Cumhuriyet Gazetesi Başyazarı İlhan Selçuk, kendisini ziyaret eden Balbay'la Ergenekon'la ilgili ne dedi? İşte Selçuk'un Balbay'ı not tutması konusunda uyardığını anlatan 6 Mart 2009 tarihli köşe yazısı; Perşembenin Gelişi Çarşambadan Bellidir... Balbay çarşamba günü İstanbul’daydı... Üzerinize afiyet, ben ise insanı eve hapseden türden bir gribe yakalanmıştım... Balbay telefon edince dedim ki: - Bir zahmet eve gel... - Saat 12 iyi mi?.. - İyi... * Tam saatinde geldi.. - Kahve?.. - Sağol.. Kahveleri içerken konuştuk... Ankara’da Balbay’ı gözaltına alan Ergenekon görevlileri evde ne buldularsa götürmüşlerdi... Evet, Ergenekon soruşturmasının yöntemi böyle... Delilden zanlıya gidilmiyor... Kişi seçiliyor.. Evi basılıyor.. Ola ki Ergenekon soruşturması için işe yarar bir şey çıkar.. Yandaş medyaya pazarlanacak malzeme gerek... * Balbay, sıradan bir kişi değil, Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi, ünlü köşe yazarı... Her gün başkentin altını üstüne getirip sivil-asker çeşitli ve önemli kişilerle al takke ver külah alışverişi mesleği açısından gerekli... Bir gün sormuştum: - Balbay, günü gününe not tutuyor musun?.. - Hayır... - Ben de tutmadım, ama, şimdi pişmanım; ilerde anı yazmayı düşünüyorsan, şimdiden notlarını al... * Peki, başkentte Cumhuriyet temsilcisi yazarın evine baskın yapanlar ne bulurlar?.. Elbette gazete kesiği, dergi yazısı, konuşma notları, pusula, mektup, arşiv malzemesi, anı kırıntıları, izlenimler, vesaire... Balbay’a dedim ki: - Bak, şimdi Ergenekon tertibinin usulünce, bunların içinden özellikle seçtiklerini yandaş medyaya moda deyişle ‘servis’ edecekler... - Abi, servis etsinler, gizli saklı bir şey yok ki... - Başka bir şey yapalım mı?.. Onlar ‘servis’ etmeden, sen anılarını, notlarını, izlenimlerini yayımla... - Bir düşüneyim abi... Kahveleri içmiştik... * Balbay kalktı.. Ankara’ya döndü... Bu olay çarşamba günü yaşandı... Perşembe günü sabahın köründe telefon... - Alooo... - Ne var?.. - Ankara’da polisler Balbay’ı evinden savcılık talimatıyla almışlar, İstanbul’a getiriyorlarmış, ifadesini yeniden alacaklarmış... Hayırdır... * Durum bu... Savcılık Balbay’ı çağırsaydı, ünlü yazarımız ve Ankara temsilcimiz eski deyişle davete icabet etmeyecek miydi?.. Yok bu işte bir iş var... Bakalım bu iş nereye dek gidecek?.. Bu yol nereye çıkacak?..