İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şu anda İskenderun'da acil yıkılması gereken ve enkaz olan binaların yüzde 65'ini kaldırdıklarını belirterek, "Bayrama kadar çok süratli gidiyoruz. O yüzde 35'i de bitireceğiz." dedi.
Soylu, Üsküdar Belediyesi tarafından, İskenderun Teknik Üniversitesi Kampüsüne kurulan konteyner kentin açılışı ve iftar etkinliğinde, büyük bir afetle karşılaşıldığını, büyük bir imtihanla karşı karşıya olunduğunu dile getirdi.
Depremin ilk gününden beri, her şeyle ilgilendiklerini vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:
"Çadırların kurulmasından, konteynerlerin altyapısına kadar. İlk günlerde hastanelerin hizmet verebilmesi için mazotun getirilmesinden, jeneratörlere kadar. Konteyner kentlerdeki çamaşır ve kurutma makinelerine kadar. Vatandaşlarımızın sahurda yiyeceği iftarlığa, kahvaltılığa kadar. Çocuklarımızın çadır kentlerde eğitimden geri kalmaması için Milli Eğitim Bakanlığıyla koordine edilen öğretmenler ile YGS ve YKS'ye hazırlanmalarına kadar teker teker ilgileniyoruz."
Soylu, bu coğrafyanın, bütün dünyaya insanlığın nasıl olduğunu, kardeşliğin nasıl olduğunu ve dayanışmanın nasıl olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Ülke dışından deprem bölgesine gelip gidenlerin olduğunu hatırlatan Soylu, şöyle konuştu:
"Geçenlerde Finlandiya Cumhurbaşkanı gelmişti. Yine geçenlerde komşu ülkelerden bakanlar geldi. 'Siz iki ayda bu duruma nasıl geldiniz?', 'Bu nasıl bir dayanışma?', 'Bu nasıl bir millet?', 'Bu nasıl bir devlet kapasitesinin her şeyi ortaya koyması?', 'Her taraftan bir belediye görüyorum, bu nasıl bir kardeşlik?' dediler. Aslında bizim yüzyıllarca, en zor dönemlerimizde gösterdiğimiz bu anlayışı bir kez daha gözleriyle görebildiler. Hiç endişe etmeyin, biz birçok depremden çıktık. Evet boyutu bu kadar değildi. Birçok afetten çıktık. Birçok selden, yangından, tarihimizin en büyük yangınlarını yaşadık. Üst üste en büyük selleri yaşadık. Kıymetli Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Van depreminden Giresun seline kadar, Elazığ depreminden İzmir depremine kadar Malatya depremine kadar, Muğla yangınına kadar kimseyi bir gün yalnız bırakmadı. Bir yıl içerisinde oturulacak evlerini kendilerine teslim ettik. Afet konutları gibi değil. Birinci sınıf, birinci kalite."
Vatandaşın karşı karşıya kaldığı travmayı atlatabilmesi için elden ne geliyorsa, güçleri neye yetiyorsa onu ortaya koymaya çalışan bir anlayışı seçtiklerini anlatan Soylu, depremden etkilenen bu şehirlerin, kasabalar ve köylerin eskisinden daha güzel olacağını dile getirdi.
Güçlü bir hizmet ortaya koyacaklarına dikkati çeken Soylu, "Kaybettiklerimizi geri getiremeyiz. Ama gelecek nesillerimize ve bu depremi yaşayan vatandaşlarımıza bir borcumuz var. O kadar güçlü bir hizmet ortaya koymalıyız ki, o sabaha karşı vatandaşların yaşadığı büyük afeti, o çığlıkları unutturabilme anlayışını hep beraber ortaya koyalım. Yükümüzden yüksünmüyoruz. Tam tersine hem bu dünyanın, hem de öteki dünyanın bir sınavı anlayışında görüyoruz." ifadesini kullandı.
Soylu, deprem bölgesinde 2 milyon kişiye iftar yemeği verdiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Bir taraftan enkazları kaldırıyoruz. Şu anda İskenderun'da acil yıkılması gereken ve enkaz olan binaların yüzde 65'ini kaldırdık. Bayrama kadar çok süratli gidiyoruz. O yüzde 35'i de bitireceğiz. Bayramdan sonra da ağır hasarlı binalara başlayacağız. Onları da en kısa sürede bitirmiş olacağız. Bu esnada konutlar yapılıyor. Onlar da bir yıl içerisinde bitecek. İlk günlerde bunları söyleyemiyordum. Çünkü acımız derindi. Şu anda da hüznümüz çok. Ama bugün gelecek adına birkaç şey söyleyebiliriz. İskenderunlular hiç endişe etmesinler. Allah'ın izniyle İskenderun'dan depremin izlerini sileceğiz. Daha güvenli, daha dirençli, gelecek nesillere sorumluluğumuz olan daha güçlü binalarda yaşamaya devam edeceğiz."
Sadece bina da yapmayacaklarını aktaran Soylu, "Aynı zamanda bu şehrin duygusunu kültürünü, sanatını, komşuluğunu yeniden ihya edecek anlayışı hep birlikte yeniden yeşerteceğiz. Bize itimat edin. Cumhurbaşkanımıza bugüne kadar itimat ettiniz. Hiç mahcup etmedik." dedi.
Soylu, hiç kimsenin endişe etmemesi gerektiğini, dünyanın, bir milletin kendisini nasıl toparladığını hep beraber göreceğini sözlerine ekledi.