Cumhuriyet yazarı Barış Terkoğlu, 13 yıl sonra hareketlenmeye başlayan Türkiye-Mısır ilişkilerini köşesine taşırken, Erdoğan ile Müslüman Kardeşler ilişkisinin bugüne kadarki dönüşümünü yazdı.
Terkoğlu, deneyimli gazeteci Nur Batur'un “Ortadoğu’nun Şahları, Vezirleri, Piyonları” adıyla yayımlanan kitabında Mısır hikâyesinin "dört parmaklı Rabia işaretinden ibaret olmadığını anlattığını" söyledi.
Terkoğlu, 'Arap Baharı' sonrası Müslüman Kardeşler ile AKP arasında farklılık oluşmaya başladığını belirterek, "Batur’un anlattığına göre Müslüman Kardeşler, cumhurbaşkanlığına aday göstermeyip karşıtlarını tahrik etmeden bir yol yürümek eğilimindeydi. Ancak Erdoğan bu fikirde değildi. Zengin işadamı Ebul Futuh’u açıkça destekledi. Futuh iktidarıyla, Mısır’dan Türkiye’ye bir Kardeşler düzeni kuracaktı. Sonunda örgütü böldü. Müslüman Kardeşler’in stratejisi de altüst oldu. Bu da örgütün Erdoğan’a tepkisine neden olmuştu" dedi.
Terkoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Müslüman Kardeşler, Erdoğan’ın adayı Futuh’un çıkışıyla strateji değiştirmek zorunda kalmıştı. Aşağıdan gelen radikalizmin etkisindeki örgütün ilk adayı hapisteki Hayrat el Şatır’dı. Ordudan veto yiyince, ibre Mursi’ye döndü. “Yedek lastik” lakabı üstüne yapışan Mursi, zorunlu olarak seçime girdi, kazandı. Erdoğan’a öfkeli Ahmet Şerif, az farkla ikinci oldu. Erdoğan’ın adayı Futuh ise üçüncü olarak silindi....
Bütün adaylarla konuşan, miting meydanlarını izleyen, Müslüman Kardeşler’i gözleyen Batur, her şeyin ardından şu analizi yapmış:
'Eğer örgüt cumhurbaşkanlığına aday göstermek zorunda kalmasaydı ordu yine de darbe yapar mıydı? Bilinmez. Ancak Erdoğan’ın seçimlere karışması hem halktaki hem de ordudaki tepkiyi artırdı. Mısır’ı daha erken askeri darbeye sürükledi. Sempatik bir profesör olarak tanıdığım Muhammed Mursi ise Erdoğan’ın hayallerinin kurbanı oldu.'
Mursi, mahkeme salonunda geçirdiği kalp kriziyle hayatını kaybederken Erdoğan, Mısır oyununu sürdürdü. Ancak aradan geçen yıllar onun da yenilgiyi kabul etmesine neden oldu. Rabia işareti yavaş yavaş unutulurken, Türkiye’deki Müslüman Kardeşler ofislerinin kapatıldığı, yayınlarının durdurulduğu haberleri birbirini izledi. “Ey darbeci Sisi” sözleri yerini “Elçimizi gönderiyoruz” adımına bıraktı. Atatürk’ün yoluna sırtını dönen Erdoğan, hem Mısır’da “istenmeyen adam” olarak kaybetti hem Mısır’dan kopararak Türkiye’yi 13 yıl geciktirdi hem de Mısır’da darbeye sebep olarak Müslüman Kardeşler ve Mursi’ye kaybettirdi."