Balyoz hükümlüsü Albay Haldun Ermin'in Yargıtay'ın hakkındaki cezayı onamasının ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi’nden (GATA) firar edişinin detayları ortaya çıktı.
Balyoz davası sanığı Albay Haldun Ermin’in GATA’dan firar etmesiyle ilgili soruşturmada muhafızlık görevini yapan askeri cezaevi görevlisi uzman çavuş Sönmez Güler, ‘görevini kötüye kullanmak’tan tutuklandı. Güler, ifadesinde tahlil işlemlerinden sonra Ermin’le hastane kafeteryasında oturduklarını, kendisinin tuvalete gittiğini, döndüğünde albayın ortadan kaybolduğunu söyledi.
Mesut Hasan Benli’nin Radikal’deki haberine göre, Yargıtay, 9 Ekim’de 16 yıl hapis cezası alan Haldun Ermin’in de aralarında olduğu 237 sanığın cezasını onamıştı. Bu karardan iki gün sonra Ermin, tutuklu bulunduğu Mamak Kara Kuvvetleri Komutanlığı 1. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevi’nden sağlık kontrolleri için GATA’ya gitti. Ermin hastaneden firar etti. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Ermin’i hastaneye götüren uzman çavuş Sönmez Güler tutuklandı. Güler, askeri mahkemede yaptığı savunmasında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Radikal’in ulaştığı ifadede Güler, özetle şunları anlattı:
İlk kez gördüm: Saat 07.30 sıralarında mesaiye geldiğimde Astsubay Sedat Eraslan, dört tutuklunun GATA’ya sevk edileceğini, Ermin’in sevkiyle benim görevlendirildiğimi söyledi. Tutukluları 08.30’da cezaevinden teslim aldık, 09.30 sularında GATA’ya ulaştık. Ben Haldun Albay’ı daha önce hiç görmemiştim. Cezaevinden aldığımda oradaki sivil memura, ‘Albayımın yeni mi cezaevine geldiğini’ sordum. Haldun Albay’ı ilk defa GATA’ya götürüyordum.
Üroloji servisine geldi: Haldun Albayımın hastane evrakını kontrol ettim. Üroloji kliniğine sevk edilmişti. Haldun Albayım bana ‘bir iki gün önce üroloji servisine geldiğini, doktorun istediği kan ve idrar tahlili için hastaneye geldiğini’ söylemişti. Önce kan sonra idrar verdi. İşimiz saat 10.00 sularında bitmişti. Cezaevine servis 12.00’de hareket edecekti. İki saat vardı. Hastanenin 1. katındaki kafeteryada oturduk.
Berbere giderken... Daha sonra Haldun Albay eşiyle telefon görüşmesi yaptı. Eşinin rahatsız olduğunu, hastaneye gelemeyeceğini söyledi. Normalde hastaneye götürdüğümüz komutanların eşleri de hastaneye gelerek görüşme fırsatları buluyorlardı. Kafeteryada otururken lavaboya gitmem gerektiğini söyledim. Haldun Albay da ‘berbere gidip tıraş olacağını’ söyledi. Kendisine ‘lavabodan hemen çıkacağımı, birlikte gidebileceğimizi’ söyledim. Lavaboya gitmiştim, çıktıktan sonra Haldun Albayım yoktu. Lavaboya giderken kendisi berberin olduğu tarafa doğru gitmekteydi. Berbere baktım yoktu. Kaçacağını hiç düşünmemiştim.
İşleri bitince bekliyorlardı: Daha önce de hastaneye komutanlarımızı götürdük. Herhangi bir kaçma girişiminde bulunmadılar. Tedavileri tamamlandıktan sonra servis aracının yanında bekledikleri oluyordu. Ben Haldun Albayın orada olduğunu düşünerek servis aracının yanına gittim. Yoktu. Cezaevi servisi beklemesi gereken yerde bulunmuyordu.
Belki gelir: Orada bulunan kişilere ‘Albay’ın gelip gelmediğini’ sordum, görmediklerini söylemeleri üzerine kantine tekrar baktım. ‘Şelale’ denilen kafeteryaya baktım, yoktu. Biraz bekledim. Belki gelir diye düşündüm. Gelen giden olmayınca diğer uzman çavuş arkadaşların yanına gittim. Onlar da görmediklerini söyledi.
Hiçbir yerde bulamadık: Hastanede her yere baktık, ancak albayı hiçbir yerde bulamadık. Saat 12.00’ye gelmişti. Hastaneye getirdiğimiz diğer tutukluların cezaevine sevk edilmeleri gerekiyordu. Haldun Albayımızın gelebileceğini düşünerek biraz daha bekledik. Gelmemesi üzerine 12.30 sıralarında mecburen cezaevine döndük. Haldun Albay’ın nereye gittiğine ilişkin herhangi bir bilgim olmadı.
Çıkar ilişkimiz yok: Haldun Albay ile benim aramda herhangi bir çıkar ilişkisi olmamıştır. Kendisini ilk defa gördüm. Tanımamaktayım, bilerek ve isteyerek de kaçmasını sağlamış değilim, kaçacağı hiç aklıma gelmemişti. Bu olaya ilişkin de herhangi bir kastım bulunmamaktadır.
Komutanlara kelepçe takmıyoruz: Tutuklu ve hükümlü komutanlarımızı hastaneye götürüp getirdiğimiz esnada herhangi bir kelepçe takılmamaktadır. Sivil kıyafetli olarak hastaneye gitmektedirler ve bizler de sivil kıyafetli olarak hastaneye gitmekteyiz. Şimdiye kadar herhangi bir komutanım kaçma teşebbüsünde bulunmamıştı. İlk defa bu şekilde bir komutanım kaçtı.
Balyoz davasına bakan İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına göre, Ermin, Balyoz Plan Semineri’nin yapıldığı 2003’te Deniz Harp Akademisi öğrenci subayıydı. Gerekçeli kararda, ele geçirilen Amiral-1 belgesinde, Suga Harekât Planı’na destek veren kişilerin terfilerinin öngörüldüğü, Ermin‘in tuğamiral olacağının belirtildiği yer aldı.