Başbakan Ahmet Davutoğlu, Bilkent Otel'de düzenlenen 31'inci İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nda konuştu.
Davutoğlu'nun açıklamaları özetle şöyle:
Bizde bir ruhban sınıfı yok. Aksşne diğer insanlarla birlikte ortak yaşam alanının paylaşan onlarla dertlenen ilim adamlarından oluşan bir makam verdır. Bu da müftülük makamıdır.İnsanlık büyük bir bunalımın içinden geçiyor. İslam dünyası hiç haketmediği İslam adıyla bağdaştırılması mümkün olmayan dertler için çare arayışlarının içinde.
İnsan onuru İslam medeniyetinin en önemli referans kaynağıdır. Bizim tarihimizde de çok ciddi bunalımlar yaşandı. dış etki bağlamında haçlıların ve moğolların çıkardığı dış meydan okumalar bugün yaşananlara benzemektedir. İç parçalanmalar ve gerilimle birlikte büyük parçalanmaların yaşanması. Büyük islam şehirleri o dönemlerde de büyük yukumlar yaşadı.
Nasıl Hz Mevlana o çatışmaların yaşandığı dönemde ne olursan ol gel diye seslenmiştir. bugün de aynı çağrıya ihtiyaç duyuyoruz.
Bugün DEAŞ olarak tanımlanan ve müslümanların tümüne tehdit teşkil eden acı tablo bizi bir araya gelmeye ve omuz omuza vermeye mecbur kıldı. Artık bu yıkıcı tablo karşısında islam dünyasının ilim adamlarının bir araya gelmesinin zamnı gelmiştir hatta geçmektedir. Bugün DEAŞ islam medeniyetine dönük en büyük tehdittir. ASkeri ekonomik sıkıntıları aşarız ama yanlış bir idrak zihinleri esir almışsa bundan kurtuluş zordur. Öncelikli hedefimiz dini idraki yeniden inşa edebilmek için gönül seferberliği yapılmalıdır. Her türlü katliamı caiz gören bir tablonun içinde gençlerin yer almaması için el ele vereceğiz. Doğru bir dini telakkiyi inşa edebilmek için her an hayatın içinde olmak lazım. Bütün bu yanlış akımlara karşı kardeşliği öne çıkaran bir yaklaşım üstlenme göreviniz var.
Artık bu yıkıcı tablo karşısında İslam dünyasının ilim adamlarının bir araya gelmesinin vakti gelmiştir, hatta geçmiştir. Şu veya bu ifratlara, geçmişte gulat olarak adlanan bütün aşırı akımlara karşı mutedil Sünnilerin, mutedil Şiilerin ve bütün İslam irfanını temsil eden ekollerin omuz omuza vermesi lazım. Bugün DEAŞ, bizim için İslam medeniyetine dönük en büyük tehdit niteliği taşımaktadır. Çünkü doğrudan gençlerimizin zihinlerine, insanlarımızın zihinlerine yanlış bir İslam telakkisinin yerleştirilmesine yol açmaktadır."
Özellikle de sosyal medya üzerinden bir takım sloganlarla genç beyinlerin, zihinlerin şartlandırılması suretiyle yanlış dini telakkiler ile Müslümanları katletmeyi bile bir anlamda caiz gören yaklaşımla hiçbir bir şekilde insanlık onuruyla bağdaşmayacak tabloların ortaya çıkmasına sebep olan akımların içerinde yer almaları hepimiz için en büyük sınavdır. El ele vereceğiz. Özellikle müftülerime sesleniyorum, müftülerimizin liderliğinde, bütün illerimizde, bütün din adamlarımızın bu aşırı akımlara karşı gençlerimize sahip çıkması lazım. Doğru bir dini telakkiyi yeniden inşa edebilmek için her an hayatın içinde olmak lazım.
Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların içine çeken her sorumsuz davranış aslında dolaylı olarak DEAŞ gibi yanlış dini telakkilere, ya da terör örgütlerinin dini yıpratma çabalarına da katkı sağlamış olur.