Barış mesajının ardından açığa alınan Dr. Gergerlioğlu: Bu şahsımın işe iade davası değil, demokrasi mücadelesidir

Barış mesajının ardından açığa alınan Dr. Gergerlioğlu: Bu şahsımın işe iade davası değil, demokrasi mücadelesidir

Eski Mazlumder Başkanı ve T24 yazarı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, sosyal medyada yaptığı bir paylaşım yüzünden açığa alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada “ Benim yaptığım mücadele şahsimin işe iade davası değil, demokrasi mücadelesi olarak devam edecektir. Ben barış dediğim için açığa alındım, hak dediğim için açığa alındım” dedi.

Kocaeli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekterliği tarafından soruşturma açılan Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, aynı gün ifadesi alınmadan Kocaeli Valiliği tarafından açığa alınmıştı.

Medyascope’tan Fırat Fıstık’a konuşan Gergerlioğlu’nun açıklaması şöyle:

"Ben geçtiğimiz günlerde medyada dolaşan bir fotoğraf görmüştüm. Bu fotoğraf ilginç bir fotoğraftı. Anneler iki maket tabutun başındaydı. 1 Eylül 2015 Dünya Barış Günü’nde Barış Anneleri’nin yapmış olduğu bir etkinlikte çekilen bir fotoğraftı. Çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın sloganlı bir etkinlikti. Bu etkinlikte savaşın çözüm olmadığı anlatılıyor. Doğru bir mesaj olduğunu düşünerek fotoğrafı yorumlamak istedim. Bunu yazdıktan sonra sosyal medyada yüzlerce kez paylaşıldı ama beğenmeyenler de vardı. Çeşitli iftiralar, hakaretler söylendi. PKK propagandası yaptığımı iddia ettiler. Basın açıklamaları yapılmaya başlandı. Ardından suç duyurusu yaptılar. Güya PKK bayrağı ve Türk bayrağını yan yana koyarak PKK propagandası yapmışım. Çeşitli ithamlarla lanse etmeye çalıştılar. 

"Barış dediğim için açığa alındım"

"Beş altı gün süreyle manşetlerde bu olay dolaşmaya başladı. Bir açıklama yaptım ve o fotoğrafta ne anlatmak istediğimi anlattım. Savaşın çözüm olmadığını barışın ancak bu sorunu çözebileceği açıklamasını yaptım. Saldırılar devam etti, sosyal medyadan çok tacizler geldi. 15 civarında ben de suç duyurusu yapmak zorunda kaldım. Ben soruşturma açılmasını bile garip bulurken savunmam bile alınmadan açığa alındığım şeklinde bir belge verildi. Çok şaşırdım, savunma olur diye düşündüm. Savunmamda suç unsuru içermeyen, insan hakları içerikli bir çağrıyı nasıl soruşturma açılır demeyi düşünüyordum. Bir anda açığa alındığımı öğrendim. Böyle bir süreç başladı. Kocaeli Valiliği kendi internet sitesinden yaptığı açıklamada idari ve adli soruşturmaların yürüdüğünü ve bu soruşturmalar çerçevesinde açığa alınmamın uygun olacağını söylediler. Benim yaptığım mücadele şahsimin işe iade davası değil, demokrasi mücadelesi olarak devam edecektir. Ben barış dediğim için açığa alındım, hak dediğim için açığa alındım."

"Hayatım boyunca barıştan yana oldum"

Gergerlioğlu, 1 Eylül 2015 Barış Günü’nde barış çağrısı eyleminde çekilen fotoğrafı paylaşması üzerine bazı parti ve sendikalar kampanya başlatmışlar ve Gergerlioğlu’nun görevden alınması gerektiğini savunmuşlardı. Gergerlioğlu, yapılan hakaret ve tehditlere karşı şu açıklamayı yapmıştı:

"Dün yaptığım barış temalı bir paylaşım bazı kesimler tarafından çarpıtılarak yalan ve iftira dolu bir linç kampanyasına dönüştürülmüş. Ölen PKK'lı da olsa asker de olsa ağlayanın tüm analar olduğuna dair bir vurguyla yaptığım paylaşım maksatlı çarpıtmalara uğratılmış. Çözüm süreci sırasındaki ana slogan olan "analar ağlamasın" demek şimdi birilerince saldırı vesilesi oluyor. Paylaşımda işlenen konu, öldürmenin çözüm olmadığı, sorunlarını çözen, birbiriyle barışan ve dirilten bir toplum özlemiydi. 'Barış' kelimesini 'terör' diye anlayan bir zihniyete laf anlatmanın zor olduğunu biliyorum.

"Ben hayatım boyunca insan haklarından, adaletten ve barıştan yana oldum. Mağdur ve mazlum olan her kesimden insanın kimliğine bakmaksızın derdini dert edindim. Sorunların çatışma yoluyla değil, konuşarak ve insan haklarına uygun bir şekilde çözülmesini istedim. Kürt meselesinde 35 yıldır süren çatışmalarda da sorunun kaynağındaki devletin oluşturduğu insan hakları ihlallerinin giderilmesi, anayasal düzeltmeler yapılması, savaş değil barış yoluyla sonuç alınmasını hep söyledim, söylerim. Çatışmalarla oluşan insan hakları ihlallerini her kesim için eleştirdim, eleştiririm. Çatışmalar, sorunu derinleştirmek, kin, nefret, intikam duygularını kamçılamaktan başkasına yaramayacaktır.

"Şahsıma yönelik hakaret, küfür vb. sözler sarf edenler hakkında gereken hukuki işlemler başlatılacaktır. İnsan hakları mücadelesinin her türlü zorluğunu, çilesini tatmış birisi olarak tüm hakaret, hedef gösterme ve tehditlere karşı hak bildiğim söz ve fiillerden vazgeçmeyeceğimi tüm kamuoyuna ilan ederim.

"Saygılarımla

"Ömer Faruk Gergerlioğlu"

"İnsan hakları mücadelem her şartta devam edecek"

Gergerlioğlu’nun kendi sitesinde yaptığı açıklama da şöyle:

Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız.

Analar aynı, bayraklar farklı..!

Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden.!

Çocuklarımızın tabutu yanyana duracağına, dirisi yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza..!" 

Bugün Kocaeli Valiliği tarafından  tarafıma tebliğ edilen bir yazıyla memuriyetten  açığa alındığım bildirilmiştir. Geçen gün Facebook sayfamda bir paylaşım yapmıştım. 1 Eylül 2015 barış Gününde İstanbul Avcılar'da Barış annelerinin düzenlediği “anneler ağlamasın” adlı barış çağrısı eyleminde çekilmiş, ölen PKK'lı da olsa asker de olsa ağlayanın analar olduğunu anlatan bir fotoğrafın altına "Bu fotoğrafa bakıp niye bu savaşın bitirip tüketmekten başka anlamı olmadığını anlarsınız.

Analar aynı, bayraklar farklı..!

Ölünce farkımız kalmıyor birbirimizden.!

Çocuklarımızın tabutu yanyana duracağına, dirisi yan yana dursun, eşitçe, kardeşçe ve omuz omuza..!" diye yazmıştım. 

Bunun üzerine  hakkımda bir linç kampanyası başlatıldı. Vermek istediğim barış mesajı yerine anlamak istedikleri üzerinden bir yaygara ürettiler. Bana suç duyurusu yapana ben suç duyurusu yaptım, çünkü ben düşünce özgürlüğü içinde fikir açıkladım, onlar iftira ve hakaret etti. Hakkımda Kocaeli Kamu hastaneler birliğinin başlattığı soruşturma sonrası savunmam dahi alınmadan Valilik tarafından açığa alındığım bildirildi.

Benim paylaşımımda suç bulunduğunu söylemek evrensel tüm hukuk metinlerini ters yüz etmektir, insan aklına ihanettir. Hak, adalet, demokrasi, ve barış istemek suç mu? "Çocuklar ölmesin, analar ağlamasın" isteğinin neresinde suç buldunuz? Bunca demokrasi nöbetinden çıkan sonuç bu mu? İnsanların ölmemesini, anaların ağlamamasını isteyen bir metinden suç çıkarayabiliyorsanız orada çiviler çıkmıştır. Güç, hukuk değildir.

Hakkı, adaleti, barış talebini dillendirdiğim için bu karar alınmıştır. Hayatımın büyük bölümünde  demokrasi, adalet ve  insan hakları mücadelesi verdim. Her adalet ve barış mücadelesine destek verdim, kimliğine bakmaksızın mazlumlarla dertlendim, zulüm içeren kararları hep eleştirdim. Bu kararla boyun eğeceğimi sanan varsa yanılır. Bu hukuksuz karara karşı mücadele edeceğim ve sonuç ne olursa olsun ilkelerimden vazgeçmeyeceğim. "Hakkın söylenmesini rızkı keserek sağlayalım" diyene cevabım şudur. Asıl ben hak bildiğimi söyleyemediğim zaman yaşayamam. Kamu idaresi adına bu karara atılmış imza, nezdimde sadece ve sadece haksızlık, hukuksuzluktur. Dünya fanidir, hesap günü çok ağırdır, unutmayınız.

İnsan hakları mücadelem her hal ve şartta devam edecektir. Mallar ve canlar ile sınandığımda ve üzücü sözler işittiğimde bana düşecek olan sadece hak üzerine sabır, sebat ve mücadeledir.

 Saygılarımla

Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu