Güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı neticesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin imza kampanyası düzenleyen ve “Bu suça ortak olmayacağız” diyen binden fazla akademisyen arasında yer alan ve Terörle Mücadele ekiplerince gözaltına alınan akademisyenlerin, bildiriyi KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat'ın talimatıyla hazırlamakla suçlandığı belirtildi.
Kocaeli Üniversitesi'nde görev yapan 21 akademisyen, 'Barış İçin Akademisyenler' bildirisine imza attıkları gerekçesiyle gözaltına alınmış. Akademisyenlerden 16'sı sorgularının ardından serbest bırakılmıştı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre, 'Barış için Akademisyenler' tarafından yayınlanan bildiriye ilişkin suçlama belli oldu. Terörle Mücadele Şubesi'ndeki sorguda; imza kampanyasının KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat'ın talimatıyla yapıldığı ileri sürüldü. Hozat'ın 22 Aralık'ta yaptığı bir açıklamada "Aydın ve demokratik çevreler özyenetimlere sahip çıksın" dediği, "talimat" niteliğinde olduğu iddia edilen açıklama sonrası 11 Ocak'ta bildirinin yayınlandığı savunuldu. Ayrıca bu bildirinin PKK üyesi jargonuyla yazıldığı ileri sürüldü.
Sorgu tutanağında, PKK'nın güdümünde yayın yaptığı iddia edilen ANF News adlı internet sitesinde geçen 22 Aralık'ta "Demokrasi güçleri ayaklanarak öz yönetimlere sahip çıkmalı" başlıklı bir haber yayınlandığı belirtildi. Bu haberde KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat'ın görüşlerine yer verildiği ve "Hozat aydın ve demokratik çevrelere ve Kürtlere özyönetim ilanlarına sahip çıkma çağrısında bulundu. AKP'ye ait binalara ve yerlere saldırının meşru olduğunu belirten Hozat, 'Bu kadar şiddetli katliam ve soykırım karşısında yapılan olan şey, her yerde mücadeleyi ve direnişi yükseltmek ve her yere yaymaktır' dedi" şeklinde ifadelerin haberde yer aldığı kaydedildi. Bu haberin "talimat" niteliğinde olduğu ileri sürülürken, 11 Ocak'ta bir grup akademisyen ve araştırma görevlisi tarafından bildirinin yayınlandığı ifade edildi. Bildirinin içeriğine ilişkin şu suçlamalar yöneltildi:
"Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin güvenlik güçleri tarafından PKK/KCK terör örgütü mensuplarının etkisiz hale getirilmesi, kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla yapılan operasyonlardan Kürt halkına karşı uygulanan katliam olarak lanse edildiği, Terör örgütünün vermiş olduğu talimatlarla devletin katliam yaptığı şeklinde açıklamalarda bulunduğu, bu bağlamda terör örgütü ile söylem birlikteliği içerisinde olunduğu, Devletin bilinçli sürgün politikası uyguladığını ve genel olarak bu politikalardan vazgeçerek sanki iki ülke arasında savaş varmış gibi lanse ederek, uluslararası bağımsız gözlemcilerin bölge girmesi gerektiği şeklinde ifadelerin bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin PKK/KCK terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, kamu düzeninin ve güvenliğinin sağlanması amacıyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yaptığı operasyonlardan söz konusu bildiride vatandaşlarına karşı uyguladığı şiddet ve katliam olarak ifade edildiği, bu katliamlara sessiz kalarak suç ortakları olmayacaklarını ve uluslararası kamuoyu oluşturarak temaslarda bulunmaya devam edecekleri şeklinde ifadelerin bulunduğu, Türkiye Cumhuriyeti devletiin uluslararası savaş suçu işlediği, Söz konusu bildiri içeriğindeki mesajların genel olarak PKK/KCK terör örgütü mensubu jargonu ile yazıldığı, Sürekli olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin suçlandığı ve aşağılandığı, Bildirinin PKK/KCK terör örgütü KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Bese Hozat'ın tüm aydın ve demokratik çevrelere ve Kürtlere özyönetim ilanlarına sahip çıkma talimatına karşılık yayınlandığı, PKK/KCK terör örgütüne meşrulaştırmaya yönelik yazıldığı, Türkiye Cumhuriyeti Devletini uluslararası arenada zora sokmaya yönelik olduğu..."
Şüphelilere de "Bu bildiriden nasıl haberdar olup imza attınız. Bildiriye imza atmanız yönünde talimat aldınız mı? Eğer aldı iseniz kim ya da kimlerden talimat aldınız?" diye soruldu.