BALIKÇILARLA KAHVALTI YAPTI İZMİR (A.A)

-BALIKÇILARLA KAHVALTI YAPTI İZMİR (A.A) - 30.07.2011 - Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, her türlü engellemeye rağmen ülkenin her köşesine hizmet götürmek için çalışacaklarını, ülkenin birliğini bütünlüğünü korumaya devam edeceklerini söyledi. Bakan Yıldırım, İzmir programı kapsamında Karşıyaka'daki Bostanlı Balıkçı Barınağı Kooperatifi'ni ziyaret ederek, balıkçılarla kahvaltı yaptı, sorunlarını dinledi. Kooperatif Başkanı Hakan Zarif'in yerel yönetimlerden yana sıkıntılı olduklarını söylemesi üzerine Yıldırım, ''Yerel yönetimlerden şikayetçi olmayan yok ama yüzde 70'le seçmesini biliyorsunuz. Artık bundan sonra İzmir'de sorun olmaz'' dedi. Yıldırım, balıkçıların barınak konusundaki sorununun esasında belediye ile ilgili olduğunu, gelecek süreçte Milli Emlak'ın sınırları belirleyeceğini, bu sınırlar içinde barınağın altyapı eksikleri varsa bunların tamamlanacağını söyledi. Mendirek gibi eksiklerin tamamlanması için 450 bin lira gönderdiklerini belirten Yıldırım, daha başka eksikler varsa onların da tamamlanacağını ve buranın pırıl pırıl olacağını, bir barınak değil, adeta marina şeklinde tesis yapılacağını bildirdi. Daha sonra Bayraklı ilçesinde yaptırılan Saime-İsmet Şen Ana Çocuk Sağlığı ve Anne Sağlığı Merkezi'nin hizmete açılması dolayısıyla düzenlenen törene katılan Bakan Yıldırım, yaptığı konuşmada, merkezin merhum İsmet Şen'in ismini yaşatacağını söyledi. Yıldırım, ''sağlık olsun'' demekle sağlık olmadığını, gereğini yapmak gerektiğini, Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile Türkiye'nin sekiz yılda dünyaya örnek bir ülke haline geldiğini anlatarak, şöyle devam etti: ''SSK, devlet hastaneleri, üniversite hastanelerinde insanların gece yarısı sıra almak için adam kiraladıklarını, hastanelerin bahçelerinde yattıklarını, vizite için araya torpil koyduklarını, ilaç almak için hastane içindeki eczanede gördükleri muameleleri unuttuk. Bugün herkes, her doğan Türk çocuğu mutlak sağlık güvencesi altında, çalışan çalışmayan herkes güvence altında. ABD'de 49 milyon kişinin hiçbir sağlık güvencesi olmadığını düşünürseniz Türkiye'de geldiğimiz noktayı çok iyi anlarsınız. İşte bu yüzden Sağlık Bakanlığı bütçesini 3 milyardan 17.5 katrilyona çıkardık, yani 6 kat artırmışız. Eskiden böyle binalara girdiğinizde ruhunuz kararırdı, sağlıklıyken hasta olurdunuz, loş ışık, koyu renkli duvarlar çalışanları da mutsuz ediyordu hastayı da. Şimdi insanın ruhu açılıyor. Allah razı olsun yaptıranlardan. Buradan hizmet alacak insanların yapacağı dua sizlere yeter.'' Bakan Yıldırım, Bayraklı'nın İzmir'in ilk kurulduğu yer olduğuna dikkat çekerek, ''Ama en son ilçe olan bir yer. Maalesef Bayraklı İzmir'in sorunları en fazla olan ilçelerinin başında geliyor. Temel kamu binaları henüz mevcut değil, sağlık hizmeti alanları yeterli değil. Seçim öncesi de hemşehrilerimizle görüşürken '35 İzmir 35 Proje' taahhüdümüzün içinde Bayraklı ve Tepecik'e birer şehir hastanesi kuracağımızın sözünü verdik. İkisi toplam 3 bin yatak kapasiteli olacak. Kamu-özel ortaklığıyla yapıp İzmir'in hizmetine sunacağız. Yalnızca kapasite sorunu değil, kalite sorunu da giderilmiş olacak'' diye konuştu. -''ADAM ODUR Kİ DÜNYADA BIRAKIR ESER...''- Nitelikli sağlık personeli sorunu bulunduğunu, sağlıkta bölgeler arası hizmet farklılığını kaldırmak için, ''bazı şeyleri zorla yaptırdıklarını'' ifade eden Bakan Yıldırım, şunları söyledi: ''Başka çare de yok. Ülke şartları bizi bazı yerlerde bazı hizmetleri yapmaya mecbur bırakıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da hizmete mecburuz. Batı'da ne varsa orada da o olsun diye. Biz bunları yaparken bazıları rahat durmuyor ama ülkenin her köşesine hizmet götürmek için her türlü engellemeye rağmen çalışacağız ve bu ülkenin birliğini bütünlüğünü korumaya devam edeceğiz. Doğu, Güneydoğu'daki illerimize yol yapıyoruz, bakıyorsunuz şantiyeyi basıyorlar. Havaalanı yapıyorsunuz çalışmaları engelliyorlar. Burada hiç iyi niyet yok. Özgürlük derseniz sonuna kadar ama sizin özgürlüğünüz başkasının özgürlüğünün başladığı yere kadardır. Kimse bu büyük millete dayatma yapamaz. Bu büyük millet ne zorlukları aştı, bu zorlukları da dayanışma ve kardeşlikle aşacağız. Adam odur ki bu dünyada bırakır eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser. İsmet Şen de eser bıraktı, bu eser onun ismini yaşatacak.'' Yıldırım, geçmişte ailesinin kendisinin doktor olmasını istediğini anlatarak, ''Babaannem 'doktor ol da bu doktorların azarlarından, yüzümüze bakmamasından kurtulayım' derdi. Bir gün gene babaannemi doktora götürdük. Doktordan gördüğü muamele üzerine morali bozuldu, konuştu konuştu. Ben de 'doktor olunca bana da mı bunları söylesinler' dedim, doktor olmadım. Çok kutsal bir görev doktorluk. Fedakarca çalışıyorlar ama bugün bunun karşılığını veriyoruz'' dedi. -ERZİNCAN'IN KÖYÜNDEKİ TEYZE- Sağlık personeli sayısının 2002'de 11 bin 77 iken bugün 20 bin 826'ya yükseldiğine dikkat çeken Yıldırım, ''Neredeyse iki katı. Ambulans 35'ten 92'ye, 112 istasyon sayısı 28'den 77'ye çıktı, bunlar sadece İzmir'in rakamları. Hastalarımızı acil durumlarda helikopter ve uçak ile alıyoruz artık. Çağdaş ülke bu demek. Lafla çağdaşlık olmuyor. Çağdaşlık millete layık olmakla, en iyi hizmeti vermekle olur'' diye konuştu. Anadolu'nun her yerine bölünmüş yollar yaptıklarını, havayolunu halkın yolu haline getirdiklerini ifade eden Yıldırım, köyler dahil her yerde internet olduğunu belirterek, şu anısını paylaştı: ''Daha önceki seçimlerde Erzincan'dan aday olduğumda köyleri ziyaret ediyoruz. Bir köyde yaşlı bir teyze çeşme başında oturmuş. 'Bakan geldi, bir isteğin var mı' dediler. Teyze, 'Elektrik var, su var, yolumuzu yaptınız. Evde buzdolabı, çamaşır makinesi, hatta bulaşık makinesi bile var. Emme bizim köyde ADSL çekmiyi' dedi. 'Teyze o ne' dedim, 'Bakan olmuşsun emme cahal kalmışsın, Allah bilir mesenceri de bilmezsin' dedi. Meğer İsviçre'de torunu varmış, onunla MSN'de görüntülü konuşuyormuş, bunun için de ilçeye gitmek zorunda kalıyormuş. Onun için köye ADSL istiyormuş.'' Törende hayırsever Saime Şen'e teşekkür plaketi veren Ulaştırma Bakanı Yıldırım, daha sonra Tuzla ve Kuş Cenneti bölgesinde incelemelerde bulundu.