İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda büyükelçilikleri 4 yıldır tutuklu yargılanan iş insanı Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasını isteyen bir açıklama yayımlamalarına ilişkin olarak,"Hukukun üstünlüğünden ve demokrasiden bahseden Batı, Türk yargısına talimat veremez. 'Derhal birisini serbest bırakın' diyemez. Bunu kabul etmiyoruz. Burası bir çadır devleti değil. Herkes aklını başına alsın, herkes haddini bilsin. 10'unuz değil, 100'ünüz gelse Türkiye'ye zerre toz konduramazsınız" dedi.
Soylu, Muhtarlar Günü toplantısında konuştu. Soylu, "Çünkü; birileri ısrarla geriye döndürmek istese de bugünün Türkiye'si yarınlarını konuşan Türkiye'dir. Aklı geriye takılıp kalan değil, 2023 ve sonrasını planlayan Türkiye'dir. Birileri şunu çok iyi anlamalıdır; bizim gündemimiz dün değildir. Bizim gündemimiz, Azerbaycan'da, Libya'da, Doğu Akdeniz'de, güney sınırımızın altında olan bitenle, oralarda attığımız adımlarla ve Recep Tayyip Erdoğan'ın sınırlarımızın ötesinde ortaya koyduğu vizyonla ilgilidir. Bizim gündemimiz, sadece terörle mücadele değildir; terör dönemlerinin her alandaki izlerini silmek, Doğu ve Güneydoğu'yu sadece Türkiye'nin değil, dünyanın cazibe merkezi haline getirmekle ilgilidir" diye konuştu.
Soylu şu ifadeleri kullandı:
"Artık 20 yıl sonrasının muhtarını, gelecek hayalimizi konuşmalıyız. Yönetimde muhtarı nerede konumlandırdığımızı tartışmalıyız. Muhtarın, dolayısıyla millet iradesinin daha fazla merkezde olduğu bir kamu düzeni fikrine, şimdiden hazırlanmalıyız. Cumhurbaşkanlığı hükümet modeli, esas itibarıyla bunun ilk adımıdır. Şimdi bunu bir adım ileriye taşımak, yarının muhtar profilini, bugünden tarif etmek durumundayız. Muhtarlık kurumu bu topraklar var olduğu sürece devam edecektir.
Malum bu aralar çok moda oldu, canı sıkılan bildiri yayınlıyor. 10 tane büyükelçilik bir araya gelmiş, içinde ABD'si de var Almanya'sı da var. Diyorlar ki, 'Ey Türk yargısı, Osman Kavala'yı derhal serbest bırak, talimatımızın dışına çıkma'.
Osman Kavala için seferber olmuş batıya diyeceğim şudur: 'Türk yargısı bitti' demeden bitmez, bunu da herkes böyle bilsin. Ve Türkiye, o dışarıdan parmak salladığınız, parmak salladıkları zaman süklüm büklüm olan Türkiye değil. İki satır açıklamayla istediğiniz gibi yönetebileceğiniz bir ülke hiç değil. Hukukun üstünlüğünden ve demokrasiden bahseden Batı, Türk yargısına talimat veremez. 'Derhal birisini serbest bırakın' diyemez. Bunu kabul etmiyoruz. Burası bir çadır devleti değil. Burası 2 bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Herkes aklını başına alsın, herkes haddini bilsin"
Orada da bizimle bütün dertlerini, neye kızıp alındıklarını tek tek yazmışlar. Madde madde yazmışlar. Efendim neymiş; Türkiye Libya ile münhasır ekonomik bölge anlaşması imzalamış. Bunu yapamazmışız. Başka, Türkiye Maraş'ı yeniden açmış. Bunu yapamazmışız. Başka, Türkiye Ayasofya'yı açmış. Bunu yapamazmışız. Başka, PKK'nın yönettiği belediyelere kayyum atamışız. Bunu yapamazmışız. Tırnak içinde söylüyorum, güya onlar açısından 'kusurlarımızı tek tek saymış'. Kıymetli kardeşlerim; kimin kiminle nasıl kanka olduğunu herkes iyice görsün diye bunları anlatıyorum. Dün 10 tane büyükelçi ortak bildiri yayımlamış. 10'unuz değil 100'ünüz gelse Türkiye'ye zerre toz konduramazsınız. Dertleri, hazmedemedikleri şu; siz nasıl olur da bizim dediğimizden dışarı çıkarsınız. Siz nasıl bizim yapma dediğimizi yaparsınız. Dert budur, tezgâh budur. Kimse kusura bakmasın. Biz özgür bir ülkeyiz, özgürlüğümüzü de kimseden hediye almadık"