KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile ortak basın toplantısı düzenleyen Başbakan Binali Yıldırım bir gazetecinin 'popülist politika' sorusuna "Popülist yaklaşımdan neyi kast ettiniz anlayamadım ama Türkiye’deki son 15 yıllık AK Parti iktidarında popülizm yerine milletin kalkınması, refahı için çalışmalar yapılmıştır. KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkiler menfaat ilişkisi değildir" dedi.
Yıldırım, "Bu ilişkiler, KKTC’nin geleceğe olan yolculuğunda ekonomik olarak, siyasi olarak güçlü bir şekilde hazır olması olası çözümde iki tarafın eşit, adil temsil edildiği bir federatif yapıya yönelik hazırlıklarını yapmasıdır. Biz her alanda bir dayanışma içindeyiz." diye konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
Garantör ülkede olarak Türkiye bu güzel adanın sahibi iki adanın kurucu iradesini esas alan önümüzdeki bir yıl içerisinde ulaşılabileceğini samimiyetle beklemektedir. Kıbrıs meselesinin çözümü bölgemizde güvenlik, istikrar, iş birliği, refaha da ciddi katkı sağlayacaktır. Olası çözümün ardından Kıbrıs adasının gerçek potansiyeli ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin bugüne kadar KKTC ile ilişkilerinde özellikle bizim benimsediğimiz bir prensip var. Türkiye’de ne varsa KKTC’de de aynısı olacak. Diğer bütün alanlarda Türkiye’nin imkan ve kabiliyetlerinin KKTC’de var olması için gereken her türlü çalışmayı yapmaya devam edeceğiz.
Yarım asırı aşan bu sorun BM Genel Sekreterliğinin iyi niyet çalışmaları çerçevesinde devam etmekte. Türk tarafının da uluslararası camianın oyalanamaması konusunda beklentileri had safaya gelmiş durumdadır. Türkiye her şart altında Kıbrıs Türk’ünün yanında olacak. Güvenlik ve kalkınma konularında kararlılıkla desteğimiz devam edecek. Adada huzur, istikrar yerleşmesi refahın artırılması yönünde kararlı çalışmalarımıza hız vererek devam edeceğiz. Türkiye’deki kardeşlerimizin dün olduğu gibi bugün ve gelecekte de Kıbrıs Türk halkının hukukunun, selametinin sağlanması yönünde akdi ve tarihi sorumluluklarını harfiyen yerine getirmeye devam edeceğini söylüyorum.
Türkiye’deki son 15 yıllık Ak Parti iktidarında popülizm yerine milletin kalkınması, refahı için çalışmalar yapılmıştır. KKTC ile Türkiye arasındaki ilişkiler menfaat ilişkisi değildir. Bu ilişkiler, KKTC’nin geleceğe olan yolculuğunda ekonomik olarak, siyasi olarak güçlü bir şekilde hazır olması olası çözümde iki tarafın eşit, adil temsil edildiği bir federatif yapıya yönelik hazırlıklarını yapmasıdır. Biz her alanda bir dayanışma içindeyiz. Ciddi projeler yaptık, bundan sonra yapmaya devam edeceğiz. Yeni bir eylem planımız var önümüzdeki 3 yıl için. KKTC’de yapılan projelerin birçoğu güney tarafta yok. Yollarıyla, havaalanıyla ve su projesi dünyada bir ilktir. Akdeniz’i aşarak KKTC’ye suyun getirilmesi ve verimli topraklarının suyla buluşturulması bizim için her şeyin üstünde bir hedeftir ve gerçekleşti. Dağıtım çalışmaları yapılıyor. Söylenenlere aldırış etmeyin, herhangi bir sıkıntımız yok.
Uzun süreden beri yeni anayasa konusu var. Yeni anayasanın yönetim sistemini de kapsadığı bilinen bir gerçek. Başkanlık olmak üzere, bunun dışındaki seçenekler de gündemimizdedir. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız sürdürülüyor, sorunumuz yok. Hazırlıklarımızı tammalar tamamlamaz diğer siyasi partilerden de destek isteyeceğiz. Milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM’de herkesin bu anayasada ben de varım dediği anayasanın yapılması için gayret göstereceğiz. Nihai kararı verecek olan milletimizdir. Mümkün gözükmüyorsa başka formüllerimiz mutlaka var.
Kardeşçe yaşamaya karar vermişsek bu detaylara takılmamamız lazım. Kimin nerede kiminle görüştüğü gibi biçimsel konularla uğraşırsak kalıcı çözümü tabiatıyla elde etmemiz mümkün olmaz.