İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından yayınladığı video mesajında yer verdiği Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından hazırlanan ve Düzce depreminde sağlıklı bir süreç yürütülmediğini ortaya koyan Etki Analizi Raporu'nun kendi talimatıyla hazırlandığı söyledi. Soylu, "Biz tespit ettirdik, talimatı ben verdirdim" dedi.
İçişleri Bakanı Soylu, Kahramanmaraş Afet Kriz Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.
Burada yaptığı konuşmada, depremin yönetilmesi sürecine ilişkin eleştirileri hedef alan Soylu, bilimsel uyarıları da unuttu. Soylu, "Deprem ne zaman olacağını nasıl olacağını bilmediğimiz bir durum" dedi. Soylu şöyle devam etti:
"Onları ayıplarıyla baş başa bırakacağız. İnsanın nasıl bir ruh hali olabilir ki fitnenin ve fesadın peşinden koşabilir."
Soylu'nun açıklamaları şöyle:
"Devlet tüm imkan ve kabiliyetini sevk etmektedir. AFAD ölüm sayılarını sürekli olarak açıklamaktadır. Enkazdan yaralı olarak kurtarılanların sayılarını açıklamaktadır. Çok büyük bir operasyon yürüttüğümüzü söylemek istiyorum. Arama kurtarmadan beslenmeye kadar, lojistiğin toplanmasından sevkine kadar ve gelen ayni yardımların dağıtılmasına kadar, define kadar buradan tahliye edilecek insanların tahliye edilmesine kadar yaklaşık bazen günde 100-150 parça işin aynı zamanda farklı kişilerle yürütülmesini sağlamaya çalışıyoruz.
Sadece burada görev yapan polis, jandarma ve TSK mensubu arkadaşlarımızı sayısı 20 bin. Herkes burada büyük bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Son aldığımız rakam 5 bin 323 vatandaşımızı Kahramanmaraş'ta kaybettik. Allah rahmet eylesin. 4 bin 493'ü de şu ana kadar defnedildi. Defin noktasında da savcılığımız aynı zamanda emniyet kriminal aynı zamanda Diyanet, aynı zamanda sağlık aynı zamanda yıkama işlemleri yürütülmektedir.
Çok kısa bir zaman içerisinde her türlü faktör de değerlendirilerek bunlar burada yapılmakta ve sağlanmaktadır. Burada dinimizin emrettiği, inancımızın emrettiği tüm usuller hiçbir eksiklik olmadan gerçekleştirilmektedir. Aynı zamanda hukuki bütün usuller de gerçekleştirilmektedir. Şurada günde ilçeleri ile beraber 500 bin öğün yemek verilmektedir. 500'ün üzerinde köyü var buranın. 170 saatin üzerinde çalışarak ihtiyaçlarını ulaştırmaya çalışıyoruz.
Önümüzdeki sürecin her birimiz için ve vatandaşlarımız için esas yakınlarını kaybedenler için önemli ve zor olduğunu biliyoruz. Kesinlikle sosyal medya dahil hiçbir şeyden etkilenmeden bizim vatandaşımıza görevimiz var ve görevimizi yapmak zorundayız. Birileri açık arayabilir elbette eksik olabilir. Bu kadar büyük tüm dünyanın büyük olarak nitelendirdiği böyle bir depremde elbette ki bazen yetişmekte zorlandığımız ama ardından yetiştiğimiz meseleler olacak. Bunu istismar konusu yapmak, siyaset çıkar sağlamak depremin ortaya koyduğu hasardan çok daha büyük bir hasardır. Deprem ne zaman olacağını bilmediğimiz ama deprem ortaya koyduğu hasarla hepimizi etkilemektedir. Fakat diğer tarafta insanlık suçu işlemektedir. İnsanın nasıl bir ruh hali olabilir ki fitnenin peşinde gidebiliyor.
Hiç mi birilerinin içinde sevgi kırıntısı kalmamış. Burada eğer bir siyaset yapılacaksa bu hesap sorulur. Burada herkesin morale ihtiyacı var. Bunu hep beraber sağlamak durumundayız. Bir çok alanla karşı karşıyayız hepsini çözebilmek için adım atmaya çalışıyoruz. Neymiş AFAD Düzce depreminde şunu açıklamış şöyle açıklamış. Biz tespit ettirdik, talimatı ben verdirdim. 'Eksik neyse yazacaksınız arkadaşlar' dedim. Bir ülkede grup başkanvekilliği yapmış, milletvekilliği yapmış ana muhalefet genel başkanlığı yapan bir kişi bu kadar mı istismar eder hayatı."