Pakistan ziyareti dönüşünde uçakta yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu değerlendiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “(Fatih) Belediye Başkanı’na söyledikleri şeye bak. ‘Bina yaptı, 25 yıllığına TÜRGEV’e kiraladı’ diyorlar. Sosyal iş yapmayan belediye var mı? Belediye yurt yapıp 25 yıllığına kiralıyor. Benzer şekilde; İstek Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne kadar yapılmış benzer uygulamalar var. Neticede orası bir yurt, Bilal Erdoğan’ın oteli değil. TÜRGEV’den dolaşıp bana gelmek istiyorlar” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan’daki temaslarının ardından ANA Uçağı ile yurda dönerken gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Akşam gazetesinden Hümeyra Şahin’in haberine göre, Başbakan Erdoğan, oğlu Bilal Erdoğan ile ilgili ortaya atılan iddialar ile ilgili olarak “Buralardan Erdoğan’ı vurmaya kalkarlarsa avuçlarını yalarlar. Bunu bildikleri için etraftaki arkadaşlarla saldırıyorlar. Oğlumu hedef alarak TÜRGEV Vakfı’yla ilgili ismini zikrediyorlar” dedi.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin “Hizmet Hareketi’yle yine beraber yürür müsünüz” sorusuna “Allah’ın takdiri, niye olmasın. Biz hiçbir zaman için kapıyı kapamadık. Geçen seyahatte de söylemiştim. Şimdiye kadar bu iktidardan ne istediler de vermedik? Şimdi yine aynı şeyi tekrarlamış olayım. Her zamanki çağrımızdır. Siyasetçi hiçbir zaman kapıyı kapatmaz. Kapatırsa siyaset yapamaz” şeklinde konuştu. Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Belediye Başkanı’na söyledikleri şeye bak. “Bina yaptı, 25 yıllığına TÜRGEV’e kiraladı” diyorlar. Sosyal iş yapmayan belediye var mı? Belediye yurt yapıp 25 yıllığına kiralıyor. Benzer şekilde; İstek Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne kadar yapılmış benzer uygulamalar var. Neticede orası bir yurt, Bilal Erdoğan’ın oteli değil. TÜRGEV’den dolaşıp bana gelmek istiyorlar.
Burada bir yargı süreci var. Hüküm verilmiş değil. Hüküm verildikten sonra bunu kabul ederiz veya etmeyiz. Zira kabul etmek ayrı bir şey, sadece saygı duyarız. Milli Eğitim kitabındaki şiiri okuduğu için suçlayıp içeri atarlar. “Muhtar bile olamaz” diye başlık atılır. Şimdi ana muhalefet insafsız bir tarzda verdi veriştirdi. Aklandıklarında özür dileyecek misin? Hiçbir edep adap sınırı yok.
Bunlar aynı tezgâhtan dokunmuşlar. Yolsuzluk dosyalarını en iyi bilen CHP’dir. Genel Müdürü’dür, Baykal’dır. Baykal en ağır şekilde bir kasete muhatap oldu. Dosyası var diye gönderilen zat getirilip belediye başkan adayı yapılıyor. Bakarsın bu klasörler bu seçim sürecinde çıkabilir. Yeniler de olabilir. Sorarlar adama. Sen Şişli’de ne yaptın?
Halk Bankası Genel Müdürü’nün evinde çıkan şeyin bankayla bir ilgisi var mı? Böyle bahsedilmesi bu vatana bir ihanettir. Benim medyadan okuduğum kadarıyla, Çorum İmam Hatip Lisesi ile ilgili verilmiş bir söz var. Hayırsever biri olarak ilişkisi olabilir. Ama detayı nedir bilmiyorum. Müdürün dürüstlüğünden en ufak bir şüphem yok. Olsa olsa saflığının kurbanı olmuştur.
Rıza Sarraf altın ihracatı yapan biridir. Ülke ekonomisine katkısı olduğunu biliyorum. Bu tür hayır işlerine girdiğini de biliyorum. Moda oldu. Çantayla buraya girdi, çıktı. Çantayla sakın bir yere girip çıkmayın. Malum artık suç aleti oldu. Hele valizle hiç girmeyin. Ama bir şey teslim edersen gördükleri bir şey yok. Böyle bir bir yaklaşım olabilir mi?
Gezi’den istediklerini elde edemediler. Şimdi buradan geliyorlar. Taşeronlar önemli. Bir sessiz direniş içindeler. Buna sessiz kalmak da taraf olmak gibidir. Bitaraf olan bertaraf olur. Şimdi de bertaraf olmayı veya birilerini bertaraf etmeyi seçtiler. Bu süreç içinde böyle bir operasyonu taşeronluk yapmak çok üzücü bir olay. Gezi’den bu yana kesilmiş değil. Şahsım, arkadaşlar hakkındaki yorumlar, atılan tweet’ler. Hep sabrettik yine sabredeceğiz.
Hükümete yönelik, millete, milli iradeye yönelik bir operasyondur. Eğer bir yolsuzluktan bahsediyorsanız milletin malına devletin malına yönelik bir şey var mı? Okudunuz mu böyle bir şey gazetelerden. Böyle bir şey varsa bana getirin gereğini ben yapayım. Şu ihalede bu yolsuzluk oldu denmiyor. Kim kime ne vermiş bununla ilgili somut bir şey var mı? Hepsi resmiyete dökülmemiş şeyler olarak ortaya konuyor.
AK Parti gücünü derin milletten alıyor. Onlar da derin devletten alıyor. Büyümeye sekte vurma gibi bir ihanetleri oldu. Kardeş olduğunu söyleyenlerin beddualarla kardeşlerini lanetlediklerini gördük. Adeta yerle yeksan ettiklerini gördük. Belki de en üzücü olanı budur. Her şeyin takdiri Allah’ın elindedir. Bir müminin mümine böyle bir bedduası olmaz. Bu tür yaklaşım tarzı hoş bir tarz değil.