Akbank Sanat’ın, Rus küratör Katya Krupennikova’nın ‘Post-Peace’ (Barış Sonrası) adlı sergisini ‘Türkiye’deki siyasi atmosfer’ gerekçe göstererek iptal etmesine sergiye davet edilen sanatçılar bir açıklamayla tepki gösterdi.
Sanatçıların imzası ve "Barış Sonrası sergisi sanatçılarından sergi iptali kararına tepki" başlığıyla yayımlanan açıklamada "bir sanat kurumunun tartışma ve bilginin sınırlarının ne olması gerektiğine ettiği bu durumu esefle karşılıyoruz" denildi.
“Kızgınlığımızı dile getirmek” istiyoruz sanatçılar, Akbank’ın tavrını sorumsuz olarak niteledi ve “Serginin iptalinin sözde nedenleri görünüşe bakılırsa Akbank Sanat’ın film festivali ve müzik konserleri gibi diğer programlarını etkilememiştir. Bu sebeplerden dolayı ‘Barış Sonrası’ Sergisi’nin iptalinin politik bir sansür olduğunu iddia ediyoruz” dedi.
Serginin son dakika iptalini inatla sorguladıklarını belirten sanatçıların ortak açıklaması şöyle:
Bu metni yazmaya başladığımızdan bu yana geçen zamanda metni gerekli kılan bağlam çok hızlı birşekilde değişti. Tekrarlanan şiddet eylemleri, Ankara ve İstanbul'daki son saldırılar bizi derinden üzdü.Bu yaşananlar gözönüne alındığında bir sanat etkinliğinin sansürlenmesi görece küçük bir şeymiş gibigörünse de, bu deneyimimiz hakkında özellikle şu anda konuşmamız gerektiğine inanıyoruz. Bu metniyayınlayarak, kriz durumlarında ve acil durumlarda sıklıkla vuku bulan otosansür ve devlet sansürünekarşı olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Bu, Türkiye'nin içinde olduğu son durum, ama bu durum sadeceTürkiye'ye özgü ya da Türkiye'yle sınırlı değil. Kamu alanındaki aciliyetlerin kültürel, gazetecilik, veakademik alandaki ifade özgürlükleri kısıtlamalarını meşru hale getirmek için kullanılması pek çok insana hareket alanı bırakmayan yaygın bir uygulama. Bu susturulmalara karşı ses çıkarmak, müzakere ve derinlemesine sorgulama alanlarının gerekliliğini savunmak kültür emekçilerinin bir sorumluluğudur.
Bu saydığımız nedenlerden dolayı Barış Sonrası (Post-Peace) Sergisi'ninsansürlenmesi üzerine yazdığımız ortak açıklamamızı yayınlıyoruz.
Katia Krupennikova’nın küratörlüğünü üstlendiği ve Akbank Sanat Uluslararası Küratör Yarışması’nı Kasım 2015’te kazanan Barış Sonrası (Post-Peace) isimli serginin sanatçıları ve katılımcıları olarak, Akbank Sanat’ın sergiyi son dakikada iptal etme kararına karşı kızgınlığımızı dile getirmek istiyoruz.
Bu sergiye ‘savaş ve barışın günümüzde nasıl tezahür ettiği’ sorusu çerçevesinde davet edildik. Serginin açılışı 1 Mart olarak planlanmıştı, ve sergi 25 Şubat’ta iptal edildi. Akbank Sanat Direktörü Derya Bigalı, Krupennikova ve jüri üyelerine yolladığı e-mail’de, ‘Serginin hazırlıkları sırasında Türkiye çok sıkıntılı zamanlardan geçti. Özellikle Ankara’da yaşanan trajik olaylar, halkın hafızasında çok taze.’ ifadelerini kullandı.
Sergi hazırlıkları aşamasında Türkiye’deki toplumsal ve siyasi durumun kötüye gittiğinin farkındayız. Türkiye’deki insan hakları ihlalleri gün geçtikçe artıyor; bağımsız basın, kültür kurumları ve vatandaşların ifade özgürlüğü görülmemiş bir baskı ve (oto)sansürle karşı karşıya kalmakta. Kültür ve sanatın, bu zorlu sürecin yakın takipçisi olmasının acil ve elzem olduğunu düşünmekteyiz. Küratörün ilk sergi metninde belirttiği gibi, ‘Barış Sonrası’ Sergisi'nin amacı, günümüzdeki ‘barış’ halinde ‘savaş’ın nasıl bir yeri olduğuna dair farklı fikirleri bir araya getiren bir platform yaratmaktı.
Akbank Sanat’ın ‘Barış Sonrası’ Sergisi’ni susturması, endişe verici bir semptoma, Türkiye’de fazlasıyla görünür hale gelen korku ve paranoya iklimine işaret etmektedir. Bir sanat kurumunun kamusal tartışma ve bilginin sınırlarının ne olması gerektiğine bilfiil müdahale ettiği bu durumu esefle karşılıyoruz.
Akbank’ın bu sorumsuz tavri bizlerin bu sergi kapsaminda ortaya koyduğu emeği görünmez kılmıştır. Bu durum bizi bu sansürlenme deneyimimizi görünür kılmak için müşterek bir açıklama yapmaya yöneltti. Bir açıdan da şanslı olduğumuzun farkındayız: sansürün daha acımasız şekillerine ve susturulmalara maruz kalan ve ifadelerinin tümüyle yok edilmesi tehdidiyle karşı karşıya olanlara kıyasla deneyimimizi paylaşabilme şansına sahibiz.
Serginin son dakikadaki iptalini inatla sorguluyoruz, ve aşağıda belirtilen noktalarda ortaklaştığımızı belirtiriz:
1. Akbank Sanat tarafından Katia Krupennikova’ya ve juri üyelerine email olarak gönderilenaçiklamanın şeffaflıktan ve inandırıcılıktan uzak olduğunun altını çizmek isteriz. Serginin iptalinin sözde nedenleri görünüşe bakılırsa Akbank Sanat’ın film festivali ve müzik konserleri gibi diğer programlarını etkilememiştir. Bu sebeplerden dolayı ‘Barış Sonrası’ Sergisi’nin iptalinin politik bir sansür olduğunu iddia ediyoruz.
2. Barış Sonrası Sergisi’nin sansürlenmesi, şirketlerin imajlarını güçlendirmek için sergi üretimlerini finansal olarak destekledikleri, ancak politik çıkarlarına uymayan sanatçı ve işlerin ortaya çıkması durumundaysa bu sanatçı ve işlerini acımasızca yoksaydıkları bir döngüyü görünür kılmaktadır. Bu şekilde, sirketin ‘üslubu’ (sanatci üzerinde) bir baskı ve kontrol aracı haline gelmektedir. İsteğimiz dışında kendimizi böylesi bir durumda bulan sanatçılar olarak bu kötü gidişata karşı çıkmanın sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz. Bu durum sanat dünyasının belirli alanlarında semptomatikleşmiştir, ve karşı durulmadığı sürece de sanatsal üretimin üzerindeki bu kontrolün yaygın bir kaideye dönüşme tehlikesi vardır.
3. Bu açıklamayla, Türkiye’de sansürün farklı biçimleriyle karşı karşıya kalan kişi ve gruplarla dayanışma içinde olduğumuzu da göstermek istiyoruz.
4. Aynı zamanda, sanatçı ve yazar Pınar Ögrenci ve sanatçı Atalay Yeni’ye karşı açılan davayı kınadığımızı ve dava süreciyle ilgili kaygımızı dile getirmek istiyoruz. “Barış İçin Yürüyorum/I Am Walking for Peace” barış yürüyüşüne katıldıkları için, 23 kişiyle beraber Türkiye hükümeti tarafindan terör propagandası yapmakla suçlanarak 18 yil hapis istemiyle yargilaniyorlar. Pinar Ögrenci’nin ‘Barış Sonrası’ sergisi programında bir performans yapması planlanmıştı. Bizler, “Barış İçin Yürüyorum/I Am Walking for Peace”in yaptığı şu açıklamayı desteklediğimizi berlirtiriz: “Bugün karşı karşıya kaldığımız bu zorlu durumla başa çıkmanın, savaşı, ölümleri yıkımları durdurmanın yolu barışa ilişkin talebimizi daha yüksek sesle, cesurca söylemekten ve bölge halkıyla dayanışmaktan geçiyor.”
5. Barış Sonrası Sergisi’nin yaratmayı amaçladığı açık uçlu ve sorgulayıcı söylemde ısrar ediyoruz. İçinden geçmekte olduğumuz bu süreç, bu serginin yapılmasının, aciliyeti olan bu konularda yapılan çalışmaların devam etmesinin, ve uluslararası söylemsel bir platformun geliştirilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.
Anonim Vatansız Göçmenler Kolektifi (Anonymous Stateless Immigrants Collective),
Ella de Búrca,
Anna Dasović,
Ehsan Fardjadniya,
Yazan Khalili,
Lyuba Matyunina,
Adrian Melis,
Dorian de Rijk,
belit sağ,
Anika Schwarzlose,
Alexei Taruts,
Anastasiya Yarovenko,
Jaha Koo.