Bakan Yanık: Kimse bize kadın hakları konusunda ders verecek, had bildirecek durumda değil!

Bakan Yanık: Kimse bize kadın hakları konusunda ders verecek, had bildirecek durumda değil!

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, "Lafa gelince hakikaten kadın ve çocuk diye ensemizde boza pişirenler, geçmiş sicillerine baktığınızda, hatta bugünkü seçimlerine baktığınızda hiç öyle günahlarından kurtulacak durumda değiller. Kimse kusura bakmasın. Kimse bize kadın hakları konusunda, kadınların siyasete, ekonomik hayata, istihdama, sosyal hayata katılımı konusunda ders verecek, had bildirecek durumda değil. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yaptıklarımız ortada" dedi. 

Yanık, Yüreğir Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Adana İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda,AK Parti'nin siyasette varlığını güçlü bir şekilde devam ettirmesiyle ilgili 20 yıllık serüvene bakılması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

"AK Parti Türkiye'de siyasetin parametresini değiştirdi" 

"AK Parti Türkiye'de siyasetin parametresini değiştirdi. Siyasete iade-i itibar sağlayan partidir AK Parti. AK Parti'nin iktidara geldiği zamanda, iktidara aday olduğu zamandaki siyasi tabloyu lütfen gözünüzün önüne getirin. Türkiye'de enflasyon işte yüzde 100'lerin üzerine neredeyse çıkmış. Gecelik faizler işte yüzde 3 binleri vesaireyi bulduğu dönemler var. İnanılmaz bir umutsuzluk var. Neredeyse hani 'battı, batıyor' denilen bir zamanda, siyasete hiç güven duyulmayan, yapılan araştırmalarda güven sıralamasının en alt basamaklarında olan bir zamanda AK Parti öncelikle siyasete iade-i itibar sağladı."

"Sayın Cumhurbaşkanı'mız siyaset hayatının her aşamasında vatandaşa doğruyu söyledi"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde AK Parti'nin kurulduğunu hatırlatan Yanık, şöyle devam etti:

"Cumhurbaşkanı'mız yani o zaman genel başkanımız siyasi yasaklı. Yeni cezaevinden çıkmış. IMF'ye dünya kadar borç, her gün birileri geliyor, gidiyor. 500 milyon dolar kredi bulabilmek için kapı kapı gezmişti o zamanki yöneticilerimiz. Bu şartlar altında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde AK Parti kuruldu ve yönetime talip olduk. Cumhurbaşkanı'mız, yani o zaman genel başkanımız yasaklı, parti yeni kurulmuş seçime gidiyoruz, memleketin hali ortada. Bu şartlar altında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın seçim vaatlerini lütfen hatırlayın. İki şey söylemişti, birisi 'üç Y' ile mücadele. Yolsuzluk, yasaklar ve yoksullukla mücadele. İkincisi de 'üç yıl bizden bir şey istemeyin, kemerleri sıkmaya devam edeceğiz'. Bizden üç yıl bir şey istemeyin arkadaşlar, vatandaşa vaadi buydu. O zaman öyle denmesi gerekiyordu. O şartlarda gerçekçi bir mücadele verebilmek için vatandaşa bunların söylenmesi gerekiyordu. 

Sayın Cumhurbaşkanı'mız siyaset hayatının her aşamasında vatandaşa doğruyu söyledi. Hiç yanıltmadı; vatandaş da elhamdülillah onu hiç yalnız bırakmadı. '3 yıl bizden bir şey istemeyin' diyen, kendisi yasaklı olan, milletvekili seçilemeyecek olan o sistemi hatırlayın, parlamenter sistemde milletvekili seçilememek demek kurduğunuz hükümetin başı olamamak demek arkadaşlar. Başbakan olamayacak genel başkanımızın partisini bu millet birinci parti olarak seçti ve hükümetin neredeyse anayasayı değiştirme çoğunluğunu sağlayacak kadar büyük bir çoğunlukla hükümeti kurma yetkisini verdi. Çünkü millet kendisine kimin doğru söylediğini, kendisini kimin aldatmayacağını ve kendisine kimin hizmet edeceğini çok iyi biliyordu. 

"Bütün kaynakları vatandaşımız için kullanıyoruz"

Bütçe görüşmelerine muhalefetten birinin Bakanlıklarının yaptığı sosyal yardımlarla ilgili olarak, "Efendim siz mi yapıyorsunuz, Cumhurbaşkanı cebinden mi yapıyor, devletin kaynaklarını kullanıyorsunuz?" şeklinde eleştiride bulunduğunu hatırlatan Yanık, şöyle devam etti:

"'Evet' dedim, doğru devletin kaynaklarını kullanıyoruz ama 20 sene önce de devlet vardı bu memlekette. O zaman da devletin kaynakları vardı. Niye vatandaş için kullanmıyordunuz? Şimdi, biz bütün kaynakları vatandaşımız için kullanıyoruz. Bütün bu ülkenin zenginliğini vatandaşımıza eşit bir biçimde dağıtabilmek için uğraşıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'nızın 20 sene önderliğinde, liderliğinde AK Parti hükümetlerinin ortaya koyduğu icraat bugün oturduğunuzda saymaya kalksanız saatler sürüyor. Şu icraatların 10'da birini bugün bu icraatları eleştirenlerden birisi yapsaydı omuzlarında taşınmayı beklerdi. Sayın Cumhurbaşkanı'mız ne diyor? Her seferinde 'Biz bu millete hizmet etmek için geldik'. Bu kararlılığımızdan da hiç vazgeçmeden devam ediyoruz ve inşallah milletimiz teveccüh ettiği sürece, milletimiz desteklediği sürece bu hizmetlerimiz devam edecek."

Bakan Yanık, siyasetin bugün geldiği noktada, Türkiye'nin dünya siyasetinde sözünün dinlenmesi noktasındaki etkisine bakılması gerektiğini anlattı.

Ukrayna-Rusya krizindeki tutumuna bakarak Türkiye'nin nerede durduğunu ve nasıl bir önem taşıdığını görmenin mümkün olduğunu belirten Yanık, "Sadece Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderlik özelliğiyle Rusya-Ukrayna krizinin arabulucusu, denge sağlayıcısı ve çok önemli noktalarda müdahil olup krizi çözen taraf olduk." diye konuştu.

"Gayretle çalışmak mecburiyetindeyiz"

Seçimlere değinen Bakan Yanık, "Seçimler bizim için sadece bir seçim meselesi, milletvekili olmak meselesi, Meclis üyesi olmak meselesi, şu-bu olma meselesi değildir. Seçimler bizim için bir gelecek meselesidir. Bu ülkenin geleceğini kurtarma, geleceğini devam ettirme meselesidir. O yüzden önemsiyoruz, gerçekten çok gayretle çalışmak mecburiyetindeyiz" ifadelerini kullandı.

Yaptıkları çalışmaların seçim sürecine giderken bilinmesi ve görülmesi gerektiğinin altını çizen Yanık, "Bizim yaptığımız onlarca başlığı bize vaat diye sunan bir muhalefet var karşımızda. O yüzden anlatmamız lazım. O yüzden yaptıklarımıza sahip çıkmamız lazım. Bizim yaptığımızı tekrar bir ambalajlayıp, karşımıza, vatandaşın karşısına vaat diye çıkaran bir muhalefet var. Buna müsaade etmeyeceğiz. Bu milletin emeğine, bu milletin oyunun neticesine sahip çıkacağız ve tek tek anlatarak inşallah hizmetlerimizin daha çok duyulması, daha çok daha tanınmasına vesile olacağız" diye konuştu.

"AK Parti, vatandaşına olan ilişkisinde başka türlü bir başlık açtı" 

Sosyal hizmet merkezlerinin çocuk, kadın, engelli ve yaşlıların, şehit yakınlarının, gazilerin ve ailelerinin hizmet aldığı kuruluş olduğu belirten Yanık, şöyle konuştu:

"AK Parti siyasetin çehresini değiştirdi ve vatandaşına olan ilişkisinde başka türlü bir başlık açtı. İşte bunun en temel örneklerinden birisi sosyal hizmet merkezlerimizdir. Bundan 20 sene önce vatandaşın en temel ihtiyacı için kapı kapı gezdiği, bir muhatap bulmak için uğraştığı, bulabilirse kendini şanslı saydığı bir süreçten, bugün vatandaşın ayağına giden evinin içindeki her durumu tek tek tespit eden ve buna uygun hizmet modelleri oluşturan bir devlet modeline, bir iktidar modeline geçtik. Bunu sağlayan birimlerden birisi sosyal hizmet merkezlerimiz. Bundan 20 sene önce söyleseniz 'Yahu bu mümkün değil ancak bu Batı'da olur' denen hizmetlerin çok daha iyisini biz vatandaşımızın ayağına götürüyoruz ve inşallah götürmeye devam edeceğiz."

Sosyal hizmet merkezleri aracılığıyla vatandaşların tüm hizmetlere tek bir noktadan erişiminin kolaylaştığını aktaran Bakan Yanık, 2013'te başladıkları bu çalışmaya şu anda 397 merkezle devam ettiklerini bildirdi.

Yanık, Aile Sosyal Destek Programı'na (ASDEP) ilişkin bilgi vererek, talep odaklı hizmet anlayışından arz odaklı hizmet anlayışına geçildiğini söyledi. Çocuk hizmetleri kapsamında yaptıkları çalışmalardan bahseden Yanık, "8 milyona yakın harcama yapmışız. 2012 yılından bu yana çocuklarımız için tahsis edilen sosyal ekonomik destek miktarı 342 milyon 520 bin lira. Sadece çocuklar için bir tek kalemden bahsediyorum" dedi.

"Kadına yönelik şiddetle mücadelede yaptıklarımız ortada"

Bakan Yanık, kadına yönelik şiddete karşı mücadeleleriyle ilgili, 2002'den bu yana önemli çalışma yaptıklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün çağdaşlığı, ilericiliği, insan haklarını kimseye bırakmayan arkadaşlar, bütün bu çalışmaları kendileri iktidarın bir tarafındayken akıllarına bile getirmediler. Türkiye'de eğer kadınları bir sosyal aktör haline getiren birisi varsa o da Sayın Cumhurbaşkanı'mızdır. Bizim yaptıklarımız, ürettiğimiz değerler üzerinden bizi eleştiren, bizi itham eden bir dil var. Buna asla müsaade etmeyeceğiz. Eğer Türkiye'de kadınların hakkını teslim eden bir siyasi varsa o da sadece ve sadece Cumhurbaşkanı'mız. Sahip çıkacağız... Lafa gelince hakikaten kadın ve çocuk diye ensemizde boza pişirenler, geçmiş sicillerine baktığınızda, hatta bugünkü seçimlerine baktığınızda hiç öyle günahlarından kurtulacak durumda değiller. Kimse kusura bakmasın. Kimse bize kadın hakları konusunda, kadınların siyasete, ekonomik hayata, istihdama, sosyal hayata katılımı konusunda ders verecek, had bildirecek durumda değil. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yaptıklarımız ortada."

Ayırt etmeden, insanların hakkını teslim etme gayretinde olduklarını vurgulayan Yanık, engellilere yönelik çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi:

"Geçtiğimiz yıl görevi teslim aldığımız ilk zamanlarda engellilerin STK'larıyla bir toplantı yapıyoruz. Bir arkadaşımız büyük STK'lardan da birinin yöneticisi, engelli bir arkadaşımız; 'Ben doğduğumda annem yıllarca ölmem için dua etmiş. Kendisinden sonra kim, kimin bakacağı belli olmadığı, ne olacağım belli olmadığı, ölmem için yıllarca dua etmiş' dedi. 'Şimdi yaşamam için dua ediyor çünkü ben ona bakıyorum' dedi. Nasıl oldu bu, 20 yıldır AK Parti'nin engelliler için ürettiği politikalar sayesinde. Evladının kendisinden geriye kalmaması için dua eden anne, şimdi aynı evladının ömrünün uzaması için dua ediyor. Niye, çünkü o evlat için sağlanan imkanlarla ekonomik hayata, istihdama katıldı. O evlat eğitimini tamamladı ve bu ülkenin içerisinde üreten bir vatandaş, birey olarak bütün ailesine de katma değer sağlamaya başlıyor."

"Alnımız ak, yüzümüz elhamdülillah pak"

Sosyal yardımlar konusunda bazı eleştiriler bulunduğunu anımsatan Yanık, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben de çıktım şunu söyledim. Dedim ki 'Varsa lütfen getirin bize söyleyin. Hak etmediğini düşündüğünüz birileri varsa, açık televizyonlardan getirin ve söyleyin'. Bir tane gelmedi arkadaşlar. Niye, çünkü son derece şeffaf, son derece açık, son derece adil bir sistem bu. Biz sosyal yardım ihtiyacının kimliğine, kim olduğuna, meşrebine, şusuna busuna bakmıyoruz. Bizim için tek bir ölçü var. İhtiyaç sahibi mi değil mi? Sistem son derece şeffaf işliyor. Dolayısıyla bu anlamda da alnımız ak, yüzümüz elhamdülillah pak."

Bakan Yanık, sosyal yardım programlarını uygulamaya devam ettiklerini aktararak, şu değerlendirmede bulundu:

"Yaşlı ve engelli aylıklarımız, genel sağlık sigortası desteği, kömür yardımı, doğal gaz tüketim desteği, doğum yardımı, eşi vefat eden kadınlara yönelik nakit yardımı, asker ailelerine yönelik düzenli nakit yardımı, çoklu doğum yardımı, öksüz ve yetim yardımı, asker çocuğu yardımı, kronik hastalara kesintisiz güç kaynağı desteği, birikmiş elektrik borcu desteği, vefat yardımı, ulusal hane programı... Biz iktidara geldiğimizde 2002'de sadece 4 kalem sosyal yardım vardı. Onlar da bildiğiniz işte engellilere, yaşlılara, çocuklara verilen ki çok az sayıda. Bugün arkadaşlar 50 ayrı başlıkta sosyal yardım yapıyoruz. Neden, bizim milletimize bir sözümüz var. Diyoruz ki 'Milletimiz hayatının hangi evresinde devletin desteğine ihtiyaç duyarsa biz orada olacağız'. Orada oluyoruz. Bu başlıklar onlar için oluşturuldu. Bakın asker ailesi desteği, asker çocuğu desteği, çoklu doğum yardımı, işte kronik hastalıklarda elektrik desteği... Her birisi ayrı ayrı ihtiyaca binaen hazırlanmış programlar. Önümüzdeki süreçte Allah nasip ederse 2023 yılında yeni başlıklar gelecek."

"Milletin ürettiği kaynağı gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmamız lazım"

Yanık, Bütünleşik Sosyal Yardım adlı sistemlerini anlatarak, şunları kaydetti:

"Milletle göz hizasında olmak' diyoruz, milletin derdiyle dertlenmek. Bizim pek çok çalışmamız sahadan topladığımız bilgiler. Her birisi sahada gittiğimizde ihtiyacını bize ileten vatandaşımızın ihtiyacını karşılamak için yaptığımız programlar.

Halihazırda 23 kamu kurum ve kuruluşunun entegre olduğu ve bir vatandaşın sosyal yardım talebinde bulunduğunda, onun hanesinde kaç kişi var, ne kadar ücret alıyorlar, engelli var mı, yaşlı var mı, çocuk var mı? Bütün verileri yukarıdan aşağı döktüğümüz ve dolayısıyla çok gerçekçi, sahici bir biçimde sosyal yardım ihtiyacını tespit ettiğimiz bir sistem. Bu kadar da bilimsel ve dikkatli çalışıyoruz. Niye, çünkü milletin parası bize emanet. Dolayısıyla o kaynağı, milletin ürettiği kaynağı gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırmamız lazım. Burada hata yapmamamız lazım ve o yüzden de çok dikkatli, çok özenli çalıştığımız bir sistemimiz var. Bütünleşik Sosyal Yardım sistemimiz, Birleşmiş Milletler kalkınma programda iyi uygulama örneklerinden birisi oldu. Bunun anlamı şu; uluslararası ölçekte destekle onay, kabul, takdir görmüş bir programdan bahsediyoruz. Şimdi pek çok ülke bu sistemi kendi ülkesinde kurabilmek için bize çalışma ziyaretlerinde bulunuyor."