Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Çocuklarımızı iklim değişikliğinin sonuçlarıyla baş başa bırakmak yerine, onlara doğanın işleyişini anlatarak doğayla daha çok vakit geçirmelerini sağlamalıyız. Biz çocuklarımıza bütün güzellikleri yaşayabilecekleri bir dünya bırakmayı hedefliyoruz, bu sebeple onları bu farkındalık hareketinin öncüleri olarak görüyoruz" dedi.
Bakan Yanık, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayesinde, Bakanlık tarafından Cumhurbaşkanlığı Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Uluslararası Çocuk Forumu Kapanış Programı'nda yaptığı konuşmada, çocukların erkenden büyümek zorunda kalmadıkları, sadece eğlenip öğrenebildikleri huzurlu bir dünyanın hayalini kurduklarını söyledi.
Suriye'de, Ukrayna'da ve daha birçok ülkede çocukların daha güvenli bir gelecek için yaşadıkları ülkelerini terk etmek zorunda kaldığına işaret eden Yanık, çocukların açlık ve yoksulluk sebebiyle evlerinden uzak diyarlara göç ettiğini, terör olaylarıyla yaşamdan koparıldığını, anneler ve babaların çocuklarından ayrıldığını anlattı. Türkiye'de de kısa süre önce böyle bir acı olayın yaşandığını hatırlatan Yanık, İstanbul'da meydana gelen saldırıda vefat eden Yusuf Meydan'ın, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Adana İl Müdürlüğü bünyesinde çalıştığını dile getirdi.
Böyle bir olayın yaşanmasından dolayı çok üzgün olduğunu ifade eden Yanık, şöyle devam etti:
"Çalışma arkadaşımız Yusuf'un ve cennet kuşu kızı Ecrin'in aziz hatırasını yaşatmak istiyoruz. Yusuf Meydan'ın ismini Adana Sarıçam'da yapılacak Çocuk Evleri Sitemize, kızı Ecrin Meydan'ın ismini de kuruluşumuz içerisinde açılacak kütüphaneye vererek, bu isimlerin bundan böyle birçok çocuğa yuva sağlamasını temin etmeye çalışacağız. Teröre inat isimlerini yaşatmaya çalışacağız."
"Burada sizlere baktığımda, sizlerle bir araya geldiğimde bu kara tabloların bir daha yaşanmayacağına olan inancım tazeleniyor. Sizleri gördüğümüzde geleceğe dair ümitlerimiz yeşeriyor" diyen Yanık, daha yaşanır ve daha adil bir dünya için çocukların kendilerinden daha başarılı olacağına yürekten inandığını vurguladı.
Yanık, "Çünkü herkes için güzel bir şeyler yapmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden kalkıp Ankara'da bizimle bir araya geldiniz. Dünyaya mesajlarınızı ilettiniz. Biz de 2000 yılından itibaren 81 ilimizde çocuk komitelerimizi, işte bu mesajların yayılması ve tüm çocuklarımıza ulaşması için oluşturduk. Bu komitelerimizle 23 yıldır çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz." diye konuştu.
Bakan Yanık, bu yıl 23'üncüsü gerçekleşen Çocuk Forumu'nun uluslararası kimlik kazanmasının son derece gurur verici bir gelişme olduğunun altını çizdi.
Hayatın her alanında çocukların varlığını güçlendirmenin, dünya çocuklarının taşıdığı muhteşem potansiyeli görmenin ayrı bir mutluluk verdiğini dile getiren Yanık, "Her yıl birbirinden önemli küresel sorunlara çözüm önerilerini sunan çocuklarımızla tanıştıkça, dünyamızın geleceğinin güvende olduğuna inanıyoruz. Bu yıl da çocuklarımızın 'İklim Değişikliği ve Çocuk Katılımı' gibi küresel bir konuyu ele almaları ve birbirinden etkili çözüm önerileri sunmalarını önemli buluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Tabiatın her an insanlarla konuştuğuna işaret eden Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kuşlardan bulutlara, çiçeklerden denizlere kadar hepsi bize bir şeyler fısıldıyor. Doğayı iyi gözlemlediğimizde, doğanın bizi bize yansıtan bir ayna olduğuna şahit oluyoruz. Doğanın dilini çözdüğümüzde, bize verdiği mesajı aldığımızda, doğaya ve kendimize zarar vermeden yaşayabilmenin yolunu da bulabiliriz. Çocuklar bu mesajı en doğal haliyle alıyorlar. Bu konuda çocukların gözlemlerini ve çözüm önerilerini dikkate almak zorundayız. Kendimiz, ailemiz ve ülkemiz adına benimsediğimiz tüm sorumlulukların yanına doğanın ve diğer canlıların varlığına derin bir saygıyı da eklemeliyiz. Çocuklarımızı iklim değişikliğinin sonuçlarıyla baş başa bırakmak yerine, onlara doğanın işleyişini anlatarak doğayla daha çok vakit geçirmelerini sağlamalıyız. Biz çocuklarımıza bütün güzellikleri yaşayabilecekleri bir dünya bırakmayı hedefliyoruz, bu sebeple onları bu farkındalık hareketinin öncüleri olarak görüyoruz."
Bakan Yanık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının çocukların üstün yararı ilkesi doğrultusunda, güçlü nesiller yetiştirmek üzere çeşitli çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
Genel yaklaşımın, kültürel ve manevi değerlerle beslenen çocukların toplum hayatına sağlıklı ve mutlu bir şekilde katılmalarını sağlamak olduğunu belirten Yanık, şunları kaydetti:
"Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi de çocukların kendilerini ilgilendiren konulara katılımıyla ilgilidir. Bu madde, çocukların kendi görüşleriyle yetişkinlerin görüşlerinin nasıl dikkate alındığını, diyalog süreçlerinin alınan kararları nasıl etkilediğini öğrenmeleri açısından son derece önemli bir maddedir. Aynı zamanda çocuklar ve yetişkinler arasında iletişim kurma ve bilgi paylaşma süreçlerini de vurgular. Biz Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı olarak, 81 ilimizde çocuk komitelerimizle bunu gerçekleştiriyoruz. Çocuklarımızın kendilerini iyi ifade edecek şekilde, çevrelerinde yaşananlara duyarlı, haklar ve sorumluluklar noktasında bilinçli olarak yetişmeleri için onlara tüm imkanları sunmaya çalışıyoruz. Bu imkanları sunarken önümüzde her zaman gençlere ve çocuklara inanan bir anlayışın güçlü desteğini görüyoruz."
Ayrıca 'Yabancılara Yönelik Şartlı Eğitim Yardımı Programı'nın 4'üncü fazının imza törenine katılan Bakan Yanık, "Ülkemiz, Suriye'deki çatışmaların başlangıcından bu yana, tarihsel birikiminin de gereği olarak, insani sorumluluk duygusuyla hareket etmektedir. 2'nci Dünya Savaşından sonra yaşanan en büyük göç dalgasına sebep olan bu savaşta Türkiye, sığınmacılara yönelik insani yardım çalışmalarına uluslararası toplumun verdiği desteğe nispetle daha yüksek bir oranda katılmış ve kendi öz kaynaklarından yaklaşık 45 milyar dolar harcamıştır. Bu bakış açısını Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle de özetleyecek olursak; bizler, hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü sebebiyle geri çevirmedik. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın yüklediği bu görevi bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz" dedi.
Bakan Yanık konuşmasının devamında, Rusya-Ukrayna savaşından dolayı Türkiye'ye getirilen çocuklara değinerek, "Türkiye'nin, dünyada eşi az görülen bu iyilik geleneğini, son olarak Rusya-Ukrayna savaşında da sürdürmesi ve bu yönde olağanüstü gayreti için Sayın Cumhurbaşkanımıza tüm dünya çocukları ve insanlık adına buradan şükranlarımı arz ediyorum. Dün itibarıyla Ukrayna’dan bir grup çocuğumuzu ve onların beraberinde refakatçilerini ülkemize kabul ettik ve onları bir anlamda güvenliğe eriştirmiş olduk. Çalışmalarımızda yanımızda yer alan Avrupa Birliği’yle iş birliğimizin artarak devam etmesini temenni ediyorum" ifadelerini kullandı.
Bakan Yanık konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Çocuk hakları, Türkiye ile Avrupa Birliği’nin en çok önem verdiği ortak değerlerin başında geliyor. Bakanlık olarak hane odaklı yürüttüğümüz tüm programlarımızda da çocuklarımızın eğitimi ve refahı, öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Çocuk hakları konusundaki hassasiyetimiz ülkemizde yaşayan tüm çocukların temel haklarından yararlanabilmeleri için maddi-manevi her türlü çabayı kapsamaktadır. Bu bağlamda, düzensiz göç akınlarının başladığı 2011 yılında ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli çocukların, eğitim hakkından mahrum kalmamaları için ilk acil çözüm olarak 'Geçici Eğitim Merkezleri'ni kurmuştuk. Sığınmacıların kısa vadede ülkelerine dönebileceği koşulların oluşmaması üzerine, anaokulları dahil Milli Eğitim Bakanlığımıza bağlı okullarımızı ayırt etmeksizin tüm çocuklara açtık ve 'Şartlı Eğitim Yardımı' programımızı, Yabancılara Yönelik Şartlı Eğitim Yardımı adı altında, 'en kırılgan durumdaki tüm çocukları' kapsayacak şekilde genişlettik. İlk göç dalgasından bu yana 920 bini aşkın öğrenci okullaştırıldı.
Bu vesile ile Yabancılara yönelik Şartlı Eğitim Yardımı 4'üncü faz kapsamında programdan çekilen UNICEF ve ECHO’ya, 5 yıl boyunca sürdürdükleri kesintisiz, etkin ve kaliteli ortaklıkları için, okullaştırdığımız tüm çocuklar adına teşekkür ederim. Bakanlığımız, savaş başta olmak üzere çeşitli zorluklar sebebiyle yerinden ve yurdundan edilmiş 'kayıp nesiller' sorununun çözümünü, çocukların eğitimli ve sağlıklı bireyler olarak yetiştirilmelerinde görmektedir. Ülkemizin bu konudaki emeklerine, gayretlerine, insan odaklı hizmetlerine destek veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Yabancılara Yönelik Şartlı Eğitim Yardımı Faz 4, önce çocuklarımıza sonra tüm dünyaya hayırlı olsun. İnsan haklarının korunmasında ortak hedefleri gözettiğimiz Avrupa Birliği ile Türkiye’nin işbirliğinin artmasıyla, birlikte daha çok projeyi imzalamayı diliyorum."
(AA/DHA)