Hürriyet yazarı Erdal Sağlam bankacıların vergideki temel ilkelerden biri olan 'geriye yürütülemeyeceği' kuralının delindiğini söylediklerini yazdı. Sağlam, bunun yasal bir durum olmadığını söyleyen bankacıların, "Maliye ile ters düşmeyi göze alamıyorlar. Karşı çıkarlarsa cezalandırılma korkuları var" dedi.
Sağlam'ın Hürriyet'te "Bankalara 2017 şoku" başlığıyla (3 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Bankalar kurumlar vergisini yıl sonu hesaplarına göre bir sonraki yıl ödemeden önce, 3 aylık kârlarına göre belirlenen orandan stopaj ödüyorlar. Taslağa göre bankalar eylül sonu bilançolarında yer alan kâr rakamı üzerinden 17 Kasım’da artık yüzde 20 değil 22 stopaj ödeyecek. Bankacılar, verginin geriye yürütüldüğünü bunun aslında yasal bir durum olmadığını belirtiyorlar.
Son getirilen vergi artışları daha çok otomobil vergilerine gelen yüksek zamla konuşulurken, bankalara getirilen ek verginin detayları ortaya çıkmaya başladı. Taslağı inceleyen bankacılar, verginin geriye yürütüldüğünü bunun aslında yasal bir durum olmadığını belirtiyorlar.
Getirilen paketle sadece bankaların kurumlar vergisinin yüzde 20’den 22’ye çıkarılması öngörülüyor. Mevcut veriler üzerinden yapılan hesaplamada, buradan Maliye’nin 1 milyar TL ek gelir hedeflediği anlaşılıyor.
Bankalar kurumlar vergisini yıl sonu hesaplarına göre bir sonraki yıl ödemeden önce, 3 aylık kârlarına göre, belirlenen orandan stopaj ödüyorlar. Buna göre 3. çeyrek için belirlenen geçici kâr rakamları üzerinden artık yüzde 20 değil 22 oranında stopaj ödeyecekler. Eylül sonu bilançolarında yer alan kâr rakamı üzerinden de 17 Kasım’da bu stopajı ödemeleri gerekiyor.
Torba yasada yer alan ilgili maddeye göre bankaların bu yılın 3. çeyrek rakamı üzerinden başlayarak zamlı kurumlar vergisi ödeyecekleri anlaşılıyor. Bu da ek verginin bankalara maliyetinin bu yıldan itibaren başlayacağını gösteriyor.
Bunun yanı sıra vergideki temel ilkelerden biri olan“geriye yürütülemeyeceği”ilkesinin de çiğnendiği gözüküyor. Yani bankalar yılbaşından bugüne kadar, bu yıl elde edecekleri kar üzerinden stopaj yatırıp, gelecek yıl ödenecek nihai kurumlar vergisinde de yine yüzde 20 hesabı yapıyorlardı. Her banka bu hesaba göre şimdiye kadar faaliyetlerini yürüttü.
Ancak şimdi Maliye Bakanlığı bu hesabı tümüyle değiştirip, “Ben sizden yüzde 20 değil yüzde 22 oranında vergi alacağım” diyor. Bu da vergi hukukuna göre açıkça verginin geriye yürütülmesi anlamına geliyor.
Bu vergilerin gelecek yılı etkileyeceği söylenmişken, bankalara getiren ek verginin bu yıldan itibaren tahsil edilmesine başlanacak. Belli ki Maliye Bakanlığı, bu yolla 2017 yılı bütçesinde de bir miktar iyileştirme yapmayı planlıyor.
Torba yasaya göre bankaların dağıtılmayan karları üzerinden de Maliye Bakanlığı artık yüzde 1 oranında stopaj kesecek. Bunun yıl sonu bilançoları kesinleştikten sonra tahsil edilmesi mümkün olacak. Çünkü BDDK yıl sonuna doğru her bankaya ayrı ayrı “Sen karının şu kadarını dağıtabilirsin” diyerek, her banka özelinde oranlar belirliyor. Bazı bankalara sermayesini yeterli görmediği zaman, “sen hiç kâr dağıtmayacaksın” deme hakkına sahip.
Dağıtılmayan kar üzerinden stopaj kesintisi yapılırken, dağıtıldığı zaman hissedarlardan gelir vergisi alınacağı için, bu ödenen stopaj vergiden daha sonra kesiliyor. Eski düzenlemeyle bankaların sermayelerini artırmaları cazip kılınıyordu.
Bu yolla gelecek yıl ne kadar gelir elde edileceğini sorduğum bankacılar, geçen yılki rakamlara bakarak 250 milyon TL civarında bir rakam olabileceğini, böylece bankalar üzerine gelen toplam vergi yükü artışının 1 milyar 250 milyon TL olarak söylenebileceğini kaydettiler.
Bankaların bu vergi artışına tabi ki itirazları var ama bunu nasıl dillendirecekler bilinmiyor. Özellikle de başka hiçbir şirkette kurumlar vergisi artışı olmazken neden sadece bankalara uygulandığını, bunun ayrımcılık olduğunu belirtiyorlar.
Peki, bu mağduriyete rağmen, özellikle verginin geriye yürütüldüğü açık olan bu düzenlemeye karşı hukuki olarak itiraz edip, konuyu mahkemeye taşırlar mı?
Bu konuda bir şey söylemiyorlar ama benim kanaatim o ki; itirazlarını edip sonunda sineye çekerler, hukuki yollara başvurmayı pek tercih etmezler. Çünkü daha önce de olmuştu; bankalar Maliye ile ters düşmeyi göze alamıyorlar. Karşı çıkarlarsa cezalandırılma korkuları var.