Balkan ülkelerinin mülteci krizine bakışı

Balkan ülkelerinin mülteci krizine bakışı

Avusturya’nın başkenti Viyana’da bugün yapılan Mülteci Zirvesi’nde konuyla ilgili durum ele alınıyor. Zirveye Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’un yanı sıra Balkan güzergâhında yer alan ülkelerin devlet ve hükümet başkanları katılıyor. Zirvede, mülteci krizinde gelinen durumu istişare edilmesi ve AB içinde konuyla ilgili karar sürecinin hızlandırılması hedefleniyor. Ancak zirveye katılan ülkelerin mültecilere ve soruna ilişkin farklı görüşleri bulunuyor. Zirveye katılan ülkeler ve tutumları şöyle:

Avusturya:

Zirveye ev sahipliği yapan Avusturya’da, mültecilere yönelik hoş geldin kültürü artık yok. Sığınmacılara ilişkin yasaların sertleştirilmesi planlanıyor. Eğer ülkeye gelen sığınmacıların sayısı 37 bin 500’ü geçerce, sığınma başvurusunda bulunmak isteyenlerin doğrudan sınırda reddilmesi gündeme gelebilir. Ağustos ayının sonuna kadar 26 bin 400 kişinin sığınma başvurusu kabul edildi.

Almanya:

Başbakan Angela Merkel, mültecilere yönelik geçen yıl izlediği çizgiyi değiştirdi. Artık Almanya’da da mültecilere yönelik yasalar sertleştirildi, sınır dışı etme kolaylaştırıldı. Almanya’nın mimarı olduğu, Türkiye ile AB arasında yapılan mülteci anlaşmasının da en önemli hedefi, Avrupa’ya gelecek mültecilerin frenlenmesiydi. Merkel, koalisyonun küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin ülkeye gelen mülteci sayısında “üst sınır” talebine ise sıcak bakmıyor. Merkel, gelen mültecilerin Avrupa ülkelerine belirli bir kota ile dağıtılması planlarının başarısız olduğunun farkında, şimdi en önemli hedefi AB’nin sınırlarının güvenliği.

Yunanistan:

Türkiye ile AB arasındaki mülteci anlaşmasının yürürlüğe girmesinden beri Yunanistan’a kaçak yollardan gelen mülteci sayısı önemli ölçüde düştü. Ancak Yunanistan, anlaşmanın bozulmasından ve ülkeye yine mülteci akını yaşanmasından endişe ediyor. Bunun yanı sıra Yunan hükümeti, 30 bin mültecinin diğer AB ülkelerine gönderileceğine dair söz verilmesine rağmen bugüne kadar sadece birkaç bin kişinin kabul edilmesini eleştiriyor.

Macaristan:

Sağ muhafakâr Başbakan Viktor Orban, 2015 sonbarından beri mülteciler konusunda AB’ye karşı bir tutum izliyor. Macaristan’ın Sırbistan ve Hırvatistan sınırında dikenli tellerden oluşan bir çit bulunuyor. Budapeşte, mültecilerin bir kota dahilinde AB ülkeleri arasında paylaştırılmasını da reddediyor. Konu 2 Ekim’de ülkede referanduma sunulacak.

Romanya:

Romanya, Macaristan'a benzer bir tutum izliyor. Bugüne kadar ülkeye pek mülteci gelmemesine rağmen, Bükreş mültecilerin kota ile AB içinde dağıtılmasına karşı çıkıyor.

Slovenya:

Ljubljana hükümeti, yeni bir mülteci akınının olmasından endişe duyuyor. Ülkenin Hırvatistan sınırında çit bulunuyor.

Sırbistan:

Sırbistan’da durum oldukça kritik, zira Batı Avrupa’ya gitmek umuduyla ülkeye gelen ancak ilerleyemeyen mültecilerin sayısının 5 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Asker ve polisin denetimlerine rağmen, her geçen gün ülkeye yeni mülteciler geliyor.

Makedonya:

Ülkede son iki yıldır yaşanan siyasi kriz ve Aralık ayında yapılacak erken seçimler nedeniyle mülteci krizi gündemde olan bir konu değil. Ancak Yunanistan ile arasındaki çit, ülkeye çok sayıda mültecinin gelmesini engelliyor.

Hırvatistan:

Hırvatistan bugüne kadar mülteciler için transit bir ülke olarak görüldüğü için konu gündemde pek yer işgal etmiyor.

Arnavutluk:

Arnavutluk, mülteci krizinden pek etkilenmeyen ülkeler arasında bulunuyor. Bu nedenle de ülkede mülteci sorunu pek konuşulmuyor.

Bulgaristan:

Sofya hükümetinin verdiği bilgilere göre, mültecileri kabul eden merkezler tamamen dolmuş durumda. Bulgaristan kendini mültecilerin geçiş için kullandığı bir ülke olarak görüyor ve bu durumunu korumak istiyor. Ülkede bu yılın başından beri 13 bin mültecinin başvuru işlemleri yapıldı, bunlardan yarısı Batı Avrupa ülkelerine gönderildi.

© Deutsche Welle Türkçe

dpa, JD/EC