Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, 2016 yılı Kasım ayında tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı görmek için her hafta Diyarbakır'dan Edirne'ye giden eşi Başak Demirtaş, "Cumhurbaşkanlığı ve 7 Haziran seçimlerinden sonra eşime karşı husumet beslendiği de bir sır değil. Bir yıldır tek bir defa bile kendisini hakim karşısına çıkarmadılar. Çünkü biliyorlar ki duruşmalarda Demirtaş yargılanan değil, yargılayan olabilir" dedi.
Hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanarak Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan ve silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, propagandasını yapmak, toplantı, gösteri ve yürüyüş kanuna muhalefet, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek suçlarından 43 yıldan 142 yıla kadir hapsi istenen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş, aradan geçen 1 senede yaşadıklarını anlattı. Eşinin tutuklanmasının üzerinden bir yıl geçmesine rağmen henüz hakim karşısına çıkmadığını söyleyen Başak Demirtaş, eşi dahil son yıllarda cezaevine konulan siyasetçilerin hukuk çerçevesinde tutuklandığını düşünmediğini söyledi.
Başak Demirtaş, eşinin herhangi gizli bir faaliyetinden yargılanmadığını belirterek, şöyle konuştu: "Hakkında böyle bir suçlama da yok. Yargılamanın konusu tamamen kamuoyuna açık konuşmalarıdır. Bir siyasetçiyi konuşmalarından dolayı yargılayamazsınız. Bu konuşmaları beğenmezseniz en fazla eleştirebilir veya oy vermeyebilirsiniz. Eşim dahil tüm milletvekilleri, belediye eşbaşkanları, parti yöneticisi ve birçok partili bu çerçevede cezaevine konulmuştur. Ancak Cumhurbaşkanlığı ve 7 Haziran seçimlerinden sonra eşime karşı husumet beslendiği de bir sır değil. Bir yıldır tek bir defa bile kendisini hakim karşısına çıkarmadılar. Çünkü biliyorlar ki duruşmalarda Demirtaş yargılanan değil, yargılayan olabilir. Düşünün ki kendisini bir gece yarısı ev baskını ile gözaltına alacak kadar aceleniz var ama cezaevine attıktan sonra bir yıldan fazla süredir yargılamaya başlamıyorsunuz. İşte bu bile sürecin hukuki değil siyasi olduğunun ispatıdır." Başak Demirtaş, eşinin aylar öncesinden kendileri hakkında tutuklama kararı verildiğini bildiğini de ifade ederek, "12 kişilik bir liste olduğunu bildiklerini bana söyledi. Operasyon hazırlığının bir gece evlere baskın olacak şekilde planlandığını tahmin ettiğini de söylemişti. Birçok arkadaşı kendisine yurt dışına gidip orada kalmasını önermesine rağmen kendisi bunu kabul etmedi. Binlerce insan tutuklanırken, partinin eşbaşkanı olarak kalıp direnmeyi tercih edeceğini söyledi. Zaten milletvekillerinin büyük bir kısmı bu kararı birlikte alıp, buna göre hareket ettiler" diye konuştu.
Yaşananlardan sonra eşi için "Keşke siyasete girmesiydi" demediğini, ancak milletvekili olmasını istemediği anların olduğunu söyleyen Başak Demirtaş, "Ama biliyorsunuz ülkemizde demokrasi, barış, özgürlükler, eşit ve kardeşçe bir yaşam konusunda geçmişten bugüne hep sorunlar yaşandı ve maalesef ki hala yaşanmakta. Bu nedenle bu sorunların çözümü konusunda sorumluluk alınması ve mücadele yürütülmesi gerekiyor. Bu nedenle eşimin yürüttüğü bu onurlu mücadeleyle ilgi hep gurur duydum ve ben daha fazla ne yapabilirim diye kendimi sorumlu hissettim" dedi.
7 Aralık'ta eşinin tutuklu olduğu davada yargılanmaya başlanacağını ifade eden Başak Demirtaş, şöyle konuştu: "Eşimle ilgili tutuklama kararını yargı vermiş olsaydı ve bu yargı, tarafsız ve bağımsız olsaydı yargıya güvenir ve 'yüzde yüz tahliye olur' derdim. Biz halen hukuka güveniyoruz. Ancak tarafgirliği aşikar olan yargı mekanizmasına güvenimiz sıfırdır. Hiçbir mahkemenin eşimle ilgili korku ve kaygıdan uzak, sadece hukuku esas alan bir yargılama yapamayacağı bugüne kadarki uygulamalardan anlaşıldı. Zaten eşimi 7 Aralık'ta duruşmada hazır etmemeye dönük karar bile başlı başına bir hukuksuzluktur. Adil olmadığı netleşmiş olan taraflı yargıdan hiçbir beklentim yok. Ben hakka, hukuka ve halka güveniyorum. Bu da bize yetiyor. Biz kimseden eşim için merhamet dilenecek değiliz."
"Uçak seyahatinde VIP'ten yararlanamıyoruz"
Edirne Cezaevi'nde bulunan eşi Selahattin Demirtaş'ı 1 yıldır her hafta ziyaret ederek, toplamda yaklaşık 156 bin kilometre yol katettiğini anlatan Başak Demirtaş, uçak seyahatlerinde hakları olmasına rağmen VIP'ten yararlandırılmadıklarını söyledi. Başak Demirtaş, "Biz doğduğumuzdan beri VIP yaşayıp, VIP seyahat eden insanlar değiliz. Ama sadece bize yönelik VIP yasağı bariz bir ayrımcılık ve suçtur. Ben bunu bu nedenle dile getirdim. VIP'ı kullanmak için çok da hevesli değiliz. Ancak AKP'nin ilçe başkanlarının uzak akrabaları bile VIP'i kullanırken bize ayrımcılık yapılmasına sessiz kalmayız. Ayrıca ben ve çocuklarım, kamuoyunda kısmen tanındığımız için zaman zaman güvenlik sorunu yaşıyoruz. Ancak Edirne'nin yollarına tel örgü çekip mayın da döşeseler, yürüyerek de olsa yine gideriz" dedi.
Başak Demirtaş, eşinin tutuklanmadan önce kızları Delal ve Dılda'ya böyle bir durumun yaşanabileceğini önceden söylediğini belirterek, "Düşünün siz bir anne ya da baba olarak çocuğunuzun haklıdan, ezilenden, dürüstten yana olması, bu dünya üzerinde, herkesin eşit olması gerektiği konusunda eğitmeye çalışıyorsunuz sonra da bunu savunan ve bunun mücadelesini yürüten insanların neden cezalandırıldığını anlatmak zorunda kalıyorsunuz. Bu durum karşısında zaman zaman zorlandığım oluyor. Ama babalarının neden cezaevinde olduğunu çok iyi biliyorlar. Ve her türlü, yaşlarının üstünde bir olgunlukla hem babalarına hem de bana moral olmaya çalışıyorlar. Her hafta babalarına mektup yazıyorlar. Eşim cezaevine girdikten sonra büyük kızım keman, küçük kızım da gitar çalmaya başladı. Hatta yeni öğrendikleri şarkıları babalarına dinletiyorlar telefonda" dedi.
"Eşim cezaevinde 12 kilo verdi"
Başak Demirtaş, çocuklarının yurt dışında okuduğuna dair asılsız haberlerin çıktığını, ancak çocuklarının diğer çocuklardan farkı olmadığı için ayrıcalıklı bir şekilde eğitim görmelerini hem eşinin hem kendisinin istemediğini, bu nedenle iki kızının da devlet okullarında okuduğunu söyledi. Başak Demirtaş, son olarak eşi Selahattin Demirtaş'ın kendi isteği ile cezaevinde yaklaşık 12 kilo verdiğini ifade ederek, "Zaten dışarıdayken yoğun temposundan kaynaklı dengeli beslenemiyordu. Düşünün ki yoğunluktan kaynaklı yemek yemediğini dahi unuttuğu günler oluyordu. Cezaevinde hem beslenmesine dikkat edebiliyor hem de spor yapabiliyor. Bu nedenle tamamıyla kendi isteği doğrultusunda 12 kilo verdi" diye konuştu. (DHA)