Kahramanmaraş’ta iş insanı Uğur Çubuk, 2014 yılında aldığı 2 dairenin hem küçük hem de balkonların daireye katılıp oda yapıldığını, odaya da yatak odasından geçildiğini görünce dava açtı. Odadan odaya geçişin yönetmelikte yer almadığına hükmeden mahkeme, müteahhitlik firmasının Çubuk'a faizi ile birlikte 195 bin lira ödemesine karar verdi.
İş insanı Uğur Çubuk, 2014 yılında çocuklu arkadaşı doktor A.C.’nin ortak olduğu müteahhitlik firmasının Adana’nın Gürselpaşa Mahallesi’nde yapacağı lüks rezidanstan brüt 200 metrekare olan 2 daire almaya karar verdi.
4+1 dairelere 560 bin lira ödeyen Çubuk, inşaat sırasında dairelerin hem küçük hem de balkonun yatak odasına dahil edildiğini gördü. Sözleşmenin aksi inşaat nedeniyle Çubuk, parasının iade edilmesini istedi ancak olumsuz cevap aldı.
İki dairenin tabusunu aldıktan sonra Uğur Çubuk, müteahhidin ayıplı ürün sattığını iddia ederek Adana 2’nci Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkemenin atadığı bilirkişi, inceleme yaparak rapor hazırladı.
Buna göre; dairelerin büyüklüğünün sözleşmede belirtilenin aksine brüt 117,44 metrekare, net 76,59 metrekare olduğu, balkonların kapatılarak ruhsata aykırı şekilde oda yapıldığı, odaya yatak odasından geçildiği, odaların giriş kapılarının bağımsız olması gerektiği belirtildi.
Sözleşmede 4+1 olarak belirtilen dairelerin 3+1 olduğunun vurgulandığı raporda; dairelerin ayıplı bulunduğu aktarılarak, her iki dairenin ayıp bedelinin 135 bin 114 lira olduğu kaydedildi.
Müteahhit firma yetkilileri ise mahkemedeki savunmasında; Uğur Çubuk’un daireleri bizzat gezip gördükten sonra beğenerek aldığını, bu nedenle davanın reddedilmesini istedi. 2019’da görülen dava sonunda mahkeme, yapı ruhsatına aykırı yapılan oda için imar barışından faydalanıldığına değindi.
Mahkeme; söz konusu odaya yatak odasından geçildiğini, imar planında bir odadan diğer odaya geçilerek odaların düzenlenmesine ait bir hükmün olmadığını, yatak odasındaki balkonun kapatılması ile yapılan odanın ancak ‘giyinme odası’ olarak kullanılabileceğini, imar planında dairelerin mimari projesi hazırlandığı sırada odadan odaya geçecek şekilde bir oda yapılmasının yönetmelikte olmadığını belirtti.
Tüm gerekçeleri göz önünde bulunduran mahkeme, müteahhidin, bilirkişi raporundaki bedeli faiziyle birlikte Uğur Çubuk’a ödemesine hükmetti. Müteahhit firma da karara itiraz ederek, dosyayı temyize gönderdi. Yargıtay 3’üncü Hukuk Dairesi de bu yılın mayıs ayında yerel mahkemenin kararını onadı. Onama sonrası firma, Uğur Çubuk’a faiziyle birlikte 195 bin lira ödeme yaptı.
Çocukluk arkadaşı tarafından kandırıldığını belirten Uğur Çubuk, bu durumun zoruna gittiğini, bu nedenle dava açtığını söyledi. Mahkeme kararıyla karşı taraftan 195 bin lira aldığını kaydeden Çubuk,
“Bu evi topraktan aldım ve temeli henüz atılmamıştı. İnternet sitesinde, broşürlerde lüks bir rezidans gibi gözüküyordu. Çocukluk arkadaşımdan aldım. Kahramanmaraş’ta yaşıyorum, iş yerim de orada. Bu arkadaşımız aynı zamanda doktor ve o dönem Kahramanmaraş’a tayini çıkmıştı. Kendisi bana ‘Arsaya bir bak’ dedi. Yatırım yapılabilecek ve para kazanılabilecek bir arsa. Brüt 200 metrekare, neti de 147’den aşağı gelmez’ dedi.
Dolayısıyla Kahramanmaraş’ta yaşadığım için temel atıldığında görmemiştim. Daha sonra gittiğimde duvarları örülüyordu ancak küçüktü. Kendi arkadaşıma dairenin 200 metrekare olmadığını söyledim. Kendisi de brütün içerisinde otopark, havuz ve istinat duvarının da olduğunu söyledi.
Bunun mümkün olmayacağını söyleyince kendisi de ‘Git mahkemeye ver, hakkını ara. Mahkeme ne derse kabulüm’ dedi. Dava açtım, mahkeme sürecinde bilirkişi incelemeleri yapıldı ve itiraz da Yargıtay tarafından onandı. Bu karar, emsal boldu. Bundan sonra her müteahhit reklamlarında, broşürlerinde ve sözleşmede ne yazıyorsa; onu verecek” diye konuştu.
Uğur Çubuk’un avukatı Bülent Maraklı ise mahkeme kararlarının tüketici açısından çok önemli olduğunu söyledi. Ev satın alanların kesinlikle sözleşmeye göre hareket etmesi gerektiğini belirten Maraklı, “Bilirkişi incelemesi ve yargılama sürecinde gerçekten de afişlerde ve ilanlarda, satış reklamlarında 200 metrekare ve 4+1 olarak taahhüt edilen daire 76 metrekare net, 117 metrekare brüt olarak çıktı.
Bu dosya, gerek ilk derece mahkemesi gerek istinaf gerekse de Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşti ve müvekkilimiz fazla ödemiş olduğu miktarın iadesine hak kazandı. Yargıtay da müteahhit firmanın yaptığı işin ayıplı olduğuna karar verdi. Asıl önemli olan şey; bu dosyada ortaya çıkan ve Türkiye’de birçok vatandaşı ve tüketiciyi ilgilendiren temel durum” dedi.
Ruhsata aykırı inşaata dikkat çeken Maraklı, “Balkon olarak yapılan eklentilerin daha sonra kapatılarak, ayrı ve bağımsız bir oda olarak gösterilmesi ve yine mimari proje ile yapı ruhsatında yer almayan yerlerin kapalı alana dahil edilerek, sanki inşaat metrekaresi alanı gibi satılmasının ayıplı ve hileli olduğuna karar verildi.
Özellikle ilk derece mahkemesi, istinaf ve Yargıtay’ın bu kararı, gerçekten emsal bir karar. Yargıtay, ayıplı ve hatalı imalatın bu anlamda özellikle afişlerde, ilanlarda ve internet ortamında taahhüt edilen metrekare brütü ve net alanların proje ve ruhsata uygun olarak teslim edilmemesinin ayıp olduğuna karar vermiştir” diye konuştu.