Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in 6 yaşındaki kızı H.K.G.'yi dini nikâhla evlendirdiği, kızın küçük yaşlardan itibaren istismara uğradığı iddiasıyla ilgili açılaya davaya müdahil olduklarını hatırlatarak, mağdura gereken desteğin sağlanacağını belirtti.
Yanık, A Haber'e yaptığı açıklamada, Hiranur Vakfı'nda yasanan çocuk istismarı hakkında, "Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir. Siyaset üretilecek konular değildir. İnsani ve maalesef her zeminde karşılaşılabilecek meseleler" diye konuştu.
Çocuk istismarının kim olursa olsun kabul edilemeyeceğini belirten Yanık'ın açıklaması şöyle:
"Çok tatsız ve hiç duymak istemediğimiz haberlerden birisi. Bakanlık olarak biz uzun yıllardır düzenli olarak erken yaşla evlilikle ilgili çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Erken yaşta evlilik başlığında bile değerlendirilemeyecek kadar tatsız bir konu. Bakanlık olarak davaya müdahil olduk. Delillerin toplanması, hakikatin ortaya çıkması ile mağdura gereken destek vermiş olacağız. Sosyal, ekonomik, sosyal hizmet anlamında ve benzeri her türlü desteği sağlamak da bakanlığımızın sorumluluklarından birisi. Bundan sonra da ihtiyacı ve talebi olursa bu destekleri sağlarız.
Ancak meseleye biraz daha derinlikli perspektiften bakarak birkaç şey söylemek istiyorum. Çocuğun cinsel istismarı tüyleri diken diken eden bir mesele. Hangi gerekçeyle olursa olsun kabul edilemez, onaylanamaz, meşru gösterilemez. Bakanlık olarak bu meseleyle kadına yönelik şiddetle, istismarla mücadele etmeyi varlık sebebi kabul eden bir bakanlığız. Cumhurbaşkanımızın hassasiyetiyle 20 yıldır aralıksız mücadele var. Kim olursa olsun çocukların cinsel istismarı kabul edilemez, ihmali kabul edilemez, çocukların en güzel şekilde geleceğe hazırlanması için gayret gösteriyoruz. Biz kamuoyuna yansıdığı zaman açıklamalarımızla duyurularımızı yapıyoruz. Bu ve benzeri vakaların en başından itibaren içinde oluruz. Cumhuriyet Savcılığı marifetiyle sürece dahil olmamız söz konusu. Milletimiz müsterih olsun. Kendilerinin bilmediği yüzlerce vakada da mağdurun yanındayız. Bundan sonra hukuki anlamda bu süreç tamamlanıp bitene kadar içinde olacağız.
Kadına şiddet, çocuk istismarı siyasetin konusu değildir. Siyaset üretilecek konular değildir. İnsani ve maalesef her zeminde karşılaşılabilecek meseleler. Bunu ortak mesele olarak kabul edip bununla birlikte nasıl mücadele ederiz. Yapılan araştırmalar bizim tecrübelerimiz bize şunu söylüyor. İstismar ve şiddette sınıflara ayırıp burada istismar şiddet olmaz diyemiyorsunuz. Özenle mücadele edilmesi gereken bir alandan bahsediyoruz. Siyasi partiler tartışırlar, kendi bakış açıları çerçevesinde yaklaşımları olur, bu ayrı bir şeydir. İnsan söz konusu olduğunda bunu siyaset malzemesine dönüştürdüğünüzde meselenin esasını konuşamıyorsunuz. Meselenin ne kadar çok boyutlu ve ne kadar özenle ele alınması gereken, gerektiğini bilenlerden birisiyim. Siyaset edelim, tartışalım, kavga edeceksek edelim ama bir çocuğun istismarı üzerinden değil. Son tahlilde bu topluma verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Burası o alan değil.
Basına yansıyan kısmından bahsedeyim. Farklı bir takım yaşlar var. 6 yaş var, 7-8 yaş var. 13'te nişanlanıp 14'te evlendiğine dair yaşlar var. Ortada bir çocuğun istismarı var. 16 yaşında hakim kararıyla olağanüstü şartlarda, 17 yaşında ebeveyn rızasıyla, 18 yaşında reşit olduğu için kendi rızasıyla evlenir. 16 yaşın altında hukukun kabul ettiği evlilik söz konusu olmaz. 15 yaşın altı çocuğun istismarıdır. Buradaki mesele, evlilik başlığı altında konuşuluyor. Hukuken bir evlilik birliği kurulamadığı çok açık. Daha sonra taraflar boşanmışlar. Bizi ilgilendiren tarafı burada çok erken yaşta cinsel istismarın vuku bulup bulmadığı. Erken yaşta ve zorla evlilikler bir defa şunu ifade etmek istiyorum. Erken yaşta ve zorla evlilik dediğimiz konu 16 yaşın altındakilerden bahsetmek istiyoruz. 16 yaş evlenme yaşı. Bunun altı zorlanarak yapılan evliliklerden bahsediyoruz. Mücadelemiz aralıksız devam ediyor. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. Erken yaşta zorla evliliklerle niye hassasiyetle uğraşıyoruz. Erken yaşta zorla evlilik tek başına kalmıyor. Fiziksel, cinsel, duygusal şiddeti getiriyor. Erken yaşta evlendirilmiş bireyin beraberinde yoğun şiddet örüntüsüne girmesi söz konusu. Yaptığımız çalışmalar şükürler olsun ki sonuç veriyor. Erken yaşla evlilik mücadelesinde 18 yaş altı 16-17 yaş grubundaki evlilik oranları 7,3'tü yanılmıyorsam 2000'lerin başında şu anda 2 küsurlarda. Farkındalık eğitimlerimiz devam ediyor. Kamu kurum kuruluşları, eğitim ve sağlık kurumlarıyla çalışmalar yapıyoruz. Kız ve erkek çocukları için de eğitime erişimin kolaylaştırılması çok önemli. Bizim bu geçtiğimiz 2021-2022 öğretim yılında başlattığımız anaokulu desteğimiz var. Gelir desteği düşük olan çocukların anaokulu aidatını biz ödüyoruz. Bu erken dönemde eğitime erişen çocukların eğitim kurumlarında kalma sürelerini uzatıyor. Erken başlayan çocuğun okulda kalma süresi uzuyor."