Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, TBMM Genel Kurulu’nda; “Günlerdir infiale sebep olan rezil istismar suçunun ardından yine aynı cümle ‘Takipçisi olacağız’… Bugün trollerin sosyal medya saldırısına uğrayan Timur Soykan, bu haberi yapıp arkasında durmasa siz bunu konu bile etmeyecektiniz. Bizler sizin sorumluluğunuzda gerçekleşen hiçbir suçun unutulmasına izin vermeyeceğiz. Sizi göndereceğiz. Tarikatlar ve cemaatler kapatılacak. Er ya da geç bu suçlarda kimin dahli varsa hesap verecek. Takipçisi olmak ne demek işte o zaman göreceksiniz” dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifleri ile 2023 Yılı Bütçe Kanun Teklifleri görüşmelerinde, bütçe aleyhinde söz alan TİP Hatay Milletvekili Barış Atay, tarikat ve cemaatleri eleştirerek şunları söyledi:
“Bakanlar varken ve onlar konuştuktan sonra böyle bir kalabalığa konuşma fırsatı bulmak bizim için Halley Kuyrukluyıldızını görmek kadar nadir bir şey. Sizin yapacağınız bu son bütçeyi konuşurken elbette ki sadece bütçe üzerine konuşmak isterdik ama ne yazık ki ülke bu hale getirildiği için başka şeyler konuşmak zorundayız.
‘Takipçisi olacağız’. Bu 20 yılda iktidarın ağzından en çok duyduğumuz cümlelerden biri bu olabilir. ‘Takipçisi olacağız.’ Arkada iki bakan oturuyor. Biri Kültür ve Turizm Bakanı, diğeri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı. Onlar da bir şeylerin takipçisi sürekli. Direkt onlara sorayım: Örneğin Kültür ve Turizm Bakanı ülkenin en prestijli yönetmenlerinden olan, uluslararası birçok festivalde ödül almış Emin Alper’e verdikleri güya desteği geri istediklerini takip etmiş mi acaba? Yanında oturan Çalışma Bakanı’nın ve öncekilerinin Oyuncular Sendikası’nın 10 yıldır verdiği mücadeleye kapı duvar olup oyuncuları hala işçi olarak kabul etmediklerini de takip etmiş midir? Peki Turizm Bakanı, aynı zamanda kendi turizm acentesi ve şirketi olan Turizm Bakanı kendi işletmeleri dahil turizm sektöründeki kölelik düzeyindeki çalışma şartlarını takip ediyor mu? En azından birbirinizi takip etseniz fena olmaz.
Günlerdir infiale sebep olan rezil istismar suçunun ardından yine aynı cümle ‘Takipçisi olacağız’... Bugün trollerin sosyal medya saldırısına uğrayan Timur Soykan, bu haberi yapıp arkasında durmasa siz bunu konu bile etmeyecektiniz. Örneğin Enerji Bakanlığı, madem Soma’nın, Ermenek’in takipçisiydi, o halde Amasra Katliamı neden oldu? Ulaştırma Bakanlığı, Pamukova Tren Katliamı’nın takipçisiydi de Çorlu Tren Katliamı tesadüfen mi gerçekleşti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2008 yılında öldürülen 66 kadının cinayetinin takibini yaptığı için mi 20 yılda binlerce kadın öldürüldü iktidarınızda? Siz neyin takibindesiniz? Takipçi olacaklarmış. Siz Aladağ’da çocukların cemaat yurdunda yakılmasını takip ettiniz mi? Karaman Ensar Vakfı’nda, Gerger’de, Kilis’te, Dikili’de, Fıkıh-Der’de, Erzurum’un Diyanet Kuran Kursu’nda istismara uğrayan çocukları takip ettiniz mi? Cemaat yurdunda intihar eden Enes Kara’nın takipçisi oldunuz mu? Konya’da Faruki tarikatı şeyhinin, Akyazı’da Uşaki tarikatı şeyhinin istismarlarını Nurettin Yıldız’ın ‘Evlenmek için yaşa gerek yoktur’ demesini takip ettiniz mi? Bütün bunları takip etmemişken ‘Takipçisi olacağız’ dediğinizde buradaki herkes de hiç sizi sorgulamadan kabul edecek diye bekliyorsunuz.
2016’da İçişleri Bakanınız failleri bulmak yerine Ensar Vakfı’nı protesto edenleri yurdun dört yanında gözaltına aldırıyordu. Daha dün Hiranur Vakfı’nın önünde protesto eylemi yapan TİP’li gençleri engellemeye çalışıyordu. Siz, Soma’nın ardından işçiyi yerde tekmeleyen bürokratı ödüllendiren bir iktidarsınız. Çorlu Katliamı’nın ardından AYM önünde aileleri gazlatan İçişleri Bakanı olan bir iktidarsınız. Öldürülen kadınların, istismar edilen çocukların davalarında iyi hal indirimi uygulayan bir hukuk sisteminin yaratıcısı olan bir iktidarsınız. Siz, tarikatlara, cemaatlere milyonlarca lira destek verip arkasında durmuş bir iktidarsınız. Siz, çocuk yaşta evlendirilerek istismar edilen çocukların faillerine af getirmek isteyen, ‘Küçüğün rızası var’ diyen bir Adalet Bakanını kabinenizde bulunduran bir iktidarsınız. Siz hiçbir şeyin takipçisi falan olamazsınız.
Örf ve adetlere uygun olmadığı gerekçesiyle oyunlarına destek olmadığınız Moda Sahnesi’nde sergilenen, Çalışma Bakanı’nın da işçi olarak kabul etmediği Onur Ünsal arkadaşımızın oynadığı ‘Babamı Kim Öldürdü’ oyunundan bir örnek vereyim size. Oyundaki karakter Fransa’daki yoksullardan kesilen 5 euro ve zenginlere uygulanan vergi affından dolayı öldüğünü iddia eder babasının. Yani sizin sık sık uyguladığınız bir yöntem bu. Fransa’ya kadar da gitmeyelim. Türkiye’nin her yanında insanlar aynı soruları size soruyorlar. Soma, Ermenek’teki çocuklar ‘Babamızı kim öldürdü?’ diye soruyor. Erkekler tarafından katledilen annelerin çocukları ‘Annemizi kim öldürdü?’ diye soruyor. İş cinayetlerinde öldürülen insanların kardeşleri, eşleri ‘Bizim kardeşimizi, eşimizi kim öldürdü?’ diye soruyor. Cumartesi anneleri, 1996’dan beri ‘Evlatlarımızı kim öldürdü?’ diye soruyor. Tüm yaşananlara bakarak şunu söylemek gayet mümkün. Bir toplumu öldürdünüz siz. Siz toplumun katilisiniz. Diyorsunuz ya ‘Bunlar siyaset üstü konular, siyasete bulaştırmayalım’. Bunlar, sizin yaptığınız yasalar sonucu tam olarak da siyasetin konusu.
Oyunun sonunda diyor ki ‘Bu sorunların isimleri neden hiç söylenmez?’ Ama söylenmeli, herkes bilmeli. Halk, yaşanılanların siyasi sorumlularını bilmeli. Bunu söylemek bizim sorumluluğumuz. Fuat Oktay, Bekir Bozdağ, Derya Yanık, Vedat Bilgin, Murat Kurum, Mevlüt Çavuşoğlu, Fatih Dönmez, Mehmet Kasapoğlu, Nureddin Nebati, Süleyman Soylu, Mehmet Nuri Ersoy, Mahmut Özer, Hulusi Akar, Fahrettin Koca, Mustafa Varank, Vahit Kirişci, Mehmet Muş, Adil Karaismailoğlu. Bunların atamasını yapan Recep Tayyip Erdoğan. 20 yıllık iktidarınızda buradan gelip geçen herkes ve siz Türkiye’nin geldiği bu halin sorumlularısınız. Bizler sizin sorumluluğunuzda gerçekleşen hiçbir suçun unutulmasına izin vermeyeceğiz. Sizi göndereceğiz. Tarikatlar ve cemaatler kapatılacak. Er ya da geç bu suçlarda kimin dahli varsa hesap verecek. Takipçisi olmak ne demek işte o zaman göreceksiniz." (ANKA)