'Dört bakan ile ilgili fezleke dokunulmazlığı kaldırmayacak'

'Dört bakan ile ilgili fezleke dokunulmazlığı kaldırmayacak'

Hülya Karabağlı/  ANKARA

Türkiye'yi sarsan 'Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'nda adı geçen 4 bakanın istifalarını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sundukları iddiası üzerine tartışmalar devam ediyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki hukukçular dört bakana ilişkin olarak fezleke hazırlanması halinde söz konusu fezlekenin ‘dokunulmazlık’ ile ilgili olmayabileceğini belirtti. Anayasa’nın, başbakan ve bakanlarla ilgili düzenleme yapan 100. Madde işletilecek. “Meclis soruşturması” başlıklı maddeden fezlekenin gelmesi bekleniyor. Söz konusu madde, başbakan ve bakanlar hakkında ‘görev suçu’ ve 'nüfuzunu kötüye kullanma’ gerekçesiyle Meclis soruşturması açılabileceğini öngörüyor.

 

Telefon kayıtları, görüntüler güçlü delil

 

Meclis’in, Anayasa hocası ve hukukçu vekilleri, dört bakanla ilgili medyaya yansıyan belgelerin, telefon  görüşmeleri, para alışverişini gösteren görüntülerin güçlü bir delil oluşturduğunu vurguluyor. Bu nedenle, fezlekeden kaçılamayacağını belirttiler.

 

Prosedür nasıl işleyecek?

 

Savcılar, Anayasa 100’den bir fezleke hazırlarsa; önce bu Adalet Bakanlığı’na oradan Başbakanlığa  gönderilecek. Başbakanlık,TBMM Başkanlığı’na gönderecek. Bakanlarla ilgili düzenleme olduğu için  komisyona gelmeyecek. 

55 milletvekilinin imzasıyla Meclis soruşturması önergesi verilecek. TBMM Genel Kurulu’nda oylama yapılacak. Önergenin kabul edilmesi durumunda, Meclis Soruşturma Komisyonu kurulacak. 

Komisyonla ilgili tüm anayasal süreç bitirildikten sonra Genel Kurul’da Yüce divan oylaması yapılacak.  Salt çoğunluk yani 276 rakamı aranacak. Meclis, bu yolu açabilir de; açmayabilir de. Anayasa’nın, ‘meclis soruşturması’ başlıklı 100. Maddesi şöyle. 

Başbakan veya bakanlar hakkında, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az onda birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve gizli oyla karara bağlar.

Soruşturma açılmasına karar verilmesi halinde, Meclisteki siyasî partilerin, güçleri oranında komisyona verebilecekleri üye sayısının üç katı olarak gösterecekleri adaylar arasından her parti için ayrı ayrı ad çekme suretiyle kurulacak onbeş kişilik bir komisyon tarafından soruşturma yapılır. Komisyon, soruşturma sonucunu belirten raporunu iki ay içinde Meclise sunar. Soruşturmanın bu sürede bitirilememesi halinde, komisyona iki aylık yeni ve kesin bir süre verilir. (Ek cümle: 3/10/2001-4709/31 md.) Bu süre içinde raporun Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına teslimi zorunludur. (Değişik: 3/10/2001-4709/31 md.) Rapor Başkanlığa verildiği tarihten itibaren on gün içinde dağıtılır, dağıtımından itibaren on gün içinde görüşülür ve gerek görüldüğü takdirde ilgilinin Yüce Divana sevkine karar verilir. Yüce Divana sevk kararı ancak üye tamsayısının salt çoğunluğunun gizli oyuyla alınır. Meclisteki siyasî parti gruplarında, Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz.

 

Türkiye’de Yüce Divan manzaraları

 

Yüce Divan'a (Divanı Ali) ilk sevk kararı 26 Ocak 1928 tarihinde alındı. Eski Gümrük ve Tekel Bakanı Tuncay Mataracı, bakanlığı döneminde “rüşvet almak” iddiasıyla Milli Güvenlik Konseyi tarafından 1981’de Yüce Divan’a sevk edildi.  Eski Devlet Bakanı İsmail Özdağlar, “rüşvet almak” ve “görevini kötüye kullanmak” iddiasıyla TBMM tarafından 1985’de Yüce Divan’a sevk edildi. 15 Haziran 2004'de, DSP, MHP, ANAP Koalisyon Hükümeti'nde (57. Hükümet) Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan Hüsamettin Özkan ile Devlet Bakanlığı görevinde bulunan Recep Önal sevkedildi. Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve eski Devlet Bakanı Güneş Taner, “Türkbank ihalesine fesat karıştırdıkları” iddiasıyla Yüce Divan’a sevk edildi.