Başbakan Davutoğlu: Kılıçdaroğlu, teklifimize destek vermek zorunda kaldı, çünkü kaçacak bir yeri yok

Başbakan Davutoğlu: Kılıçdaroğlu, teklifimize destek vermek zorunda kaldı, çünkü kaçacak bir yeri yok

Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Anayasaya aykırı bir düzenleme geliyor. Bunu biliyoruz ama buna 'evet' diyoruz. Demokrasi için bir bedel ödenecekse öderiz" şeklindeki açıklamasıyla ilgili olarak, "Ne Meclis'te, ne bu ülkenin hiçbir yerinde teröristlerin mevcudiyetine izin vermeyeceğiz. Kılıçdaroğlu da bizim teklifimize gönüllü değil, zorunlu destek vermek zorunda kaldı. Çünkü kaçacak bir yeri yok" dedi.

"Birlikte teklif veremediler. Gelmediler, imza vermediler. 316 yola çıkınca onlara da bizim arkamıza takılmak kaldı" diyen Davutoğlu, "Bizim açtığımız yolda hep gelecekler. Muhalefet milletvekillerine sesleniyorum, teröre destek verenlerin dokunulmazlık zırhına sığınmalarına izin vermeyelim" ifadelerini kullandı.

Kocaeli'de düzenlenen AKP Gençlik Çalıştayı'nda konuşan Ahmet Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

"Kocaeli 2001 yılında bize inanmış, 2002 yılında bu yana desteğini artırarak yanımızda olmuştur. Bizim Kocaeli'yle olan gönül bağımız daha da güçlenecek. 

Diğer partiler herhangi bir şekilde halkla bir araya gelemiyorlar. Bizse seçimi bitirdik, kampanya devam ediyormuş gibi yollara revan olduk. 

Mardin, Van, Bingöl, Silop, Diyarbakır, Şanlıurfa'daydım, oradan sizlere selam getirdim. İzmir, Manisa, Konya, İstanbul'daydım, şimdi buradaydım. Biz enerjiyi milletimizden alırız, hem çalışırız, hem de bu ülkenin birliği beraberliği için yola çıkarız. 

Bizim hayallerimiz var, hayali olmayanlar utansın. Rüyası, ideali olmayanlar utansın. Biz birbirimize doğruları telkin etmek için bir araya geliriz. Kendi adıma sizlerle bir araya gelmekten ayrı bir heyecan duyuyorum. Hiçbir oyun, tuzak karşısında moralinizi bozmayın, inancınızı yitirmeyin. 

3 Kasım 2002'den bu yana, Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkeleri haline getirdik. Siyasi ve ekonomik reformlarla Türkiye'yi yeniden ayağa kaldırdık. Siz gençlerimizin daha aydınlık bir Türkiye'de yaşaması için çaba gösterdik. Türkiye'nin adalet ve kalkınma yolunda kat etmesi gereken mesafeyi sizlerle aşacağız.

Boğaziçi Üniversitesi'ne gidiğimizde alternatif eğitim sistemi oluşturmuştuk. Şimdi programı gördüğümde o kadar heyecan duydum ki. İşte alternatif eğitim. Birbirinizi eğitin, birbirinize ders verin. Gruplar halinde meseleleri tartışın. Hitabetinizi, bilgi birikiminizi geliştirin. Kitaptan daha aziz bir dost yoktur. Doğu ve batı klasiklerini mutlaka okuyun. Kelam-ı kadimi de hiç eksik etmeyin. 

 

"Sadece birbirinizin kankası olmayın"

 

Araştırın, görün, konuşun ve birbirininiz sadece kankası olmayın, olun ama aynı zamanda dava, ilim kardeşi olun ve hep talebe olduğunuzu aklınızda tutun. Bana hoca diyorsunuz ama aynı zamanda ben de talebeyim. 

Fikir ayrılıkları olur, dozu yüksek tartışmalar olur. Sizden farklı düşüncelere sahip olsalarda en güzel dille, medeni dille tartışacaksınız. Tartışan, eleştiren, konuşan bir yaklaşım sergileyeceksiniz. Çatışanlara karşı muhabbeti öğreteceksiniz. Bu ülkenin her bir gencini kazanmak için çaba sarf edeceksiniz. Varlık nedeniniz insanı, tabiatı, yaşadığımız ülkeyi korumak olmaldır. 

 

"Kariyerizm görmek istemiyorum"

 

Çocuğa ve kadına kim şiddet uygularsa öncelikli vazifeniz onu durdurmak ve en net tavrı almalısınız. Her türlü ayrımcılığın tam karşısında olun. Her zaman her yerde adaletli olun. Bu ülke, bu millet için fikir çilesi çekin. Ben AK Parti gençliğinde kariyerizm görmek istemiyorum. Merhamet ve şefkat sahibi olun. Kendinizi geleceğe hazırlayın. 

 

Terörle mücadele

 

Türkiye'nin birliğine kast edenlere karşı mücadelemiz sürüyor. Cumhuriyet tarihinin en yüksek yoğunluklu mücadelemizi veriyoruz. Destanlar yazan güvenlik güçlerimizin alınlarından öpüyorum. Yürüttüğümüz etkin ve kararlı mücadele karşısında bölücü örgütün durumu ortada. Bitme durumuna gelen örgüt yeni oyunlara yelteniyorlar. 

Bu ülkenin başbakanı ve vatandaşı olarak, Diyarbakır'a gittiğimizde 7 kardeşimizi şehit ettiler. Ertesi gün 4 değil 9 bakanla Diyarbakır'a gittim. Orada ses verdim. Diyarbakır'daydık, Diyarbakır'dayız, Diyarbakır'da olacağız. Cuma namazı sonrası da onbinlerce Diyarbakırlıyla bir araya geldik. Bu ülkenin şehirleri, ilçeleri, köyleri teröristlerden temizleninceye kadar mücadelemiz kararlı bir şekilde sürecek. Teröre destek verenler de adalet karşısında hesap verecek. 

 

Dokunulmazlıkların kaldırılması

 

Geçen hafta fezlekelerin yargıya intikali için teklif verdiler. Bu teröre destek verenlerin tümünün ve diğer fezleke sahiplerinin adalet önüne çıkması için imzalar verildi. Dokunulmazlıkların siyasetin kirlenmesine izin vermeyiz. Terörün sözcülüğü yapılmasına asla izin vermeyiz. Ne Meclis'te, ne bu ülkenin hiçbir yerinde teröristlerin mevcudiyetine izin vermeyeceğiz. Kılıçdaroğlu da bizim teklifimize gönüllü değil, zorunlu destek vermek zorunda kaldı. Çünkü kaçacak bir yeri yok. Birlikte teklif veremediler. Gelmediler, imza vermediler. 316 yola çıkınca onların da bizim arkamıza takılmak kaldı. Bizim açtığımız yolda hep gelecekler. Muhalefet milletvekillerine sesleniyorum, teröre destek veren milletvekillerinin dokunulmazlık zırhına sığınmalarına izin vermeyelim. 

 

Yeni anayasa çalışmaları

 

Güçlü ve müreffeh Türkiye'yi inşa etmemizin tek yolu demokratik, sivil bir anayasadır. Muhalefet partileri uzlaşma çağrımıza karşılık vermediler. Kendi anayasa komisyonumuzu kurarak çalışmalara devam ettik. Bu çalışmayı da tamama erdireceğiz. Sözü olan, önerisi olan herkesi çalışmaya katkı sunmaya davet ediyorum. En kısa zamanda Türkiye'yi sivil, özgürlükçü bir anayasa ile buluşturacağız.