“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için "Terör örgütü propagandası" ile suçlanan akademisyenlerin davaları devam ediyor.
16 Ekim 2018'de gerçekleşen duruşmalardaki beyanlarının tam metinleri şöyle:
Marmara Üniversitesi'nden ihraç edilen Arş. Gör. Hülya Dinçe, Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Dinçe, savunmasında şunları kaydetti:
"Tarih bize, geçmişte yaşanan ağır hak ihlalleriyle kurumsal ve toplumsal düzeyde yüzleşilmediği koşullarda barışın tesis edilemeyeceğini gösteriyor.
Barış bildirisini bir insan hakları hukukçusu ve bir akademisyen olarak hissettiğim ahlaki ve mesleki sorumluluğun yanı sıra, yaşadığımız çatışmalı dönemde işlenen ağır hak ihlallerinin sona erdirilmesinin ve bunlarla hesaplaşmanın, bu topraklarda barış umudunu yaşatmanın temel koşulu olduğunu düşündüğüm için imzaladım.
Şahsıma yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum, beraatimi talep ediyorum."
Kadir Has Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Gülşah Kurt'un Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Gülşah Kurt şunları kaydetti:
"iddianameyi hazırlayan savcılık tarafından burada suç olması gerektiğine kanaat getirilen bir eylem vardır: sessiz kalınması beklenen bir yerde ses çıkarmış olmak. Hepimizin bildiği gibi bu eylemi yargılamak için de esasen ne belirli bir ceza kanununa ne de terörle kanununa ihtiyaç vardır."
Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Lütfiye Bozdağ'ın Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Lütfiye Bozdağ şunları kaydetti:
"Etik ilkelere dayanan ve topluma karşı sorumlulukları olan bir mesleği icra eden bir akademisyen olarak tarafıma yöneltilen “terör örgütü propagandası yapma”, şiddeti meşru gösterme veya teşvik etme suçlamalarını kabul etmiyorum. Barış bildirisi, adından anlaşıldığı gibi barış istemine ilişkin olup, şiddet çağrısı yapan bir düşünce, niyet ya da kasıt içermemektedir.
Bu bildiri anayasa çerçevesinde ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler korumasında, barış talebini dile getiren, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gereken bir bildiridir. Bu gerekçelerle derhal beraatımı talep ediyorum."
Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Fatma Gök'ün Barış İçin Akademisyenlerin "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisini imzalaması sebebiyle "Terör örgütü propagandası" iddiasıyla Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandı.
Gök şunları kaydetti:
"Ortada bir suç yoktur. Sonuçta, sokağa çıkma yasağının uygulandığı zamanlarda yaşanan ölümler ve hak ihlalleriyle ilgili soruşturma ve inceleme talep eden, kendi değer yargılarımızı da içeren bir düşünce açıklaması, bir barış talebi söz konusudur. Bu bildiri, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler çerçevesinde ifade özgürlüğü kapsamındadır. Bu nedenle, haksız davanın sona erdirilerek beraat kararı verilmesini talep ederim."