Ankara Ticaret Odası (ATO), küresel ekonomik krizin tüm sektörleri derinden etkilerken, bankacılık sektörünün, yüksek kredi faizleri ve hemen hemen tüm bankacılık işlem ve hizmetleri üzerinden aldıkları ücret ve komisyon gelirleriyle krizin etkisini diğer sektörlere yüklediğini savundu. ATO'dan yapılan açıklamada, ATO'nun Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK) ve bankalardan derlediği verilerin, "yıllık yüzde 9-11 faiz oranıyla mevduat toplayıp, yüzde 30'a ulaşan kredi faizleriyle bu parayı satan bankaların, yüksek orandaki faiz marjıyla karını önemli ölçüde artırdığını" gösterdiği ifade edildi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) gecelik faizlerde yaptığa indirime paralel olarak, mevduat faizlerini son aylarda yüzde 9-11 düzeyine indiren bankaların, mevduatı daha ucuz toplamaya başlamalarına rağmen, kredi faizlerini yüzde 20-30 seviyelerinde tutmaya devam ettiği belirtildi. Bu yüzden bankaların kredilerden elde ettikleri faiz gelirlerinin hızla arttığı, 2008 yılında kredilerden elde ettikleri faiz geliri yüzde 32,4 artan bankaların topladıkları mevduat için yaptıkları faiz ödemelerindeki artışın ise yüzde 24'te kaldığı kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: "Bu yılın ilk iki aylık döneminde de bankaların kredilerden sağladığı faiz geliri yüzde 30,7 büyürken, mevduata ödedikleri faizdeki artış ise yüzde 25,2 olarak gerçekleşti. BDDK'nın verilerine göre, 2008 yılında bankalar, 367,4 milyar lira olan kredilerden toplam 52,1 milyar lira faiz geliri elde ederken, 454,6 milyar lira olan mevduat için ise 43,9 milyar lira faiz ödedi." "KOBİ kredilerini kıstılar" Bankaların kriz döneminde özellikle küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) yönelik kredileri önemli ölçüde kıstığı, yeterli teminatı olan, gayrimenkul ipoteği veren işletmelerin dahi bankalardan kredi alamadığı bildirilen açıklamada, BDDK'nın verilerine göre, geçen yıl ekim ayında KOBİ'lere 99 milyar lira kredi kullandıran bankaların, KOBİ'lere verdiği kredilerin bu yıl şubat ayı sonunda 85,1 milyar liraya kadar gerilediği ifade edildi. Kriz döneminde mikro işletmelerin kullandığı banka kredilerinin 3,2 milyar, küçük işletmelerin kredilerinin 4 milyar, orta boy işletmelerin kredilerinin de 6,7 milyar lira azaldığı kaydedildi. Ücret, komisyon ve hizmet geliri Kredi kullandırdıkları müşterilerinden peşin aldığı ücret ve komisyonların, 2008 yılında bir önceki yıla göre yüzde 22,8 oranında artarak 2,5 milyar liraya yükselen bankaların, kredileri kısmalarına rağmen, bu yılın ilk iki ayında kullandırdıkları krediler üzerinden müşterilerinden aldıkları ücret ve komisyonların yüzde 34,7 artarak, 476 milyon liraya çıktığı bildirildi. Devletin, kayıt dışıyla mücadele amacıyla kira ve benzeri birçok ödemenin bankacılık sistemi üzerinden yapılmasını zorunlu kılmasının da hizmetlerden aldıkları ücretleri sektörün önemli gelir kalemi haline getirdiğine işaret edilen açıklamada, bankacılık sektörünün 2008 yılında 10 milyar lira, bu yılın ilk iki ayında ise 1,6 milyar lira hizmet geliri elde ettiği ifade edildi. Hizmetleri karşılığında değişen miktarlarda ücret talep eden, bunların başında hesap işletim ücreti gelen bankaların, maaş hesapları dahil hemen hemen açılan tüm vadesiz hesaplardan, aylık, üç aylık ve altı aylık aralıklarla hesap işletim ücreti tahsil ettiği kaydedildi. Türk bankacılık sektörünün, bu yıl yüzde 39'u aşan brüt kar artışına imza atmaya hazırlandığı, geçen yıl yüzde 8,6 oranında azalan brüt karının bu yılın ilk iki ayında yüzde 39,1 oranında artarak, 4 milyar liraya yaklaştığı, net karının ise yüzde 38,3yükselişle 3,2 milyar lira olduğu belirtildi. "Bankaların kârı reel sektörün zararı" Kriz ortamında bankaların şirketlere destek değil, köstek olduğunu savunan ATO Başkanı Sinan Aygün, "Hiçbir sektörde 10'a alınan malın 30'a satılması kabul edilemez. Bunun adı fırsat bankacılığı. Geçen yılın son çeyreğinde, bütün sektörler küçülürken, bankacılık sektörünün yüzde 9 büyümesi anlaşılır gibi değil" dedi. "Bankaların, kredi müşterilerine karşı gösterdiği acımasızlıkla ilgili her gün çok sayıda şikayet aldığını" ifade eden Aygün, şunları söyledi: "Bu kriz döneminde bankalar sanki bizimle aynı gemide değillermiş gibi davrandılar. Kredileri kıstılar, kat kat fazla teminat gösteren, gayrimenkul ipoteği veren işletmelerimiz acil ihtiyaçları için kredi alamadılar. Geri ödemelerinde hiçbir sorun olmayan kredi müşterilerinden bile ek teminat göstermesini istediler. Hatta bazı bankalar, kredileri geri çağırarak adeta yangına benzin döktüler. Böyle davranarak piyasadaki durgunluğu artıran bankaları bundan sonra sorumlu davranmaya çağırıyorum. Bütün faizler düşerken, kredi faizlerinin aynı kalması, belki kısa vadede bankaların karını artırır, ancak uzun vadede ekonominin tümü için tehdit oluşturur. Türkiye ekonomisinin bu yıl tarihi bir küçülmeye doğru gitmesinde bankalarımızın büyük sorumluluğu bulunuyor." Hesap işletim ücreti, havale ve komisyon ücretlerinin en çok şikayet edilen konular olduğunu belirten Aygün, bankaların hangi hizmet ve işlemlerden ücret ya da komisyon alıp, hangisinden alamayacağının yasayla belirlenmesi gerektiğini bildirdi. Bankaların ücret ve komisyonlarla vatandaşları mağdur ettiğini belirten Aygün, sözlerini şöyle tamamladı: "Banka müşterisi de tüketicidir. Tüketiciyi korumak da devlete Anayasa ile verilen bir görevdir. Bu nedenle bankaların komisyon, ücret ve benzeri isimlerle vatandaşlardan aldıkları paralar konusunda yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunuyor. Bunlara üst sınır ve standart getirilmeli. Devlet ödemelerin bankacılık sistemi üzerinden yapılmasını zorunlu hale getirdikçe vatandaşı bankaların insafına terk ediyor."