BAKANLAR YSK'NIN KARARINI DEĞERLENDİRDİ BRÜKSEL (A.A)

-BAKANLAR YSK'NIN KARARINI DEĞERLENDİRDİ BRÜKSEL (A.A) - 19.04.2011 - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) bazı bağımsız milletvekili adaylıklarının iptaline ilişkin kararını değerlendirirken "Dün aldıkları kararla Türkiye'de demokrasiye zulüm yapma konusunda ne kadar arzulu olduklarını bir kez daha gördük" dedi. Türkiye-AB Ortaklık Konseyi'nin 49. toplantısı için Brüksel'e gelen Bağış, Yunus Emre Türk Kültür Merkezi'nde Türk kökenli üniversite öğrencilerine hitap etti. Gençlerden demokrasiye sahip çıkarak Türkiye'deki seçimlerde oy kullanmalarını isteyen Bağış, konsolosluklarda oy kullanılamadığının hatırlatılması üzerine şöyle konuştu: "Maalesef Türkiye'de YSK var. Dün aldıkları kararla Türkiye'de demokrasiye zulüm yapma konusunda ne kadar arzulu olduklarını bir kez daha gördük. Beğenmesek de maalesef saygı duymak zorundayız. Anayasamız onu gerektiriyor. Keşke biz arzu ettiğimiz gibi konsolosluklarımızda, elçiliklerimizde sizlere oy kullandırtabilseydik. Ama bu konuda YSK'nın aldığı karar... İnşallah bir daha ki seçime onun gerekli altyapısını da hazırlayıp o tür saçma kararların alınmasını engellemek için elimizden geleni yapacağız." Bağış, bazı bağımsız adayların seçime az bir süre kala ve başvuruların süresi dolduktan sonra yasaklanmasının "Türkiye'de demokrasi adına hoş bir görüntü vermediğini" kaydederek, "Bunlar yurt dışında maalesef Avrupa Parlamentosu'nda, Avrupa Konseyi'nde çok farklı ortamlarda önümüze gelecek olan konulardır. Bu görüntüler Türkiye'ye yakışmıyor. Bunlar hiçbir şekilde Türkiye'de ne iktidar partisi ne diğer partilerimize artı yazmaz. Bunları hiçbir şekilde kimse hükümetimizle bağlamaya veya ilişkilendirmeye kalkmasın. YSK'nin bu tavrı tamamen kendilerinin yaklaşım tarzıdır. Ümit ediyoruz ki Türkiye bugüne kadar demokrasi yolunda nasıl birçok zorluğu aştıysa bunları da aşacaktır" ifadesini kullandı. Egemen Bağış, Türkiye'nin demokrasisi sayesinde Tunus ve Mısır gibi ülkelerde ilham kaynağı olduğunu belirterek bu ülkelerde reformları destekleyen AB'nin öte yandan Türkiye'nin katılım müzakerelerini siyasi mülahazalarla engelleyerek kendisiyle çelişkiye düştüğünü anlattı. Türkiye'nin AB için kilit bir ülke olduğunu vurgulayan Bağış, "Türkiyesiz bir Avrupa'nın hayat damarlarından biri kopmuştur" dedi. AB'nin bu çelişkili tutumuna rağmen reformları sürdürdüklerini belirten Bağış, "Gandi ne demiş? Gerçek Gandi'den bahsediyorum, çakma Gandi'den değil. 'Sıkılmış yumrularla el sıkışamazsınız'. Ama biz sıkılmış yumruklarla da el sıkıştık" diye konuştu. Başmüzakereci Bağış, Fransa Senatosu Hukuk İşleri Komisyonu'nun 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını reddedenlerin cezalandırılmasını öngören yasa teklifi aleyhine görüş bildirmesini değerlendirirken, raportörün ikna edici argümanlar ileri sürdüğünü ve bu yaklaşımın benimsenmesi umudunu taşıdıklarını söyledi. Yasa teklifinin kabul edilmesinin "Fransa demokrasisinin ayıbı bir karar" olacağı uyarısında bulunan Bağış, Fransız Senatosu'nun bu "tarihi hataya düşmeyeceği" beklentisinde olduklarını ifade etti. Türkiye'nin ekonomi başta olmak üzere diğer alanlarda yaptığı atılımları kültür alanında da sürdürmek için Yunus Emre Enstitüsü'nü açtıklarını anlatan Bağış, Brüksel'deki merkezin Türkiye'deki hoşgörü kültürünü Avrupa'ya tanıtacağını dile getirdi. Bağış, konuşmasının ardından Yunus Emre merkezinde "Aşk Olsun" adlı Mevlevi temalı fotoğraf sergisini gezdi. -"KARAR, HÜKÜMET İLE İLİŞKİLİ DEĞİLDİR" Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker de Diyarbakır'daki Demirok Düğün ve Konferans Salonu'nda AK Parti milletvekili adaylarının tanıtımı dolayısıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) 12 bağımsız milletvekili adayının adaylığını iptal etmesine değinerek, rakiplerinin sahadan çekilmesinden yana olmadıklarını belirtti. Bu kararın kendilerini sevindirmediğini ifade eden Eker, ''Biz rakiplerimizle sandıkta mücadele etmeyi tercih ederiz. Bizim arzumuz budur. Yüksek Seçim Kurulunun aldığı karar, hükümet ile ilişkili değildir. Hükümetin bir kararı değildir. Çünkü aynı YSK bizim genel başkanımızı da 2002 yılında seçime girmekten men etti. İşte tam da bu tür uygulamalar sebebiyle AK Parti'nin  3. dönem iktidara gelmesi ve geriye dönüşü olmayacak bir şekilde Türkiye'nin sivil bir anayasaya kavuşması lazım'' dedi. -GÜNAY: ÇOK ÜZGÜNÜM Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ise Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğünce hazırlanan ''Türkiye Okuma Kültürü Haritası Projesi''nin sunumunun ardından çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''Bağımsız milletvekili adaylarının, adaylıklarının veto edilmesi gündeme yerleşti bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Günay, ''Çok üzgünüm. Türkiye'nin demokratik ufkunu açacak olan bir seçime giderken, demokratik yaşamı kısıtlayan yeni düzenlemelerin seçim kurulu eliyle gündeme getirilmiş olması ve bunun dayanaklarının yasada, anayasada bulunuyor görünmesi gerçekten Türkiye'nin demokratik gelişmesi açısından kaygı verici bir durum. Bu da bizim yeni bir anayasa yapma ihtiyacıyla nasıl, her gün yeni bir olayda yeni baştan karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor'' dedi. -"YSK'YA TALİMAT VERİLDİĞİNİ SÖYLEMEK, HAKSIZLIKTIR" AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Parlamentoda YSK'nın, aralarında BDP'nin desteklediği bazı adayların da bulunduğu 12 bağımsız milletvekili adayının başvurusunu iptal etmesine ilişkin sorularını yanıtladı. Elitaş, adaylık engellemesini ilk yaşayan siyasi parti olduklarını belirterek, YSK'nın 2002 yılı seçimleri öncesinde AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da adaylık başvurusunu kabul etmediğini anımsattı. Bunun yanında, Anayasa değişikliğinin halk oylamasına sunulması ile ilgili kanunda, 120 günlük süreyi 60 güne indirdiklerini kaydeden Elitaş, YSK'nın, TBMM'nin iradesini yok sayarak kanunu eski haline getirdiğini ifade etti. Elitaş, YSK'nın, yurt dışında yaşayan Türkler'in oy kullanmasına ilişkin düzenlemenin uygulanmasını da ''hazır olmadığını'' gerekçe göstererek engellediğini, bu nedenle yurt dışındaki 2,5 milyon vatandaşın oy kullanamayacağını söyledi. BDP'nin, YSK'nın kararıyla ilgili hükümet yönelik eleştirilerini değerlendiren Elitaş, ''Haksız bir eleştiri. 3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana yaşadığımız örnekleri ifade ettim. Bu konuda mağdur durumda olan bir siyasi partinin YSK'ya talimat verdiğini söylemek, YSK'ya, Türk milletine yapılan büyük bir haksızlıktır'' dedi. -"BARAJ YÜZDE 5 OLSAYDI BU TARTIŞMALAR YAŞANMAYACAKTI" DSP İzmir İl Başkanlığında düzenlenen toplantıyla milletvekili adayları tanıtıldı. DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir 2. Bölge 1. sıra milletvekili adayı Erol Tuncer, yaptığı konuşmada, partisinin barajı aşarak parlamentoya girme mücadelesi verdiğini belirtti. Bugüne kadar yapılan seçimlerin her birinin ayrı bir önem taşıdığını, 12 Haziran genel seçiminin de önemli olduğunu dile getiren Tuncer, ülkenin şu anda terör ve Kürt sorunu, ekonomik durum, demokratikleşme, yeni anayasa, başkanlık sistemi ve yolsuzlukla ilgili tartışmaları yaşadığını savundu. Türkiye'nin cari ve bütçe açığından yakasını bir türlü kurtaramadığını, büyümenin ihracata ve borca dayalı olduğunu, Türkiye'nin işsizlik sorununun çözülemediğini ileri süren Tuncer, Türkiye'nin ekonomik büyüklük anlamında dünyada 16. olmasına karşın kişi başına düşen gelirde dünyada 55-60. sırada yer aldığını öne sürdü.  Yüzde 10 seçim barajını da eleştiren Tuncer, bir basın mensubunun DSP'nin iktidarda bulunduğu dönemde  bu konuda neden bir düzenleme yapılmadığına ilişkin sorusu üzerine, o dönemde bunu değiştirecek çoğunluğa sahip olamadıklarını söyledi. Bir basın mensubunun YSK'nın 12 bağımsız adayla ilgili iptal kararına yönelik sorusunu Tuncer, şöyle yanıtladı: ''Yüzde 10 baraj sebebiyle BDP seçime girmek yerine bağımsız adaylar yoluyla parlamentoya girmek istiyor. 2007'de de girip grup kurdular. Mecburen kanunu yandan dolaşarak çözüm bulunuyor. Baraj yüzde 5 olsaydı bu tartışmalar yaşanmayacaktı. YSK kararları kesindir. YSK son karar merciidir. Bağımsız adaylar il seçim kuruluna başvurularını yapıyorlar. Yanlışlık olma ihtimaline karşı siyasi partilere 2 gün süre veriliyor. BDP'nin bu şansı yok. Kürt kökenlilerin temsili ilişkileri yumuşatır. BDP'nin grup kuramaması, seçimlere girmemesi siyasi bunalıma dönüşebilir. Bunu tasvip etmiyorum. Dilerim bu noktaya gelmez.'' -"SEÇİM SONUÇLARI ETKİLENİR" BBP Genel Başkanı Yalçın Topçu ise yaptığı yazılı açıklamada, YSK kararının ''siyasi bir karar olarak'' algılandığını belirtti.  Kararın sonuçlarının da siyasi olacağını ileri süren Topçu, şunları kaydetti: ''Sandıktan hormonlu sonuçlar çıkacaktır. Bu da hem demokrasi hayatımız hem de toplumsal huzurumuz açısından sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır. Bu durum sürpriz olmuştur ve şuyuu vukuundan beter olmuştur. Mevcut durum seçim sonuçlarını direkt etkileyecek bir olaydır. Birileri bu kesimlerin daha fazla oy almasını mı istiyor acaba diye insan düşünüyor. Şiddete bulaşmamak kaydıyla bütün görüşlerin örgütlenme ve seçilme hakkına saygı duyulmalıdır. Türkiye'de uygulanan yüzde 10 seçim barajı seçmenin iradesinin sandığa yansımasını engellemektedir. Seçim barajı uygulaması bir kısım zorlama yöntemlerle aşılmaktadır.'' Topçu, açıklamasında seçim barajının ''makul bir seviyeye'' indirilmesinin toplumu rahatlatacağını da savundu.