Tutuklu akademisyenler için 38 gün sonra tahliye kararı!

Tutuklu akademisyenler için 38 gün sonra tahliye kararı!

"Bu suça ortak olmayacağız"  bildirisine imza attıkları için tutuklanan akademisyenler Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı ilk duruşmada tahliye edildi. Dava Çağlayan Adliyesi 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. İddianamenin okunmadığı davada, ilk olarak dört akademisyen ifade verdi. Savcı, aradan önce akademisyenlere atılı olan suçun Türk Ceza Kanunu 301. maddesi kapsamında değerlendirilebileceğini söyledi, Adalet Bakanlığı'ndan izin talebinde bulunarak,  dört ismin tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Ara sonrasında konuşan savcı, bu kararından vazgeçip Adalet Bakanlığı'ndan iznin beklendiği süre zarfında akademisyenlerin mağdur olabileceklerini belirterek bu kez tahliyelerini talep etti. Sanık avukatlarının konuşmalarının ardından mahkeme, dört akademisyenin adli kontrol şartı olmaksızın tahliye edilmesine karar verdi. Duruşma 27 Eylül'e ertelendi.

 

Neyle suçlanıyorlar?

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, dört akademisyen hakkında terör örgütü propagandasından 7.5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. İddianamede  1128 kişinin “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı metne imza attığı belirtiliyor ve “PKK/KCK terör örgütüne destek bildirisi” yayımlandığı ileri sürülüyor.

 

Neden suçlanıyorlar?

 

1128 akademisyen ‘‘Bu suça ortak olmayacağız’’ adlı bildiriyle Güneydoğu'da süren operasyonlar ve sokağa çıkma yasakları nedeniyle yaşanan insan hakları ihlallerine tepki göstererek barış talebini dile getirmişti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Barış için Akademisyenler İnisiyatifi üyeleri hakkında başlatılan soruşturma dosyalarını bünyesinde toplayarak, bildiriyi imzalayan 733 akademisyenin ifadesini almaya başlamıştı.

Soruşturma kapsamında akademisyenlere, “PKK’nin terör örgütü olup olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti katliam mı yapıyor? Bildiriyi imzalamak için baskı veya tehdit aldınız mı?” şeklinde sorular yöneltilmişti.  Bu arada, 733 akademisyen haricinde bildiride imzası olan 395 kişi hakkındaki işlemin ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütüldüğü belirtilmişti. 

Boğaiçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kıvanç Ersoy, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya (Bildiriyi imzalamasının ardından Nişantaşı Üniversitesi'ndeki görevine son verildi) ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı  (Bildiriyi imzalamasının ardından Nişantaşı Üniversitesi'ndeki görevine son verildi) mart ayında "Barış talebinde ısrarcıyız" diyerek basın toplantısı düzenlemişti. Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya 16 Mart'ta, yurt dışından dönen Meral Camcı da 31 Mart'ta terör örgütü propagandası yapmaktan tutuklanmıştı. 

İmzacı akademsiyenler, bildirinin yayımlandı 11 Ocak'tan itibaren başta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olmak üzere, siyasi iktidarın ağır eleştirilerine maruz kalmıştı. 

Erdoğan, "Kendisine akademisyen diyen güruh devleti suçluyor. Bununla yetinmeyip yabancıları Türkiye'ye çağırıyorlar. Bunun adı mandacılıktır. 100 yıl önce de aynı zihniyet vardı. Bugün de üstelik çoğu maaşını devletten alan, cebinde bu devletin kimliğini taşıyan sözde aydınların ihanetiyle karşı karşıyayız. Yabancı akademisyenleri Türkiye'ye davet ediyorum. Gel Türkiye'ye, A'dan Z'ye ne oluyor, ne bitiyor biz kendilerine anlatmaya hazırız. Devletin hukuku çiğnemesi mi, teröristlerin vatandaşının canına kast etmesi mi görsünler. Mesela ABD Büyükelçisi, Chomsky'i davet etsin" demişti. Erdoğan, "Diğer ülkelerdeki gönlü ve zihni açık akademisyenleri de çağıralım. Gerçekleri böyle aktarabileceğimize inanıyorum. Ülkemize gelsinler, bölgeyi gezdirelim. Türkiye açısından terör meselesi ortadan konuşulacak, ortadan yürünecek bir mesele değildir. Ya milletin ve devletin yanında olursunuz ya da terör örgütünden yana olursunuz. Bizim bu sözde akademisyenlerden izin alacak halimiz yok. Bunların haddini de bilmesi lazım" ifadelerini kullanmıştı.

 

İlk duruşmada tahliye, işte Çağlayan'da dakika dakika yaşananlar

 

 

18:00 Mahkeme, dört akademisyen için adli kontrol şartı olmaksızın tahliye kararı verdi.

17:00 Beş sanık avukatı söz alarak beraat istedi.

16:55 Savcı, Adalet Bakanlığı'ndan izin beklenen sürenin dört akademisyen için mağduriyete yol açabileceğini söyleyerek tahliye istedi.

16: 40 Savcılık makamı TCK  301 için izin alınması için durma kararı ve tutukluluğun devamını istedi.

16:25 Tutuklu akademisyenler savunmalarını bitirdi.

16:08 Akademisyen Meral Camcı'nın ifadesi başladı.

15:53 Kıvanç Ersoy: Mahkemenin karşısında anayasayı savunmak da bize düşmektedir. Barışı savunmak anayasal haktır ve aydın olarak vazifemizdir. Pişman değiliz yine olsa yine imzalarız. Aydın sorumluluğuyla bu metni kaleme aldık ve okuduk. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum.

15:50 Duruşmayı izleyen Can Dündar: Hocalarımızın savunmalarını dinledikçe aydınlara inanç tazeliyoruz. Kıvanç Ersoy, bileğindeki kelepçe izini gösterip "Biz Türkiyeyiz" dedi.

 

Hocalarımızın savunmalarını dinledikçe aydınlara inanç tazeliyoruz.#KıvançErsoy, bileğindeki kelepçe izini gösterip #BizTürkiyeyiz dedi.

— Can Dündar (@candundaradasi) 22 Nisan 2016

 

15:42 Kıvanç Ersoy: Barışı savunduğumuz ve barışçıl iki yöntem olan imza atmak ve basın açıklaması yaptığımız için tutuklandık.

15:33 Akademisyen Kıvanç Ersoy'un ifadesi başlıyor.

15:18 Esra Mungan: İddianamede hiçbirşey görmüyoruz, böyle bir iddianameyle nasıl insan tutuklanır? İddianame biterken sadece son kısımda suçlama yer alıyor ama herhangi bir dayanağı bulunmuyor. Bizi tutuklarken hedeflenen ortamı susturmakken, insanların bize desteğiyle tam tersi olmuştur. İnsanların eşit olarak yaşadığı demokratik bir ülke talep ediyorum. 

15:13 Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan'ın ifadesi başladı.

15:10 Muzaffer Kaya: İmza attığım için işten atıldım, İşten atıldığım için açıklama yaptım hapse atıldım. Siyasi iktidarı eleştirip, barış istediğimiz için tutuklandık. Yargının muhalifleri susturma aracı olmasına ortak olmayın. Önce derhal beraatime karar verin, yargılama devam edecekse tahliyeme karar verilmesini talep ediyorum.

15:06 Muzaffer Kaya: Bildirimizde sahip çıkılan özyönetimler değil temel insan haklarıdır. Özyonetim ibaresi bir kere bile geçmemektedir. Burada, olmayan birşeyin olmadığını ispatlamaya çalışıyorum. Bizi bağlayan tek şey hakikat ve vicdanımızdır. İddianamede suç olmayan eylemler suç olarak gösterilmiştir. Kamuoyu oluşturma çabası suç gibi gösterilmeye çalışılıyor.BM gözlemcilerinin görevli göndermesine zemin hazırlamak diye bir suç olamaz. Yaptığımız ikinci açıklamayla akademisyenlerin imzalarını geri çekmelerini engellemeye çalıştığımız ileri sürülüyor.

14:55  Muzaffer Kaya: Bildirinin kalemi alındığı günlerde hükümet 90'lar konseptine geri dönüş yapmıştı. Operasyonlarda yüzlerce sivil öldürüldü. Biz bu ülkenin akademisyenleri bunca şey yaşanırken sessiz kalmayı onurumuza yediremedik. Bildirimiz hükümete uyarı ve talep içeren bir bildiridir. Ağır insan hakları ihlallerinin durmasını istedik.Bildiri için bize kızabilir, bizi sevmeyebilirsiniz ama bildirimizde hiçbir şekilde terör örgütü propagandası yer almamaktadır. İddianamede söylediklerimiz değil, söylemediğimiz seyler yüzünden de yargılanıyoruz. Bu hukuken mümkün değildir, nokta.

14:45 Muzaffer Kaya: Dolmabahçe görüşmesi sonrası Tayyip Erdoğan bunu yanlış bulduğunu belirtmiş ve Kürt sorunu olmadığını söylemiştir. Ülkenin içine düştüğü durumun işaretlerini 7 Haziran öncesi Diyarbakır'daki mitingde patlayan bombayla gördük. Suruç ve Ankara patlamalarında yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybetti. Ülkemiz yangın yerine döndü.

14:45 Duruşmayı, bugün MİT TIR'ları haberi davasında hâkim karşısına çıkan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül de izliyor.