"Çevrecinin daniskası", Konya'da "İslamcı", Kürt illerinde "kardeşlik yanlısı", Karadeniz'de "milliyetçi", İstanbul'da "AB taraftarı", Ankara'da "laik" portreler çizerek karşımıza çıkan Başbakan Tayyip Erdoğan İzmir'de ise, geçen hafta hayvanseverler aleyhine söylediği sözlerini düzeltme gereği duydu. Erdoğan, "Hayvan sevgisi gibi konularda bizi damgalamalar var. Kimse bizimle hayvan sevgisi konusunda yarışamaz" dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, dün, AKP İzmir İl Başkanlığının Bayraklı Seçim Koordinasyon Merkezinde düzenlediği akşam yemeğine katıldı. 29 Mart seçimlerinin ülke demokrasisi için tarihi fırsat sunduğunu belirten Erdoğan, yemekte şunları söyledi: ''AKP, hükümeti devraldığında, ülke krizler cenderesinde kıvranıyordu. Koalisyon hükümetleri nedeniyle güven ve istikrar yok olmuştu. AK Parti, milletin beklentilerine cevap oldu. Aynısı İzmir'de de olacak. İzmir şehircilikte layık olduğu yerde değil, olması gereken yerde değil. Hayvan sevgisi gibi konularda bizi damgalamalar var. Kimse bizimle hayvan sevgisi konusunda yarışamaz. Bir köşe yazarına söylediğimiz ifademizin önüne arkasına bakılırsa, onun ne için söylendiği ortaya çıkar, ama tabii birileri sağa sola çekecek. 1994'te İstanbul'da Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda da aynı şeyi söylüyorlardı. 'Otobüslerde kadınlar ayrı yerde, erkekler ayrı yerde oturacak' deniyordu. Bugün CHP'nin yandaşı medya, o gün ne yaptı? 'Filanca yerde trenden attılar' diye haber yaptılar, alakası yok. Sonra olayın failleri ortaya çıktı. Hem iftira at, çamur at, tutmazsa iz bıraksın. İzmir'de de aynen bu mantıkla çalışıyorlar. Siz iftira siyaseti mi yapacaksınız, hizmet siyaseti mi yapacaksınız? İzmirli iftiraları mı dinleyecek, yoksa hizmeti mi alacak? Devamlı çamur atma. Peki İzmir'e proje olarak ne verdiniz? Bizim Belediye Başkan Adayımız UNIVERSIADE Koordinatörü olarak İzmir'e bir UNIVERSIADE kazandırdı. Biz Hükümet olarak özel bir yasa gerçekleştirdik, ama belediyenin elinde olsaydı, yapamazdı ve bunu sıkılmadan da satmaya kalkıyorlar.'' 'Mavişehri sular altında bıraktılar'İleride EXPO'nun da alınabileceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Önce bu Mavişehir'i suların altında bırakan zihniyetin ortadan çekilmesi lazım. Bu nasıl bir belediyecilik anlayışıdır ki imar, plan projeleri yapıyorsun, ama deniz seviyesi hesap edilmiyor. Zemin katlar su altında kalıyor. Ben belediyecilikten geliyorum. Gökten zembille inmedim, biliyorum. Birileri birilerine peşkeş çekiyor, olay bu kadar basit'' diye konuştu. İzmir'deki hafif raylı sistem çalışmalarının da Hükümet desteğiyle yürütüldüğünü söyleyen Başbakan Erdoğan, bu konuda Ulaştırma Bakanı'nı görevlendirdiğini dile getirdi. Erdoğan, ''Bakanımız işin içinde olmazsa hak getire. Bakın, AKP'li belediyeler raylı sistemlerini Merkezi Hükümet'le yapmadılar. Bak, İstanbul metroyu yapıyor, bizden ekstra birşey istemiyor'' dedi. AKP kadrolarının, yemekte anlattıklarını kapı kapı dolaşıp insanlara anlatmasını isteyen Başbakan Erdoğan, yerel seçimler öncesi ''kırmızı dosyaların değil, yerel meselelerin'' konuşulması gerektiğini dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ben kırmızı dosyalarla geleceksem, kırmızı dosya çok. Şimdi yerel yönetim meseleleriyle geliyoruz. Git arkadaşım git, o dosyaları savcılığa götürürsün. Bu dosyalar dokunulmazlıkla ilgili dosyalar değil. Git savcılığa, savcıya gereğini yap. Bunun mercisi biz değiliz, dürüst ol. Madem elinde dosya var, senin dostların ta Almanya'dan dosyalar almış. O dostların aldığı dosyaları savcılığa ver. Adalet Bakanlığı zaten talepte bulunmuş. Burada Türkiye Cumhuriyeti yargısını baskı altına alma gayreti içine, milleti seçime 24 gün kala aldatma yoluna gitme. Bunun tutmadığını da 29 Mart'ta göreceğiz. '' 'İlk 100 gün önemli'Erdoğan, vatandaşların 2004 seçimlerinde başarıyı gördüğünü ve belediyeleri AK Parti'ye teslim ettiğini belirtti. 45 il, 496 ilçe ve 1334 belde olmak üzere toplam 1887 belediyenin AK Parti kadrolarına teslim edildiğini anlatan Başbakan Erdoğan, AK Parti belediyeciliğinin farkını gösterdiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, yeni dünyada artık şehirlerin yarıştığını kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu öyle bir yarış ki, İstanbul'u, Ankara'yı, İzmir'i marka haline getirmeliyiz, dünya şehirleriyle yarışalım. Bugün İstanbul marka şehir haline gelmiştir. 2010 kültür başkenti olmuştur. Aynı başarıyı Ankara da yakalamıştır. İstiyoruz ki, İzmir de bunu yakalasın. Yakalamaması için hiçbir neden yok. Yeter ki, gerekeni yerine getirsin.''