Barış Güler'in avukatı: Tape'lere ekleme var, suç duyurusunda bulunacağız

Barış Güler'in avukatı: Tape'lere ekleme var, suç duyurusunda bulunacağız
Barış Güler'in avukatı Kamil Şirin, "26 Ekim 2013 tarihli telefon görüşmesinde Bakan bey ve müvekkilimin yaptığı görüşmede alt satırlarına 'paranın hepsini aldın mı?' ve 'defterini düreceğim o p...' şekilde yalan bir takım eklemeler yapılmıştır. Bunlar gerçek değildir. Bu eklemeleri yapan ve yayınlayan herkes hakkında suç duyurusunda bulunacağız" dedi.
Yolsuzluk operasyonunda tutuklanan İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler'in avukatı Kamil Şirin, sürecin hukuku olmaktan çıktığını, kamuoyunun yalan haberlerle bir şekilde yönlendirilmeye çalışıldığını belirtti. İnternet üzerinden yayılan haberlerin bir kısmının ciddi bir biçimde yalan bilgi içerdiğini ileri süren Şirin, "26 Ekim 2013 tarihli telefon görüşmesinde Bakan bey ve müvekkilimin yaptığı görüşmede alt satırlarına, 'paranın hepsini aldın mı?' ve 'defterini düreceğim o p...' şekilde yalan bir takım eklemeler yapılmıştır. Bunlar gerçek değildir. Bu eklemeleri yapan ve yayınlayan herkes hakkında suç duyurusunda bulunacağız" diye konuştu.
 

'Bunların hesabını hukuk çerçevesinde sormasını biliriz'

 
Hiç kimsenin suç işleme ayrıcalığı olmadığını, hukukun gerekli cezayı vereceğini ifade eden Şirin, "Bizim kısıtlama kararı sebebiyle ulaşamadığımız pek çok şeyin öncelikle basına aktarılması aktarılan bu bilgilerin büyük bir kısmının da yalan eklemelerle kamuoyunun yönlendirmeye çalışıldığı ortada. Ciddi bir çalışmayla müvekkilimin ve diğer şüphelilerin hukuku haklarının ihlal edildiğini göstermektedir. Türkiye, sahipsiz değildir. Türkiye, hukuk devletir. Biz, bunların hesabını hukuk çerçevesinde sormasını biliriz" dedi. 
 

'3 dosya birleştirilmez; ben böyle şey görmedim'

 
"Biz kısıtlama kararı olduğu için sadece müvekkilime emniyette yöneltilen tapeler kadarını bilmekteyiz. Başka ne var bilmiyoruz" diyen Şirin, uygulamada bir takım aksaklıkların olduğunu vurguladı. Şirin, şunları söyledi: 
"Şüphelilerin suçla alakası olmayan görüşmeleri ima edilmekte. Sadece kısım kısım suç olarak değerlendirilebilecek görüşmeler şüpheliye yöneltilmektedir. Buysa şüphelinin savunma hakkını ihlali niteliğinde. Bir kişinin bu görüşmeyi hangi şartlarda yaptığının mahkeme tarafından iyi tespit edilebilmesi için bu şahsın yaptığı bütün görüşmelerin mahkeme tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bu sadece bu dosyaya mahsup olarak söylemiyorum, genel olarak söylüyorum. Bu bir noktada Meclis'in görevidir. Bu değişikliğin yapılması Türkiyede ciddi bir eksikliği giderecektir. Ben şu ana kadar hiç bir dosyada birden fazla örgüt aynı dosyada yargılandığını görmedim. A şahsın yargılamasıyla B şahsın yargılanması aynı dosya içerisinde görülebilir mi? Bu mümkün mü? Böyle birşey söz konusu olabilir mi? Biz sorgu yargıcına çıktığımızda bize yöneltilen şey, 3 ayrı örgütü tek dosyada yargılamaya girişildi. Ben böyle birşey görmedim."
 

'14 ay beklenmesi neyi gösteriyor?'

 
Şirin, bu çalışmayı yapan kolluk kuvvetlerinin, özellikle son güne kadar beklediğini belirterek, "Beklemek neyi gösterir? Beklemek bir takım hesaplar içerisinde olduklarını gösteriyor. Ve aynı dosyada ele almalarının sebebi de yaptıkları hukuksuzluğun karşılığını bulacaklarını bilecekleri için 3 ayrı dosyanın da soruşturmasını aynı dosya içerisinde yapmışlar. Bu ciddi hukuk ihlalidir" ifadesini kullandı.
Barış Güler'in zimmet suçundan tutuklandığını aktaran Şirin, sözlerini şöyle sürdürdü: 
"Zimmeti esas itibariyla suç üstü yaparak ispatlarsınız. Anlatılan bir takım paraların müvekkilimin adamları teslim alındığı iddiası. 14 aydır takip ediyorsunuz, fotoğraflıyorsunuz ve bırakıyorsunuz. Suç üstü yapma imkanı varken, elinizde personel varken, elinizde her türlü imkan varken, para taşındığını iddia ettiğiniz çantaları taşınırken, neden suç üstü yapmadınız? Suç üstü yapmadınız, bu çantalar valizler nereye gitti. Bu valizleri taşıyan şahıslar kimdir? Niye tespit etmediniz. Bunlar niye tespit edilmedi biliyor musunuz? Bu valizler sadece bir algı yaratmak için dosyanın içerisine konulmuştur. Çünkü o valizlere baskın yapılsaydı, valizlerin içinde para olmadığı anlaşılacaktı. Hem para olmadığı anlaşılacak hem de bu kirli operasyon açığa çıkacaktı. O itibarla, burada kolluğun çabasını ben hukuk sınırları içerisinde görmüyorum. Eğer bir rüşvet alış verişi varsa kolluğun görevi bastırıp, suç delileriyle birlikte alanı, vereni tespit etmek ve adliyeye sevketmekti. Bu şekilde, 'yok efendim, telefonda tespit ettim.' Telefonda tespit edilen şey şu, 'geliyorum tamam'. Bu neyi gösterir ki. Bu tip eklemelerle, yalanlarla kamuoyunda algı yaratmaya çalışıyorlar. Biz bunların üzerine gideceğiz. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulunacağız."