Erdoğan'dan işadamlarına: Konuşun be, cemaat kimden ne aldı, konuşun

Erdoğan'dan işadamlarına: Konuşun be, cemaat kimden ne aldı, konuşun

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan, "Şahıslar gelip giderler. Biz faniyiz ve baki davalar, fanilerle hiçbir zaman koruma altına alınmaz. Biz sadece oradan nasibimizi alırız ve bu nasip ve ölüm ötesi içindir. Bizim partimiz hiçbir zaman tek adam partisi olmadı, istişarelerin partisi oldu. Bütün işlerimiz istişarelere dayalı olarak yürür" dedi. 

Erdoğan, "Bakanımla kriptolu telefonla yaptığım konuşma aynen servis edildi .Bu dinlemeler casusluk faaliyeti değil de nedir? Sayın Mahmud Abbas ile yaptığım konuşmaları bunlar ne için kullanıcak. Ortada alçakça ihanet var. Bu ihanet karşısında susanlar varsa durumlarını gözden geçirsinler. 'Tayyip Erdoğan sert' diyorlar. Ben bunlar karşısında sert olmaya devam edeceğim" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, "Sadece siyaseti değil, emniyeti, yargıyı değil iş dünyasını da dizayn etmeye çalışmışlar. Ananaslar, rafineri işleri gelip gidiyor. Tehditler, şantajlar, kumpaslar yapılıyor. İş adamlarından haraç alınıyor. Kusura bakmayın birçok iş adamı bu konuda konuşmuyor, konuşun be, kimden ne aldılar, konuşun" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Tayyip Erdoğan,  Ankara'da 7. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuştu.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

Milletimiz ilk kez vekaleten değil asaleten Cumhurbaşkanını seçecek. Gerek partimizin mensuplarıyla, gerek STK’larla yoğun ve kapsamlı istişareler yaptık.

Bu istişarelerin önemli bir tanesini de TOBB’da aynı şekilde STK’larla birlikte gerçekleştirdik. 12 yıllık Başbakanlık görevinin ardından bir görev değişikliği gerçekleşerek olursa, toplumun farklı kesimlerinden de farklı bazı sorular önümüze gelebiliyor.

Bunun cevabını şimdiden vermekte fayda var. Türkiye’nin geleceği için son derece önemli olan çözüm sürecinin akıbeti merak ediliyor.

Ulusal güvenliğimizi tehdit eden paralel yapıyla mücadelenin akıbeti de merak ediliyor.

Merak edilen bir başka konu da, ekonominin geleceği.

Eğer Pazar günü Cumhurbaşkanı seçilirsek, Türkiye’nin değişiminde, yürüyüşünde hiçbir değişiklik olmayacak.

Çünkü oturmuş bir yapı var ve bu yapı kendisini aday olarak ileri süren arkadaşlarıyla sürecek bir süreçtir.

Eğer farklı bir yapı olsaydı bu tür elbiseler olabilirdi. Burada böyle bir elbisenin olması asla söz konusu değildir. Tam aksine seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla, seçilmiş bir hükümet Türkiye’yi çok daha hızla uçuşa geçirecek. Kimsenin endişesi, şüphesi olmasın.

Şahıslar gelip giderler. Biz faniyiz ve baki davalar, fanilerle hiçbir zaman koruma altına alınmaz. Biz sadece oradan nasibimizi alırız ve bu nasip ve ölüm ötesi içindir.

Bizim partimiz hiçbir zaman tek adam partisi olmadı, istişarelerin partisi oldu. Bütün işlerimiz istişarelere dayalı olarak yürür. 

Ülkenin bağımsızlığı söz konusu olduğunda hiç kimse şantaja tehdide boyun eğmez. Benim veya başkasının olamsı önemli değil. Bir başbakanın yabancı devlet başkanlarıyla yaptığı konnuşma neden dinlenir? Eğer dinleniyorsam uluslararası sorunu çözmemiz mümkün olabilir mi?

Bunu rahatlıkla dinliyorlar, dinlemekle kalmıyorlar uluslararası servislere de aynen servis ediyorlar. Utanmadan sıkılmadan vatanseverlikten bahsediyorlar. Kendi organlarında da yayınladılar.

Bakanımla kriptolu telefonla yaptığım konuşma aynen servis edildi .Bu dinlemeler casusluk faaliyeti değil de nedir? Sayın Mahmud Abbas ile yaptığım konuşmaları bunlar ne için kullanıcak. Ortada alçakça ihanet var.

 

 

'Sert olmaya devam'

 

Bu ihanet karşısında susanlar varsa durumlarını gözden geçirsinler. "Tayyip Erdoğan sert" diyorlar. Ben bunlar karşısında sert olmaya devam edeceğim.

 

'Konuşun be!'

 

Sadece siyaseti değil, emniyeti, yargıyı değil iş dünyasını da dizayn etmeye çalışmışlar. Ananaslar, rafineri işleri gelip gidiyor. Tehditler, şantajlar, kumpaslar yapılıyor. İş adamlarından haraç alınıyor. Kusura bakmayın birçok iş adamı bu konuda konuşmuyor, konuşun be, kimden ne aldılar, konuşun.

Dün bizi sırtımızdan hançerlediler, ellerine fırsat geçerse birlikte yürüdüklerini hançerleyecekler.

Enflasyon tek haneli rakamlarda. Faizlerde Merkez Bankası’nın tavrını tasvip etmiyorum. Faizin düşmesi lazım, yatırım için gereklidir. Nerede enflasyon düşük, orada faiz düşüktür. Bunu görmeye mecburuz. Göremiyorsak çok ciddi bir yanlış içindeyiz. Bizim yatırımlardan başka çıkışımız yok.

CHP, MHP düşmanımın düşmanı dostumdur diyip bu vatan hainleriyle iş görüyorlar. Dün bizi sırtımızdan hançerlediler. Yarın ellerinden imkan gelirse şimdiki yol arkadaşlarını sırtından bıçaklayacaklar.

 

Sana da yazıklar olsun

 

CHP, MHP içinde milletvekillerini izlediler, dinlediler, kaydedip şantaj yaptılar. Sayın Baykal, seni gözetleyenlerin de bunlar olduğunu anlamıyorsan sana yazıklar olsun. Seni gözetleyeneler de bunlar. Bu ihanet çetesiyle birlikte yürümek en başta kendine ihanettir. 30 Mart'ta Pensilvanya ile işbirliği yapanlar gereken cevabı milletten aldı. 10 Ağustos'ta milletten daha ağır cevap alacaklar.

Biz sizden cesur kararlı adımlar bekliyoruz. Emeğinizle alın terinizle bu vatanı büyütüyorsunuzz. paralel ihanet cephesiyle mücadelede de en ön safta yerinizi almanız gerekir.

12 yılda gerçekleştirdiğimiz reformlar ekonomiyi her türlü dalgalanmaya karşı korunaklı hale getirdi. 8 tane seçim yaşadık 9'uncuyu yaşıyoruz. Ekonomi seçimlerden etkilenmiyor. Biz seçim ekonomisi tesis etmiyoruz. Darbe girişimlerini, çete tehditlerini yaşadık ekonomi bu badireleri atlattı. Bölge krizleri yaşıyoruz ekonomi dimdik ayakta duruyor. İki gün sonra seçim var hamdolsun ekonomide sıkıntı yok. Çünkü piyasalar bize güveniyor.

 

Bir zahmet Anayasa'yı oku

 

Ekonomide elde ettiğimiz başarılar benim için çok önemli. Aday arkadaşlardan "benim yolla, enerjiyle ilgim olmayacak" diyenler var. Bir zahmet buyur da Anayasa'nın 104. maddesini aç oku. Cumhurbaşkanı'nın neden sorumlu olduğunu görürsün. Biz cumhurbaşkanlığı makamına süs eşyası vazo yerleştirmiyoruz. Bu ülkenin kalkınmasından tutun, birliği, bütünlüğünden sorumlu olacak, Bakanlar Kurulu'nu toplantıya çağıracak gerektiğinde.

Benim ardımdan gelecek Başbakan ve ekibinin de istikrar en önemli hedeflerinden biri olacak. Türkiye'nin milli gelirini 12 yılda 3 kattan fazla artırdık.