Balayında AIDS olduğunu öğrendi, sperm yıkamayla baba oldu

Balayında AIDS olduğunu öğrendi, sperm yıkamayla baba oldu

T24 - Evlendi ancak balayında AIDS olduğunu öğrendi. Yıkıldı ama yılmadı. En büyük hayali 'baba' olmaktı. Geçtiğimiz günlerde onu da gerçekleştirdi.HIV pozitif S.E., sperm yıkama yöntemiyle HIV taşımayan kızını kucağına aldı.

ntvmsnbc'den Tülay Karabağ'ın haberine göre, sevdiği kadınla yeni bir başlangıç yapmak üzere yola çıkan S.E., evlilik için gerekli testleri yaptırdı. Ancak test sonuçlarını beklemeden evlendi ve balayını kâbusa çeviren bir haberle sarsıldı. Çünkü test sonuçları HIV pozitif olduğunu söylüyordu. Büyük hayal kırıklığı yaşayan ve o günlerde hissettiklerini, “Hayallerimden birini gerçekleştirdiğim günlerde HIV pozitifle yüzleştim. İçimdeki fırtınaları gizleyerek dünyanın en mutlu yeni damadını oynamak gerçekten zordu” diye özetleyen S. E., hikâyesini anlattı: “HIV ile ilk tanışmam 2007'de oldu. Dünyanın en mutlu yeni damadını oynamak Oscar’lık bir oyunculuk istese de bir şekilde üstesinden geliyordum. Hastalık ve virüs hakkında hiç bilgim yoktu ama hayat bana birden bu rolü biçmişti. Ben de en iyisini oynamaya ve mücadele etmeye karar verdim. Çünkü biliyordum ki ben düştüğüm zaman beni seven birçok insan da benimle birlikte düşecekti…” 

'Eşim elimi hiç bırakmadı'

Eşinin de kendisi gibi büyük bir travma yaşadığını, olayı kabullenmekte zorlandığını belirten S.E., en büyük desteği de eşinden gördüğünü söylüyor: “İlk başlarda çok ağladı ve hep “neden biz” diye sordu. Çok zor günler geçirdi ama hep yanımda oldu, elimi hiç bırakmadı.” 

'Benim gibilerin tesellisine ihityacım vardı'

“Hiç bilmediğim bir hastalık ve toplumun önyargıları… Hayatımın en büyük karabasanından kurtulmak için elimdekilerin yetmeyeceğini biliyordum” diyen S.E., bu noktada HIV/AIDS ile yaşayan kişilere ücretsiz destek veren Pozitif Yaşam Derneği ile tanışmış: “Başkalarının değil, benim gibi olanların tesellisine ihtiyacım vardı. Benim yaşadıklarımı yaşayıp geride bırakabilmiş, gülmeyi, koşmayı, yaşamayı seven ve benim istediğim gibi hayata tırnaklarını batırıp, ''seni bırakmayacağım ey hayat'' diyebilmiş insanların desteğini arıyordum. Tam da bu sırada imdadıma Pozitif Yaşam Derneği yetişti.

 Herkesin rolü kendince biraz zordur

Buradaki arkadaşlar hastalıkla mücadele için sürekli koşturuyor, insanları güler yüzle karşılıyor ve hayatla dalga geçebiliyorlardı. Benim aradığım da zaten buydu. Bu zor süreci atlatmamda inandığım değerler de etkili oldu. İnandığım kitapta hayat senaryomuz zaten yazılmıştı. Görevimiz, perde kapanana kadar bu senaryoyu hayata geçirmekti. Benim de rolüm buydu. Evet, herkes kendi senaryosunun başrol oyuncusudur ve herkesin rolü kendince biraz da zordur…” 

Zaman ve bilgi her şeyin ilacı

Gördüğü tedaviye, eşinin ve Pozitif Yaşam Derneği’nin desteği eklenince kısa sürede toparlanan S.E. için sıra, ‘ikinci büyük hayalim’ dediği şeye, baba olmaya gelmişti. S.E., o hayali nasıl gerçekleştirdiğini ise şöyle anlatıyor: 

Bilgilendikçe güçlendik...

“Hayat aktı gitti. Zaman ve bilgi her şeyin ilacıydı gerçekten de. Zaman hayatımdaki tüm zorlukları önüne katıp götürdü. Eşim de benimle birlikte bilgilendikçe güçlendi. Sevgi her türlü zorluğu yener. Bizde de böyle oldu. Yuvamızı bir bebekle şenlendirmeye karar verdik. Çünkü baba olmayı çok istiyordum. Bunun nasıl olacağını araştırdık.  Biliyordum ki bir başkasının yapabildiği imkânsız değildir. Benim için de imkânsız olmadı… Yaklaşık 2 hafta sonra Oscar’lık oyunculuğumu bir kenara atıp kendim olmaya başladım. Artık oynamadan da hayatla dalga geçebiliyordum… Aslında sistem çok basitti. Sperm alınıyor, laboratuar ortamında yıkanarak HIV’den arındırılıyor ve anne rahmine enjekte ediliyordu. İlk denememiz başarısız oldu ama ikinci denememizin sonucu pozitifti. Artık hayalini kurduğum şey gerçekleşecekti, çünkü bir bebeğim olacaktı…Ve aylar sonra bebeğimiz dünyaya geldi. Şimdi 40 günlük ve dünyalar güzeli bir kızımız var.” 

Korkmayın, önyargılara kulaklarınızı tıkayın

HIV ve AIDS ile mücadelede en olumsuz etkinin önyargılardan geldiğini belirten ve ‘Bilgisi az ama önyargıları çok olan insanlar yüzünden, birçok kişi ümitsizliğe kapılıp hayattan kopuyor” diyen S.E., sözlerini bir öneri ile noktalıyor: “Şimdi bütün bunları neden anlattığımı merak edenler olabilir. Çünkü benim gibi HIV tanısı alıp da ne yapacağını bilemeyen çok insan olduğunu biliyorum. Bu yazıyı okuyan ve benim gibi HIV pozitif olan arkadaşlardan bir ricam var; lütfen, hayatınızla ilgili kararları başkasına bırakmayın. Sakın pes edip hayatın karşısında diz çökerek boynunuzu uzatmayın. Çünkü bu hastalıkla yaşayan pek çok insan var. Emin olun, kararlıysanız bu hastalığa yenilmezsiniz. Hastalığın hayatınızdaki tek yeri günlük ilaçlarınızı içmekten ibaret olacak. Hayatı ertelemeyin, evlenin, çoluk çocuğa karışın, korkmayın ve önyargılara kulaklarınızı tıkayın.”