BAN'DAN KIBRIS RAPORU BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (A.A)

-BAN'DAN KIBRIS RAPORU BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (A.A) - 04.03.2011 - BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Kıbrıs müzakereleriyle ilgili olarak, ''Müzakereler ucu açık bir süreç olamaz, sırf görüşmek uğruna sonu gelmez müzakerelere izin veremeyiz'' dedi. Genel Sekreter Ban, Kıbrıs müzakerelerinin son durumuna ilişkin bir değerlendirme raporu hazırlayarak BM Güvenlik Konseyi'ne gönderdi. Konseyin raporu 15 Mart'taki danışma toplantısında ele alması bekleniyor. Genel Sekreter, raporun giriş bölümünde, 18 Kasım'da KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ile New York'ta yaptığı üçlü görüşmenin ardından iki liderin, müzakerelerin hızını ve verimini artırma yolunda yaptığı çağrıyı dikkate almalarından cesaret aldığını ve gerçekten de Kasım 2010'dan bu yana müzakerelerde bazı ilerlemeler olduğunu kaydetti.  ''Ancak, 2011 yılının ikinci çeyreğindeki siyasi ortamın, müzakerelerde önemli ilerleme sağlamaya daha az uygun olacağını'' ifade eden Ban, Kıbrıs Rum kesimi ve Türkiye'de seçimlere yaklaşılırken ''müzakerelerin ivme kaybetmesi yönünde gerçek bir risk olduğunu'' belirtti. Bu yüzden seçim süreci iyice yaklaşmadan, görüşülen tüm başlıklardaki özlü konularda önemli anlaşmalara varılabilmesi için daha fazla itici güce ihtiyaç olduğunu kaydeden Ban, bu hususu iki lidere hem 18 Kasım'daki New York, hem de 26 Ocak'taki Cenevre görüşmelerinde vurguladığını bildirdi. -GENEL SEKRETER VE DOWNER'IN GÖRÜŞMELERİ-  Raporunda iki liderin müzakerelerin BM zemininde süreceğini teyit etmelerinden memnuniyet duyduğunu açıklayan Ban, kendisinin de süreci desteklemek için Kıbrıs sorunuyla ilgilenen bazı ülkelerin önemli lider ve üst düzey yetkilileriyle görüştüğünü, bunlar arasında İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Druças bulunduğunu kaydetti.  Özel temsilcisi Alexander Downer'ın 20 Ocak'ta Dışişleri Bakanı Davutoğlu ve 10 Şubat'ta Yunanistan Dışişleri Bakanı Druças ile görüştüğünü anımsatan Ban, iki dışişleri bakanının da Adada kapsamlı bir çözüme ulaşma yönündeki çabalara güçlü destek vermeye devam ettiklerini vurguladı. Downer'ın 23-24 Ocak tarihlerinde Brüksel'de AB yetkilileriyle de görüştüğünü hatırlatan Genel Sekreter, Türk, Yunan ve AB yetkililerinin kapsamlı bir çözüme güçlü destek verdiklerini ve tarafları bu yönde cesaretlendirmeye devam ettiklerini ifade etti. -MÜZAKERE SÜRECİNİN DURUMU- Raporun ''Müzakere Sürecinin Durumu'' kısmında Genel Sekreter, Kasım 2010'da yazdığı son Kıbrıs raporundan beri müzakerelerin hızının artığını, Eroğlu'nun ameliyatına rağmen iki liderin 11 kez, temsilcilerinin de 21 defa görüştüklerini belirtti. Ban, müzakerelerin başladığı 2008 yılından beri iki tarafın liderlerinin yaklaşık 100 kez biraraya geldiklerini de bildirdi. ''Yönetim ve güç paylaşımı, ekonomi ve AB konuları'' başlıklarında olumlu ivme olmakla birlikte bazı konulardaki görüş ayrılıklarının halen çözülemediğine dikkat çeken Ban, Cenevre görüşmelerinde Kıbrıs Türk tarafının, '''belli bir takvime uyma koşuluyla, güvenlik başlığı hariç diğer tüm başlıkları paralel şekilde görüşme yönünde bir plana'' yönelik fikirler ortaya koyduğunu belirtti. Genel Sekreter, müzakerelerde takvimden yana olmayan Rum tarafının da 3 aşamalı bir planla ilgili düşüncelerini aktardığını belirtti. ''Cenevre'deki görüşmelerde iki tarafın müzakereleri yoğunlaştırmakta mutabık kalmalarını takdirle karşılıyorum'' ifadesini kullanan Ban, iki liderin Cenevre'den Adaya dönüşlerinden sonra haftada bir, temsilcilerinin de haftada iki kez görüşmelerinin memnuniyet verici bir gelişme olduğunu belirtti. ''AB konuları'' başlığında, iki tarafın, Kıbrıs'ın Brüksel'de ve AB organlarındaki karar verme mekanizmalarında temsil edilmesi hususunda bazı noktalarda yakınlaşma sağladıklarını kaydeden Ban, ancak bu hususta halen çözülemeyen temel görüş farklılığının, çözümün, AB hukukuna nasıl dahil olacağıyla ilgili olduğunu belirtti. ''Ekonomi'' başlığında, özlü konularda yakınlaşmaların olduğunu ve Kuzey Kıbrıs'ın ekonomik olarak dezavantajlı durumdan çıkması için ne kadarlık bir sürede, neler yapılması konularının da görüşüldüğünü ve bazı noktalarda anlaşıldığını belirten Ban, ''Yönetim ve Güç Paylaşımı'' başlığındaki özlü konularda yakınlaşma sağlamanın ise müzakerelerin başarıya ulaşması açısından çok önemli olduğunu vurguladı. Bu kapsamda iki tarafın da aralarındaki görüş farklılıklarını aşmak için bazı önerilerde bulunduklarına dikkat çeken Ban, geri kalan farklılıkların da aşılabileceğine inandığını ifade etti. Geri kalan ''Mülkiyet'' ve ''Toprak'' ile ''Güvenlik ve Garantiler'' başlıklarında ise daha az ilerleme olduğunu kaydeden Ban, Konsey'e sunduğu son Kıbrıs raporundan (Kasım 2010) beri ''Mülkiyet'' başlığındaki özlü konuların tartışılmadığını, bu karmaşık konuda tarafların pozisyonlarının halen birbirinden uzak olduğunu vurguladı. Ban ''Toprak'' ile ''Güvenlik ve Garantiler'' başlıklarının ise henüz özlü şekilde tartışılmadığını hatırlattı. Önümüzdeki haftalarda liderlerin öne çıkan özlü konuları süratli bir şekilde ele almaları gerektiğini belirten Ban, liderlerin bunu yapabilmeleri için bu son 3 başlıktaki bazı konuların birbirleriyle ilgili olduklarını kabul etmeleri gerektiğini, bu yüzden sadece başlıklar içinde değil, başlıklar arasında da detaylı müzakerelerin gerekli olduğunu vurguladı. -GÖZLEMLER-  Genel Sekreter raporun ''Gözlemler'' bölümünde, müzakerelerin ''Kıbrıslılar tarafından yönetilen'' ve ''Kıbrıslılar tarafından sahiplenilen'' bir süreç olduğunu yineleyerek bu yüzden iki liderden bu süreci ilerletmeleri için sorumluluklarını yerine getirmelerini beklediklerini kaydetti.  ''Kıbrıs'ın kaderi liderlerinin elinde'' ifadesini kullanan Ban, farklılıklarını aşmak için harekete geçmesi gerekenlerin de yine iki lider olduğunu belirtti. İki liderin başarılı müzakereler için uygun ortam yaratmaları gereğinin altını bir kez daha çizen Ban, iki liderin, toplumlarına ''müzakerelerde iyi ilerleme sağlanıldığını, adada statükonun devam edemeyeceğini ve iki toplumun da yararına olacak birleşmiş bir Kıbrıs'a ulaşılabileceğini'' anlatmaları ve olumsuz söylemlerden kaçınmaları gerektiğini kaydetti. -SONUÇ- Raporun sonuç bölümünde, müzakerelerin hızından endişe duymaya devam ettiğini belirten Ban, son raporunda ''Türkiye ve Rum tarafındaki seçim süreçlerinin, müzakerelerin ölümcül şekilde başarısız olabilmesi yönünde ciddi risk getirebileceği'' yönünde uyarıda bulunduğunu anımsattı. Liderlerin son aylarda çaba sarfettiğine inandığını, ancak müzakerelerin kesintiye uğramasının ya da ilanihaye devam etmesinin önlenmesi için daha çok şey yapılmasını gerektiğini vurgulayan Ban, ''Tarafların biran önce öne çıkan özlü konularda yakınlaşma sağlamaları önemli'' ifadesini kullandı. Cenevre'deki görüşmede iki lidere söylediği gibi, ''zor seçeneklerle karşılaşma zamanı geldiğini'' belirten Ban, raporda şu ifadelere yer verdi: ''Müzakereler ucu açık bir süreç olamaz, sırf görüşmek uğruna sonu gelmez müzakerelere izin veremeyiz. Şimdi iki taraf da her zamankinden daha çok cesur ve özverili liderlik göstermeli ve müzakereleri sonuçlandırmak için pratik adımlar atmalıdır. Bu da iki liderin hem kendi aralarında, hem de iki toplum arasında daha fazla ortak güven sağlamalarını gerektir.''