Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında, Bank Asya'nın hukuki kriterlere uymadığını belirterek, "Bank Asya'ya el koyma siyasi bir karar değil" diye konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı bir televizyon programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Davutoğlu, Bank Asya'nın yönetimin yüzde 63'üne el konulmasına ilişkin şunları söyledi: "BDDK’nın bank asya ile ilgili aldığı karara dair, “Toplumsal hayatta şeffaflık çok önemli. Ama belki de şeffaflığın en fazla önem taşıdığı hususlardan birisi sistem olarak finansal sistemle ilgilidir” diyen Davutoğlu, “Burada katılım bankacılığı söz konusu. Burada şeffaf olmayan hususlar varsa; çok ciddi hak ihlalleri ve o finansal sistemin istikrarı konusunda çok ciddi şüpheler uyanır. Yani bankacılık sisteminde şeffaflık istisnai bir durummuş gibi yansıtmak doğru değil. Bir kere bu tamamen hukuki bir karardır, hiçbir siyasi boyutu yoktur. Talimatla veya herhangi bir yönlendirmeyle alınmış bir karar değildir. Hukuki boyutu ise objektif kriterlerle test edilebilir.
Bu gelişme olduktan sonra kamuoyumuzla da paylaşılan bilgilerden, çok açık hukuki kriterler ortaya konuluyor. Yani bu hukuki kriterler yerine getirilmişse ve el konulmuşsa; tartışma yapılabilir ama herkes için, bütün bankalar için geçerli olan bu hukuki kriterler yerine getirilmemiş de el konulmuşsa; kimsenin buna bir siyasi bir boyut katmaya hakkı yok. Nedir bu hukuki kriterler: BDDK, bankacılıkla ilgili bütün düzenlemeler çerçevesinde, Bank Asya’dan imtiyazlı ortaklık hisseleri, şeffaf bilgilerini istiyor; bunu herkesten istiyor. Yani ana kurucu ortak niteliğini taşıyan imtiyazlı ortakların bilgilerini istiyor. Süre veriyor ve o süre içerisinde sadece 185 imtiyazlı ortaktan, A grubu hisselerden 63’ünün ismi veriliyor. Onlar da tam verilmiyor, eksik veriliyor ama geri kalan verilmiyor. Yani karanlık, gölge altında bir grup hisse var. Bu 63 hisse dışında, 185’in geri kalanıyla ilgili bir bilgi yok. Onun üzerine bütün bu süre vermelere rağmen bu bilgiler verilemeyince, bu 63 hisse toplam yüzde 37’ye tekabül ettiği için, onlarla ilgili değil; yüzde 63 hissenin tasarruf yetkisinin TMSF tarafından kullanılması kararı alınıyor. Burada, 185 ortağın isimleri verildi de BDDK ve TMSF bu kararı aldıysa tartışılabilir. İsimler verilmemiş, şeffaflık ortaya konmamış, hem bir şeyler saklanıyor hem de o yolla orada mevduatı bulunan tasarruf sahiplerinin hakları ihlal ediliyor. Böyle bir durum varken, açık bir ihlal varken, BDDK’nın, TMSF’nin susup beklemesi mi söz konusu oluyor” ifadelerini kullandı."
Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
- Dini bir cemaatin lideri New York Times'a neden yazı yazar? Niye Türkiye'yi şikayet eder? Bu zat köşe yazarı mı? Demek ki New York Times'ta kampanya yapmak için Türkiye'ye dönmemiş.
- (Başkanlık sistemi) Türkiye'de parlamenter sistem hiçbir zaman sağlıklı işlemedi.
- (Başkanlık sistemi) Bu kişisel bir mesele değildir.
- Öyle bir sistem kuralım ki hem ülkenin ihtiyaçlarına cevap versin hem de temel siyasal zihniyeti, kültürü yansıtsın.
- Seçim kampanyasında ana unsur yeni anayasa olacak.
- Sayın Cumhurbaşkanımız ile ilişkimiz dün başlamadı ve herhangi bir hesaba dayanmıyor.
- Ben siyasete Bakan olduğumda değil, Ak Parti'ye kapatma davası açıldığı gün girdim.