Almanya ziyaretini sürdüren Başbakan Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Başbakanlık binasında bir araya geldi. İkili, yaptıkları görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı yaptı. Konuşmasında Suriye'de yaşananlara da değinen Erdoğan, "160 bin insanın öldürüldüğü dünyada insanlık nasıl futbol maçı seyreder gibi seyreder" dedi. 30 Mart yerel seçimleri test olarak nitelendiren Erdoğan, "30 Mart’ta yerel seçimler var. Özelliği kim nereye belediye başkanı olacak değil hangi siyasi parti ne kadar oy alacak? Bu test olacak" ifadesini kullandı.
İlk olarak söz alan Angela Merkel’in sözleri şöyle:
Hukuk sistemiyle ilgili aramızda görüşmeler oldu. Adalet bakanlarımızın birbirleriyle görüşmesi, yargının bağımsızlığı, hakimlerin savcıların seçimi… Bütün bu noktaları ele aldık. Son yıllarda Türkiye ’de reformlar üzerine konuştuk. İkili ilişkilerimizde her zaman daha iyi hizmetleri destekliyoruz. Türkiye’nin AB üyeliğini ucu açık olarak görüyoruz. Türkiye’de seçimlerin olacağını da tabi ki görüştük ve Almanya’da yaşayan Türk vatandaşı olan insanların cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmak için destek vereceğimizi de görüştük. Kendilerinin oy hakkını Almanya’da kullanabilmeleri için destek sağlayacağız. Türk vatandaşı olarak, oy kullanma haklarının olması gerekiyor.
Ama Almanya’da yaşayan ve Alman vatandaşlığı olan yada çifte vatandaş olanlar ve Türk kökenli olanlar açısından, ben onların şansölyesi olarak onları hissediyorum. Bütün Almanya’da yaşayan insanların şansölyesi olarak kendimi hissediyorum. Çifte vatandaşlığın korunmasını kabul ediyoruz. Kendilerinin iki vatandaşlık arasında tercih etme zorunda kalmalarını değil, ikisini de sürdürebilmelerini istiyoruz.
Terörle mücadele konusunu görüştük. Çok reel bir sorunla karşı karşıyayız. Söz konusu olan müsteşarların aralarında görüşmelerini karara bağladık. Dış politika üzerine konuştuk. Özellikle de Suriye. Türkiye çok büyük katkıda bulunuyor. Özellikle mültecilerle ilgili. Almanya’nın Suriye’den mültecileri kabul ettiğini görüştük. 700 bin mülteci Türkiye’de barınmaktalar. Sayın devlet bakanı ve uyum bakanım ve kalkınma bakanımın yöreye ziyarette bulunması, bu mülteci kamplarını gezmelerini, daha sonra Almanya cumhurbaşkanı’nın Türkiye ziyareti öncesi iyi olacağını düşünüyorum.
Özellikle insani açıdan inanılmaz bir trajedi yaşandığını, bu alanda adımların atılması gerektiğini maalesef Cenevre’de insani çözüm açısından dilediğimiz ilerlemenin kaydedilmemiş olduğunu görmekteyiz. Rusya Çin ve İran ile ilgili temasların sürdürülmesi gerekiyor. İnsanların çok acı durumda olduklarını konuştuk.
Her iki ülkenin insanları arasında çok yoğun bağlar bulunmaktadır. Çok sayıda Türk kökenli insan Almanya’da yaşamaktadırlar. Ziyaretinizden ötürü çok teşekkür ediyorum.
Başbakan Erdoğan’ın sözleri ise şöyle:
Mevkidaşım Merkel ile kapsamlı bir görüşme gerçekleştirdik. Suriye konusunu enine boyuna ele alma fırsatımız oldu. Neler yapıldı, neler yapılabilir bunları görüşme imkanımız oldu.
Kendisini ilk fırsatta geçirdiği kazanın tesiri geçtikten sonra ülkemize bekliyoruz.
Almanya’da yaşayan 3 milyon nüfuslu Türk toplumunun çeşitli sorunları var. Bunları aramızda görüştük. Federal Parlamento’da 11 Türk kökenli parlamenterin yer alması bu seçimlerin önemli yanıdır diye düşünüyorum. Bu siyasetçilerin başarı öyküleri genç nesillere de örnek olacaktır.
En önemli beklenti seçimlerde oylarını kullanabilme konusuydu. 7 ayrı noktada artık cumhurbaşkanlığı seçimi ilk olmak üzere buradaki vatandaşlarımızın oy kullanma şansı olacak. Oy kullanma yerleri, salonlar ve 4 gün devam edecek her turda böyle bir imkan olacak.
Aramızda ilişkiler o kadar ileri derecede ki biz burada, onlar da Türkiye’de neler oluyor takipte. 30 Mart’ta yerel seçimler var. Özelliği kim nereye belediye başkanı olacak değil hangi siyasi parti ne kadar oy alacak? Bu test olacak. Partim 3 genel seçim yaşadı, trendi devamlı arttı. Yerel seçimler ve referandumlar da öyle. Bu yerel seçimden de başarıyla çıkacağımıza inanıyorum.
Yatırımlar ve turizm noktasında aramızda önemli bir ilişki var. Gelen turist sayısında Almanya birinci sırada. Yerleşik nüfusta ise Norveç’i geçti Almanya. İlk sırada.
2014 aynı zamanda Türk-Alman bilim yılı ilan edildi. Aramızda Türk-alman Üniversitesi var. Ve Beykoz yerleşkesinde lisans ve lisansüstü öğrenci alımına başladı.
Şansölye geri kabul anlaşmasını imzalamamızın ardından vize muafiyeti konusunda Almanya’nın yapıcı bir şekilde adımlar atmaya devam etmesini istiyoruz.
Her iki başbakanın konuşmalarının ardından gazetecilerin sorularına geçildi.
AA muhabiri: Suriye konusunda Cenevre’deki ilk tur görüşmelerde ilerleme sağlanamadı. Esed rejiminin varil bombası kullandığı da bildirildi. İnsani yardım koridoru konusunda BM’den beklentiniz nedir? Almanya’nın tavrı konusunda ne düşünüyorsunuz?
Erdoğan: Suriye konusunda Cenevre 1 ve 2 ne yazık ki şu an itibariyle beklentilere olumlu bir netice ortaya koymadı. İnsani yardım konusunda Suriye Yermuk’ta şu anda insanlar açlıkla terbiye ediliyor. AA'nın yayınladığı 55 bin kare fotoğraf var. Suriye’deki insanlık trajedisi çok açık ve net gösterildi dünya TV’lerinde de. Bu kabul edilebilir bir şey değildi. Buna karşılık tüm insanlığın ortak tavır koyması lazım. 160 bin insanın öldürüldüğü dünyada insanlık nasıl futbol maçı seyreder gibi seyreder. Benim ülkemde 700 bine ulaşan sığınmacı var. 220 bini çadır ve konteynır kentlerde kalıyor. 2,5 milyar dolara yakın harcama yaptık. BM’den ne gibi destek geldi derseniz. 130 milyon dolar bir destek geldi. Açık kapı politikasıyla kaçan Suriyeli komşularımızı ağırlamaya devam edeceğiz. BM Güvenlik Konseyi kilitlenmiş durumda. Bu işin birinci derecede sorumlusu BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleridir. Bu da reforme edilmesi gerektiğini gösteriyor. Reforme edilmedikçe BM güvenlik Konseyi bir ilkenin iki dudağı arasında sıkışıp kalmış olacaktır.
Merkel: Rusya ile de çok yoğun şekilde konuşuyoruz. Rusya kilit bir rol oynuyor. Erdoğan'a katılıyorum bu konuda. Varil bombaları, resimlerle birlikte kesinlikle bir şeyler yapmamız gerekiyor. Rusya, Çin, İran açısından adımların atılması doğrultusunda çalışmak istiyoruz.
REUTERS: Türkiye ve benzeri diğer ülkelerle farklı medya haberleri okunuyor. Ekonomik canlanmanın duraksamaya yüz tuttuğu ve Almanya ile ticari ilişkilerde yavaşlama tereddüdü var mı?
Erdoğan: Bağımsız bir kurum olan Merkez Bankası bu konuda adımları atıyor. Faiz artışına karşı olan bir Başbakanım. Bağımsız bir kurum olduğu için de benim müdahale yetkim yok ama kendi kanaatimi açıklamaktan da geri duramam. Bunun geçici olduğunu, bir süre sonra da B, C planımız var. Bunu en kısa zamanda, ama seçim öncesi, ama seçim sonrası bu uygulamayı başlatacağız.
EL CEZİRE TÜRK: Türkiye AB kapısında bekliyor. İyi niyet beyanınız ötesine giden bir adımınız olacak mı? Bu başlıklar daha önce açılsaydı yargı bağımsızlığı tartışmaları bu şiddette olmazdı görüşüne katılıyor musunuz?
Merkel: Türkiye’deki tartışmalar Türkiye’de yürütülen tartışmalar. Bizler de bu konuda yorumlarda bulunuyoruz. Gezi Parkı’ndaki protestolar konusunda bunun temel hak olduğunu söylemiştim. Protesto bir temel haktır. Her ülke kendi iç sorunlarını kendisi halletmek zorundadır.
Bu süreç ucu açık olan, zaman sınırlaması olmayan görüşmelerdir. Ankara protokolü önemli bir adımdır. Adım adım ilerliyoruz. Türkiye’nin tam üyeliğine dair tereddütlerim var. Bu ucu açık bir süreç ve bu sürecin ilerlemesini istiyoruz. Fasılların açılmasını ve adımların atılmasını destekliyorum.
BERLİNER ZEİTUNG: Almanya ziyaretlerinizden birinde Almanya’yı ‘Türkleri asimilasyon’ konusunda uyarmıştınız. Hala bu görüşte misiniz?
Erdoğan: Herhalde bu cevabı şansölye vermeli. Bu bir genel ilkedir. Biz Almanya’da yaşayan tüm vatandaşlarımızın entegrasyon konusunda olumlu davranması gerektiğini ifade ettik. Hem kendi hem de Alman toplumunun huzuru için bu çok isabetli bir konudur.
Merkel: Biz uyum çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Uyum, çıkmaz yol değil, tek taraflı yol değil. Almanya’ya gelenler Almanca öğrenip burada hayatlarını devam ettiriyor. Sayın Başbakan asimilasyon olmaz dediği zaman sanki bize bunun bir uyarı gibi söylendiği hissine kapılıyoruz. Burada kimse bunu istemiyor. Böyle bir amacımız yok. Farklı kültürlerin zenginlik kattığını düşünüyoruz. Kabine görüşmelerinde bu çabaları ele aldık.