Barış Pınarı Harekâtı: Suriye’deki operasyona destek, AKP’ye destek anlamına mı geliyor?

Barış Pınarı Harekâtı: Suriye’deki operasyona destek, AKP’ye destek anlamına mı geliyor?
AKP'de Barış Pınarı Harekâtı'na desteği iktidar politikalarına, dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek olarak yorumlayanlar çoğunlukta. Ancak yine de iktidar partisi, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın kurmaları beklenen yeni partilere geçişleri durdurmanın yollarını arıyor. Ankara'dan Ayşe Sayın, harekâtın iç politikaya yansımalarına dair kulislerde konuşulanları yazdı.

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği Barış Pınarı Harekâtı Türkiye siyasetinin ilk gündem maddesi olma özelliğini korurken, AKP'nin yaptığı ölçümlere göre yüzde 86 olan harekâta desteğin, iktidar partisine de destek anlamına gelip gelmediği tartışılıyor.

AKP'de harekâta desteği iktidar politikalarına, dolayısıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek olarak yorumlayanlar çoğunlukta.

Ancak yeni hükümet sisteminde yüzde 1'in altında oy alan partilerin bile siyasi denklemi değiştirebilmesi ve AKP'den ayrılanların yeni parti kurma girişimleri nedeniyle; iktidar partisi, yeni kurulacak partilere geçişleri durdurmanın yollarını arıyor. Zira askeri operasyonun yarattığı "birlik beraberlik" havasının iç siyasetteki etkisinin uzun vadeli olmayacağı düşünülüyor.

Siyasi kulislerde, harekâtın iç politikaya yansımaları ve bundan sonraki süreçte atılacak adımlara ilişkin şu değerlendirmeler yapılıyor:

AKP anketinden, Babacan ve Davutoğlu'na ne kadar oy çıktı?

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın 2019 bitmeden, kuracakları partilerinin tabelalarını asması bekleniyor. İktidar partisi AKP'de Barış Pınarı Harekâtı'nın yarattığı rüzgar nedeniye iki ismin parti kuruluşunu ertelemek zorunda kalacağı yorumları yapılsa da, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun yakın çevresinden gelen bilgilere göre planlanan programda şu anda değişiklik yok.

AKP'de de yeni partiler yakından izleniyor. Bu kapsamda geçtiğimiz haftalarda ilk kez Babacan ve Davutoğlu'nun kuracağı partilerin oy oranını yaptırılan kamuoyu anketiyle ölçüldü. Araştırmada, katılımcılara "Davutoğlu'nun partisine oy verir misiniz?" ya da "Babacan'ın partisine oy verir misiniz" yerine doğrudan "Bu pazar seçim olsa kime oy verirsiniz?" sorusu yöneltildi.

AKP'de kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin KuruluAKP'de kesin ihraç talebiyle Merkez Disiplin Kurulu"na sevk edilen Davutoğlu Eylül ayında istifa ettiAli BabacanAli Babacan

AKP'nin anketinden Babacan'ın partisine oy vereceklerin oranı yüzde 0,7, Davutoğlu'na oy vereceklerin oranı ise yüzde 0,3 olarak ölçüldü. Kulislerde Davutoğlu'nun AKP tabanından, Babacan'ın ise AKP'nin yanı sıra daha geniş bir siyasi yelpazeden destek göreceği değerlendirmesi yapılıyor.

Son genel ve yerel seçimlerde yüzde 1'in altındaki partilerin bile ittifaklar nedeniyle siyasi denklemde önemli bir rol oynaması nedeniyle, yeni partilere dönük bir dizi önlemin de yaşama geçirilmesi planlanıyor.

Erdoğan'ın "kırık kalpleri tamir" hamlesinin arkası gelecek mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunun ilk adımını da geçen hafta, yoğun dış politika gündemine karşın, AKP'nin kuruluşundan bu yana partide görev almış il başkanları, ertesi gün de belediye başkanları toplantısı ile attı.

Erdoğan, her iki toplantıda da, "yeniden kucaklaşma" mesajı verdi. "Partime gönül vermiş, teşkilatımızın tozunu yutmuş tüm arkadaşlarımızla irtibatımızı güçlendireceğiz" diyen Erdoğan, olası "küskün" partililere de "Hiç kimseyi dışlamadan kırmadan dökmeden hatta varsa kırık kalpleri tamir ederek irtibatımızı güçlendireceğiz" ifadesini kullandı.

Erdoğan'ın bu hamlesinin altında, parti tabanından Babacan ve Davutoğlu hareketine kaymaları önleme hedefi yattığı belirtiliyor. Bu kapsamda eski teşkilat yöneticilerinin partide yeniden görev almalarını sağlayacak seçenekler üzerinde duruluyor. Erdoğan'ın, partide aktif görev almayan isimlerle buluşma toplantılarını sürdürmesi, bu kapsamda eski milletvekilleri ile de toplantılar yapılması planlanıyor.

Muhaliflere baskı artar mı?

Erdoğan ve parti yönetimi bir yandan, AKP'nin kuruluş sürecindeki isimlerle yeniden bağ kurma yolunu ararken, kulislerde Erdoğan'ın muhaliflerine dönük baskıyı artırabileceği yorumları da yapılıyor. Buna örnek olarak da Davutoğlu'nun kurucuları arasında olduğu Şehir Üniversitesi'ne tedbir konulması örnek gösteriliyor.

Yine Davutoğlu'nun İstanbul il binası olarak kullanılmak üzere kiraladığı ofis, AKP'li Bahçelievler Belediyesi tarafından "izinsiz tadilat ve mimari tasarım" yapıldığı gerekçesiyle mühürlenmişti.

İYİ Parti'nin kuruluş sürecinde olduğu gibi, yeni kurulacak partilerin il, ilçe teşilatları için kiralayacak ya da satın alacak bina ya da kongre salonu bulmakta bile zorlanabileceğine işaret ediliyor.

Ali Babacan ve ekibi, bu tür olası baskılara karşın, partide yer alacak isimlerin kimler olacağı dahil, çalışmalarını son derece kapalı yürütüyor, partide görev alacak isimleri de olası baskılara karşı korumak için gizli tutuyor.

Yeneroğlu'nun ardından yeni istifalar gelir mi?

Mustafa YeneroğluMustafa Yeneroğlu

Erdoğan'ın "kırık kalpleri tamir etme" sözünü verdiği gün AKP'de yaşanan ilginç bir gelişme, bu dönem ilk milletvekili istifasının gelmesi oldu. Uzun süredir parti politikalarını sosyal medya hesabı üzerinden eleştiren İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu bizzat Erdoğan'ın talebi üzerine partisinden istifa etti. Aynı zamanda MKYK üyesi olan Yeneroğlu, İstanbul seçimlerinin yenilenmesinden, Kürt sorunu ve insan hakları ihlalleri konusunda parti yönetimine yaptığı eleştirilerle biliniyordu.

Yeneroğlu'nun ardından, sosyal medya hesabından bazı ayetlerden alıntı yaparak "kulluk etmeyeceğim" ifadelerini kullanan Ardahan Milletvekili Orhan Atalay'ın da istifa edeceği iddiaları gündeme gelmişti. Atalay bu iddiaları yalanlayarak partisinde olduğunu duyurdu. Bu kapsamda, Davutoğlu'nun partiden ayrılmasının ardından yaşanan üye istifalarının hız kestiği ifade ediliyor.

AKP'deki bu iyimser havaya karşın siyasi kulislerde, yeni partilerin tabelalarını asmasının ardından, gerek gruptan, gerekse teşkilatlardan koplamalar yaşanacağı yorumları yapılıyor. Babacan ve Davutoğlu'na yakın isimler de parti kurulur kurulmaz özel bir "transfer" çabası içine girmeyeceklerini, ancak partilerine katılmak isteyenlere de kapıları kapalı tutmayacaklarını ifade ediyorlar.

Muhalefet bloğu çatlar mı?

AKP'de sadece yeni partilere karşı değil, başını CHP'nin çektiği "muhalefet bloğu"nun da Barış Pınarı Harekâtı nedeniyle "çatladığı" yorumları yapılıyor.

Muhalefet bloğundaki en büyük açmaz olarak HDP ile CHP ilişkisi gösteriliyor. Zira hem CHP'nin sınırötesi operasyon tezkeresine, dolayısıyla Barış Pınarı Harekâtı'na destek vermesi, HDP tarafından eleştiriliyor.

Hatta son olarak cezaevinde bulunan eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın, "Günü geldiğinde kimse bağrına taş falan basmayacaktır, o bir kere olur" açıklaması bunun işareti olarak yorumlanıyor.

Demirtaş

HDP tabanından, harekâta destek oranını yüzde 30'larda hesaplayan AKP'de, ilerleyen süreçte Kürtlerin CHP'ye destek tavrını gözden geçireceği yorumu yapılıyor.

AKP'nin son MKYK ve MYK toplantısında da bazı üyeler Barış Pınarı Harekâtı'nın "millet ittifakı"nda çatlamaya yol açtığı, harekâta destek nedeniyle CHP içinde bir iç hesaplaşma yaşanacağı, HDP tabanından da artık CHP'ye oy gitmeyeceği değerlendirmesinde bulunmuşlardı.

AKP içinde, yerel seçimlerden sonra iktidar seçeneği yarattığı düşünülen muhalefet bloğunda, taban ile parti yönetimi arasında "milli meselelerde alınan tutum" üzerinden ayrışma yaşanabileceği beklentisi dile getiriliyor ve bu partiler içindeki muhalif hareketler yakından izleniyor.