-BALYOZ DAVASINDA İLK DURUŞMA İSTANBUL (A.A) - 16.12.2010 - ''Balyoz Planı'' iddialarına ilişkin görülmeye başlanan davada, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek ve eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu bazı sanıkların kimlik tespiti yapıldı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmada, 186 sanık arasına sonradan Kemal Dinçer de katıldı. Duruşma sırasında sanık avukatlarının yoklaması yapılırken, yazar Abdurrahman Dilipak'ın avukatı Salih Döğücü, müdahillik talebinde bulunacaklarını söyledi. Avukat Döğücü'nün müvekkilinin şu anda duruşma salonunun izleyicilere ayrılan bölümünde olduğunu, müdahil bölümüne girip giremeyeceğini sorması üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, Dilipak'a izin verdi. Dilipak, salonda müdahillere ayrılan bölümde oturdu. Ancak bu arada, bazı sanık avukatlarının itiraz ederek Dilipak'ın müdahillik talebinin kabul edilmesinden sonra müdahallik bölümüne lınması gerektiğini bildirdi. Mahkeme Heyeti Başkanı Diken ise müdahillik talebi değerlendirildiğinde, Dilipak'ın kalıp kalmayacağının belli olacağını kaydetti. Duruşmada, ayrıca Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneğinin avukatı Necip Kibar, davaya müdahil olmak için talepte bulunacaklarını belirtti. -KİMLİK TESPİTLERİ- Duruşmada avukatların yoklamasının tamamlanmasının ardından sanıkların kimlik tespitlerine geçildi. İddianame sırasına göre ilk olarak emekli Orgeneral Çetin Doğan'ın kimlik tespiti yapıldı. Evli ve 2 çocuğu bulunduğunu belirten Çetin Doğan, aylık gelirinin 4 bin 500 lira olduğunu, devlet lojmanında kaldığını ve sabıkasının olmadığını söyledi. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek de aylık gelirinin 7 bin lira olduğunu, 2 çocuğunun bulunduğunu, kendi evinde oturduğunu belirtti. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına da, 2 çocuğu olduğunu, 6-7 bin lira aylık geliri bulunduğunu ve kendi evinde oturduğunu söyledi. Korgeneral Nejat Bek ise Muhabere Destek Eğitim Komutanı olduğunu ifade ederek, aylık gelirinin 5 bin 500 lira olduğunu kaydetti. Bu arada Heyet Başkanı Diken, sanıkların kalabalık olmasından dolayı iddianamenin kabul kararını okumayı unuttuklarını belirtti. Diken, daha sonra iddianamenin kabul kararını okudu. -SANIK OTURUNCA BAŞKAN UYARDI- Milli Savunma Bakanlığı tarafından açığa alınan Tümgeneral Gürbüz Kaya ise kimlik tespiti sırasında muvazzaf asker olduğunu belirterek, ''Aylık gelirim 4 bin 700 lira. Ancak dava nedeniyle açığa alındığım için 3 bin 200 lira alıyorum'' dedi. Eski Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık da kendi evinde oturduğunu ve aylık gelirinin 4 bin 500 lira olduğunu belirtti. Sanıklardan Ahmet Küçükşahin ise oturduğu yerden Harp Akademileri'nde görevli olduğunu söylemesi üzerine Başkan Ömer Diken, ''Bir rahatsızlığınız yoksa ayağa kalkar mısınız'' diye uyardı. Bunun üzerine ayağa kalkan Küçükşahin'in, kimlik tespiti tamamlandı. Yaklaşık bir saat boyunca 50 sanığın kimlik tespitini yapan mahkeme heyeti, duruşmaya 10 dakika ara verdi. Aranın ardından devam edilen duruşma, sanıkların kimlik tespitleri ile devam ediyor. Bu arada, rahatsızlığı nedeniyle hastanede olduğu belirtilen emekli Orgeneral Ergin Saygun'un avukatı tarafından mahkemeye sağlık raporu sunulduğu öğrenildi. Yine davada sanık olarak yer alan muvazzaf askerlerin Merkez Komutanlığına bağlı bir minibüsle, emekli subayların bir kısmının ise Fenerbahçe Orduevi'nden kalkan araçla duruşmaya geldikleri belirtildi. -AVUKATLARDAN PROTESTO- Bir grup avukat, ''Balyoz Planı'' davasının görülmeye başlanması nedeniyle ''darbe girişimlerini'' protesto etti. Davanın görüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan ''Yargıda Reform Grubu'' üyesi bir grup avukat, ''Yargı Balyoza El Koydu'' ve ''Ordu yargıyı yordu'' yazılı pankart ve dövizler açtı. Daha sonra grup adına açıklama yapan Tülay Sofu, bugün siyasi ve hukuk tarihi açısından milat oluşturacak sayılı günlerden birinin yaşandığını belirtti. Bir çeşit darbeler tarihi olan genç Türkiye Cumhuriyeti'ne, halkın seçtiği meşru hükümete, halkın meclisine karşı, etkisizleştirme ve ortadan kaldırmaya teşebbüs eden silahlı kuvvetler içindeki gayri meşru bir yapılanmanın bugün mahkeme karşısına çıkarılacağını ifade eden Sofu, ''Gönül isterdi ki bu mahkemeler, 1960'larda, 1971'lerde 1980'lerde ve 28 Şubatlarda yapılsaydı da Cumhuriyetimize bulaşan darbe virüsü, hukuk eliyle dezenfekte edilip bu kirli geçmiş hiç yaşanmamış olsaydı. Keşke hayatının baharındaki binlerce öğrenci öldürülmeseydi, 1 milyona yakın insan işkence mağduru olmasaydı'' diye konuştu. Demokrasinin, üzerinde oyun senaryoları kurulacak bir nesne olmadığını vurgulayan Sofu, ''Bunun böyle olmadığını mahkeme safahatından göreceğimizi umuyoruz. Bu insanlara hak ettikleri cezaların verileceğine inanıyoruz'' dedi. Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği de (ÖZGÜR-DER), ''Balyoz Planı'' davasının görülmeye başlanması nedeniyle ''darbe girişimlerini'' protesto etti. Davanın görüldüğü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanan ÖZGÜR-DER üyesi bir grup, darbe karşıtı pankart ve dövizler açtı.