Başbakan’ın medya çıkışları siyasi polemiğe dönüştü. Erdoğan ve Baykal karşı karşıya geldi. Tempo24Maliye Bakanlığı’nın Doğan Yayın Holding'e verdiği 826 milyon Liralık ceza, birçok kesim tarafından ‘siyasi linç’ olarak değerlendirildi. Ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal, ‘ceza’yı şöyle değerlendirdi: ‘Rejim sorunu’ “Doğan Yayın Holding'e kesilen vergi cezası olayı doğrudan rejim sorunudur. Olay demokrasinin Türkiye'de olup olmadığıyla ilgilidir. Demokratik bir rejimde bu olayın olması mümkün değil. Olayın vergiyle uzaktan yakından ilgisi yok. Olay bir vergi kaçakçılığı iddiasıyla ortaya konmuş.” ‘Patronunun sesi oldular’ Baykal meseleyi ‘rejim sorunu’ olarak değerlendirip, ‘özgürlükler’ çerçevesinde görürken, Başbakan, Aksaray’daki mitingde tersi yönde konuştu: “Patronunun sesi olan (Doğan Grubu'nu kastediyor), bunu özgürlük mücadelesi sananların durumu da doğrusu ibret vericidir. Basın özgürlüğünden dem vurarak, yalan yanlışı normal göstermezsiniz. Medya gücünü kullanarak haksızlığa kalkışamazsınız. Bizim iktidarımızda bu olamaz. Daha önceden bu tür alışkanlıklarınız olabilir. İşte bugün ana muhalefetin lideri çıkmış şunu söylüyor. Diyor ki bu olay bir rejim sorunudur diyor. Allah Allah.” ‘Mahkemede halledilir, ama…’ Başbakan, Maliye’nin cezasına ilişkin ayrıntılı konuşmazken, Baykal şunları söyledi: “Hisseler ne zaman devredilmiş 2007 yılında. Ama deniliyor ki sen bunu 2006'da yapmışsın, bu vergi kaçakçılığıdır. Ve normal cezanın üç katı ceza kesiliyor. Olayın önem noktası şudur: Vergi kaçakçılığı söz konusu olunca uzlaşma yolu kapatılıyor. Bu olay mahkemede halledilir ama o zamana kadar ne olacak. Bu şirket uluslararası bağlantıları olan bir şirket tüm gözler üzerinde, böyle bir hata yapması mümkün mü? Türkiye 7 yıl öncesine göre daha özgür değil. Medya, yargı, insanlar daha özgür değil.” Yine boykot istedi Başbakan’ın Aksaray’daki konuşması ‘ceza yetmedi, boykot da istedi’ şeklinde değerlendirildi. Çünkü Erdoğan bu isteğini tekrarladı. Şunları söyledi: “Devletin bir kurumu yasal bir işlem yapıyor. Hemen hükümete yüklenmeye başlıyorlar. Başınıza ne gelse hükümetten AKP’den biliyorsunuz, iftira atmak yerine hukuka uygun davranmayı öğrenseniz daha doğru olmaz mı? Bunlar iftira konusunda ne yazık ki uzmanlaşmışlar. Vatandaşlarla ilgili, TSK ve polisimiz hakkında, hükümet hakkında yalan yanlış haber yapmada, gayet başarılı. Şu veya bu demiyorum, ayırt etmiyorum. Böyle bir basın özgürlüğü olmaz. Basın özgürlüğüyle menfaat devşirmeye kalkışamazsınız. Biliyorsunuz Deniz Baykal’ın mesleği avukatlık. Bir ara Ergenekon’un avukatıyım dedi. Ama millet haklının, mazlumun yanındaki avukatların yanında yer alır.”