Banka kârları son çeyrekte düşecek

Banka kârları son çeyrekte düşecek

Son dönemde faizlerdeki hızlı düşüşün etkisiyle karları önemli oranda artan bankaların kazançlarında düşüş bekleniyor.

Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Ekrem keskin bankaların 2009’un şimdiye kadarki bölümünde güçlü öz kaynakların yanı sıra, faizlerdeki düşmenin de olumlu katkısı nedeniyle yüksek bir karlılık performansı gerçekleştirdiklerini, ancak 2009’un son çeyreğinde hatta son çeyrekten önce bankaların karlarında düşme başlayacağını söyledi. Ekrem Keskin, karlılığın azalmasında bankaların faaliyet hacminin daralmasının, düşen marjların ve artan risklerin etkili olacağına dikkat çekti.

İstanbul’da TBB Yönetim Kurulu’nun da katılımıyla düzenlenen basınla sohbet toplantısında ‘Uluslararası Gelişmeler, Türkiye Ekonomisine ve Bankacılık Sektörüne Yansımaları’ başlıklı bir sunum yapan Ekrem Keskin “Bankalar ekonomiye yük olmadılar, sorunun sınırlanmasına destek oldular.Bankalar hem Hazine’yi hem özel sektörü fonlamaya devam ettiler.Bankaların üstlendikleri riskin tamamına yakını Türkiye riski (Hazine’ye ve özel sektöre ait).Zehirli varlık değil” dedi.

“Bankalar ekonomiye 585 milyar TL kaynak aktardı”

Ekrem Keskin öz kaynakları güçlü, aktifleri kaliteli, likiditesi yüksek ve karlı olan bankaların hem güven sağladığını hem de büyümeye destek olduklarını ve olmaya devam edeceklerinin altını çizdi. Keskin, Ağustos 2009 tarihi itibariyle bankaların kamuya ve özel sektöre sağladıkları kaynağın miktarının 585 milyar TL gibi çok yüksek bir rakam olduğunu ve bu rakamın 2008 sonunda 547 milyar TL olduğunu kaydetti. Keskin, 2008 sonundan başlayarak kamunun kaynak talebinin arttığına işaret ederek, Hazine’nin nakit ihtiyacının GSYH’ya oranının yüzde 1.7’den yüzde 5.4’e, iç borç stokunun da yüzde 29’dan yüzde 33’e ulaşacağının tahmin edildiğini belirterek “Kamuda kaynak ihtiyacı azaldığı ölçüde kredi stoku büyümeye devam edecektir” dedi.

“Bankaların özkaynakları 100 milyar TL'ye ulaştı"

Denetimde etkinlik, risk yönetiminde başarı, sermaye artırımı ve istikrarlı büyüme sayesinde bankaların öz kaynaklarının ve serbest sermayesinin güçlendiğini ifade eden Keskin, Ağustos 2009 itibariyle bankacılık sektörünün toplam öz kaynak büyüklüğünün 96 milyar TL’ye ulaştığını, serbest sermayenin de 73 milyar TL olduğunu söyledi. Keskin” Nerdeyse 100 milyar TL’ye yakın bu öz kaynak büyüklüğü bankaların gücünün de bir işareti” diye konuştu.Ekonominin içinde bulunduğu şartlar içinde bankaların, düzenlemelerde belirlenen kurallara uygun olarak riskleri doğru algılamaya, ölçmeye, fiyatlamaya ve yönetmeye daha fazla önem verdiklerini vurgulayan Ekrem Keskin, “Değişen kurallar ve faaliyet ortamı nedeniyle bankalar risk alırken daha ihtiyatlı davranıyor” dedi. Sunumunda 2001 krizine de değinen Keskin “Öz kaynakları zayıf, kar etmeyen, riski yüksek bankacılığın sonuçlarını 2001 yılında biz yaşadık, son bir yılda dünya yaşıyor. Bankaların öz kaynaklarını küçültecek her davranış ekonomiye zarar verir” dedi.

“Sorunlu kredilerde artış var”

Bankacılık sektöründe sorunlu kredilerin artış eğiliminde olduğuna dikkat çeken Keskin, büyüme geciktikçe kredinin riskinin de daha önemli hale geldiğini söyledi. Keskin’in verdiği bilgiye göre sorunlu kredilerde en büyük artış yüzde 10.2 ile kredi kartlarında. KOBİ kredilerinde de takipteki kredi oranı yükseliyor. 2008 Aralık sonunda yüzde 5.3 olan bu oran Temmuz 2009 sonunda yüzde 7.2’ye kadar çıktı. Toplam krediler içinde aynı dönemde takipteki kredilerin oranı da yüzde 3.6’dan yüzde 5.3’e yükseldi.

Ekrem Keskin, ekonomiye ilişkin yaptığı değerlendirmede de dış ekonomilerdeki gelişmelerin olumluya dönmesiyle birlikte bunun Türkiye’ye yansımasının daha hızlı olacağını ve toparlanmanın daha hızlı gerçekleşeceğini belirterek “Uluslararası bankacılıktaki iyileşmelerden de Türkiye’deki bankalar hızlı ve olumlu yönde etkilenecektir” dedi.

Sunumunda sermaye hareketleri konusunda da bilgi veren Ekrem Keskin” Yıllık bazda sermaye girişi 50 milyar dolardan 12 milyar dolara geriledi. 14 milyar dolarlık girişin kaynağı ise bilinmiyor” derken, özel sektörün Ekim 2008 ile temmuz 2009 arası dönemde 10 milyar dolara yakın bir net dış borç ödemesi yaptığını ve bu kaynağın da bankacılık dışı kesimden sağlandığını aktardı.

“Reel sektörün kendi arasındaki kredide azaldı”

Kredi arzı ve kredi talebini etkileyen faktörlerin birbirine benzer olduğunu altını çizen Ekrem Keskin, kredi arzının da talebinin de düşüşünde ekonomideki daralmanın, dış piyasalardaki kaynak bulmanın zorluklarının ve dış ticaretteki düşüş yanı sıra yatırımlarda ve işletme sermayesi ihtiyacında azalmanın rolü olduğunu hatırlattı. Keskin “ Reel sektörde firmaların birbirlerine olan “kredisi” de azaldı” derken, çekli işlemlerde de azalma meydana geldiğini belirterek, “Ocak-Ağustos döneminde çek tutarı yüzde 13 azalırken, karşılıksız çek miktarı yüzde 50 oranında arttı. Karşılıksız çek tutarının toplam içindeki payı yüzde 4’ten yüzde 7’ye yükseldi.Bu dönemde Protestolu senet miktarı da yüzde 29 oranında artış gösterdi” dedi