gibi yandaş yerel yönetimler yaratma çabasına yönelik bir ifadedir. AKP'nin yaptığını 20 yıl önce ANAP yapmıştıYıl 1989. Dönemin iktidar partisi ANAP, gazetelere ‘İktidardan olmayan belediye başkanı seçerseniz, hizmet alamazsınız’ anlamına gelen ‘Eli kolu bağlı belediye başkanı ister miydiniz?’ ve ‘Farklı dilden konuşan bir belediye başkanı ister miydiniz?’ ilanlarıyla siyasi şantaj yapmıştıŞahin'in istifa yanıtı Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, gazetecilerin soruları üzerine şu açıklamayı yaptı: İstifaya davet eder etmez, kendi taktirleridir. Ben bir şey söyelemem. Bizler aynı zamanda siyasiyiz. Adalet Bakanı'yım ama aynı zamanda da siyasiyim, AKP'liyim. Ben Antalya'ya siyasi kimliğimle gittim. Orada belediye başkan adaylarımıza destek vermeye gittim. Eğer orada yanlış bir şey söylemişsem, halkımız bunu değerlendirir ve cezasını verir. Ben "Muhalefetin belediye başkanlarına oy vermeyin, onlara oy verirseniz Ankara'dan onların projesine onay gelmez" demedim. Ankara'ya diyaloğu iyi olan adaylara oy verin dedim. Ben başka bir şeyi ön plana çıkardam, farklı değerlendirdi. Yanlış bir şey söylemişsem millet bunu değerlendirir.