Sabah başyazarı Mehmet Barlas, koalisyon önerisini yazdı. Ülkenin istikrarı ve gelişmeyi sürdürebilmesi için bir koalisyon kurulması gerektiğini öne süren Barlas, en gerçekçi çözümün ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP ve CHP'den oluşan "üçlü koalisyon" olduğunu ifade etti. Erdoğan'ın arkasında bütün partilerinkinden daha fazla oy bulunduğuna dikkat çeken yazar, "Bir koalisyon 'halkın seçtiği Cumhurbaşkanı' gerçeği görmezden gelinerek kurulamaz" ifadelerini kullandı.
Mehmet Barlas'ın Sabah gazetesinde yer alan "CB, Ak Parti ve CHP' koalisyonu çözüm olabilir" başlıklı yazısının (14 Haziran 2015) tamamı şöyle:
"Bir problemi çözmek için tüm verileri değerlendirmezseniz, o problem çok basit görünse de çözümsüz olur... Arkadaşım Avukat Ahmed Pekin'le "Koalisyon nasıl kurulabilir"problemi üzerinde konuşurken, o bu problemin çözülebilmesi için en gerekli öğenin görmezden gelindiğini söyledi,
- Şu anda koalisyonda bulunabilecek siyasi partilerin güçleri aldıkları oy oranına göre belirleniyor. Bu açıdan baktığınızda halkın en fazla oy vererek siyasete koyduğu ağırlığın sahibi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan değil mi? AK Parti'nin yüzde 41, CHP'nin yüzde 25 oyu var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ise arkasında yüzde 52 oy yok mu, dedi...
Sonra ülkenin istikrarı ve gelişmeyi sürdürmesi için bir koalisyonun kurulması gerektiği çizgisinden giderek, en gerçekçi çözümün "üçlü Koalisyon" olması gerektiği konusunda birleştik. Bu koalisyonun "Cumhurbaşkanı-AK Parti- CHP" üçlüsü tarafından oluşturulduğu takdirde, Türkiye'nin kalıcı bir siyasi iktidara kavuşmasının mümkün olabileceğini düşündük. Evet... Siyasetin ileri gelenlerinin ve ileri gidenlerinin bazen kasıtlı olarak görmezden geldikleri gerçek, "Halkın seçtiği" ve "Anayasa'nın olağanüstü yetkilerle donattığı"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişi ve kurum olarak siyasetin çok ağırlıklı bir öğesi olduğudur...
Aklı başında ve salim düşünebilen siyasetçilerin kişilere dönük saplantılarını ve geçmişteki kavgalarını geride bırakarak Türkiye'yi yeniden "yönetilebilir bir ülke"konumuna taşımaları, gerek arasındaki oy desteğini gerekse Anayasal konumunu değerlendirerek, "Cumhurbaşkanı Erdoğan gerçeği"ni, onu koalisyonun bir ortağı biçiminde benimsemeleri ile mümkün olacaktır... Onun hükümete belirli zamanlarda başkanlık etmesi, zaten Anayasal bir durumdur. Anayasa'nın 104'üncü maddesi Cumhurbaşkanı'na devletin kurumları arasındaki uyumu sağlamak görevini zaten vermiştir.
Bir koalisyon "halkın seçtiği Cumhurbaşkanı" gerçeği görmezden gelinerek kurulamaz. Arkasındaki "Halk oyu" ile Erdoğan'ın tıpkı TBMM gibi "Milli irade"yi temsil ettiğini veya onun arkasında bütün partilerinkinden daha fazla oy bulunduğunu görmezden gelmek, siyasi körlükten başka bir şey olamaz.
Bu gerçeklerin ışığında Türkiye'yi siyasi istikrarsızlıktan kurtarmak ve daha parlak bir geleceğe taşımak gibi misyonu olan siyasetçiler, sözünü ettiğim "üçlü koalisyon"u kurabilmek için geçmişte sahneye sürdükleri savaş baltalarını toprağa gömmek ve düne kadar sürdürdükleri kişiye dönük söylemlerini kesmek zorundadırlar. Bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son sağduyulu açıklamaları, onlara da ışık tutacaktır."