T24
- Başbakan Tayyip Erdoğan, Oda TV davası kapsamında yargılanan gazetecilerin yarın tahliye taleplerinin mahkeme önünde bir kez daha değerlendirilmesinin arifesinde tutuklu gazeteciler için ağır suçlamalarda bulundu. Daha önce "bombadan tesirli kitaplar olduğunu" öne süren Erdoğan dün akşam da, "polis katilleri,cinsel tacizciler ve darbe destekçilerine gazeteci denilerek Türkiye'ye karşı kampanya yürütüldüğünü" öne sürdü. Erdoğan tutuklu gazetecileri savunarak Türkiye'ye karşı kampanya yürütmenin "vatan sevgisiyle bağdaşmadığını" da iddia etti.Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü: Türkiye basın özgürlüğünde dibe vurduErdoğan, Fethullah Gülen cemaati bünyesindeki Zaman gazetesinin 25. kuruluş yıldönümü nedeniyle dün akşam (25 Ocak 2012) yaptığı konuşmada, AKP ile cemaat ilişkilerinin gergin olduğu yolundaki görüşlere de yanıt olabilecek bir konuşma yaptı. Zaman gazetesinin 25 yıllık tarihi konusunda övgü dolu ifadeler kullanan Başbakan, Gülen cemaati ile AKP arasındaki ilişkilerin bozulduğu yolundaki yorumları da dolaylı olarak yanıtlamış oldu.Erdoğan, "kendilerinin manşetlerle savaşa savaşa bu noktaya geldiklerini" söyledi. Kendisi için "muhtar bile olamaz" diye başlıklar çıktığını hatırlatan Erdoğan, "Allah şahidimizdir ki intikam duygusu gütmüyoruz" dedi. "Polis şehit eden bir kişinin üzerinden gazeteci kimliği çıktığını, darbecilere destek olmakla suçlananların gazeteci diye savunulduğunu", "yargılananlar arasında tecavüzcülerin bulunduğunu" savunan Erdoğan, "batı dünyasının Türkiye'yi anlamadığını, çünkü orada darbeyi teşvik eden gazeteciler olmadığını" söyledi. Erdoğan, Türkiye aleyhindeki kampanyanın "vatan ve millet sevgisiyle bağdaşmadığını" da öne sürdü.
Erdoğan'ın açıklamalarından bazı satır başları özetle şöyle:Tutuklu gazeteciler Başbakan Erdoğan, geçmişte yaşanan acıların bugün ve gelecekte yaşanmamasının en önemli hedeflerinden biri olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz, bize yapılanın başkasına yapılmasına razı olamayız. Geçmişte yaşanan acıların bugün ve gelecekte yaşanmaması bizim en önemli hedeflerimizden birisidir. İşte o yüzden hiç yüksünmeden, hiç gocunmadan ifade özgürlüğünün önünü açtık. Herkesin özgürce, istediği dilde konuştuğu, yazdığı, kimsenin üzerinde baskı, tehdit hissetmediği bir atmosfer inşa etmenin mücadelesi içerisinde olduk. Hakarete karşı çıktık ama eleştiriye asla. Özgürlüğün istismarına, başkasının özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı çıktık. Zaman zaman eleştiriye biz de eleştiriyle cevap verdik. İftiraya, yalana, yanlışa karşı biz de tepkimizi ortaya koyduk ama biz yasaklayan, kısıtlayan, engelleyen bir anlayışa asla tevessül etmedik, etmiyoruz ve etmeyeceğiz. Bizim fikirlerimizden, inançlarımızdan doğrularımızdan şüphemiz yok. Dolayısıyla hiç kimsenin fikirlerinden, düşüncesinden korkmayız. Hiç kimsenin ifade özgürlüğünü engellemeyiz. Engellemek isteyenlere de müsaade etmeyiz. Zira düşüncesine güvenen, düşünce özgürlüğünden korkmaz, inancına güvenen, inanç özgürlüğünden korkmaz. Sorunlar var ama kimse kusura bakmasın bu sorunları biz üretmedik. Bu sorunlar bizim dönemimizde ortaya çıkmadı. Onyıllara hatta asırlara sari köhne bir zihniyetle, baskıcı, totaliter, hoşgörüsüz bir zihniyetle zorlu bir mücadele veriyoruz. Yani rafları temizliyoruz. On yılların, asırların köklü meselelerini adım adım, etap etap kademe kademe çözüyoruz." 'Cebinden gazeteci kimliği çıktı diye...'Tutuklu ve mahkum gazetecilerle ilgili defalarca açıklama yaptıklarına işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Bunların isimlerini tek tek saydık, ne ile itham edildiklerini, neden ceza aldıklarını belgeleri ile ortaya koyduk. Adam polise saldırı düzenliyor, polisimizi şehit ediyor, cebinden gazeteci kimliği çıktı diye gazeteciler hapse atılıyor kampanyası yapılıyor, anamuhalefet partisi de işte bu şahıslara sahip çıkıyor. Gidip yurt dışında polis katillerine arka çıkmak suretiyle ülkesini kötülüyor. Ateşli silah bulundurmak, patlayıcı bulundurmak, evrakta sahtecilik, cinsel taciz, terör, darbeye teşebbüs... İçerideki gazeteciler dedikleri işte bu suç isnatları ile yargılanıyor. Medya terörün oksijeni olmaktan sakınması gerektiği kadar, özgürlük-terör dengesini gözetmek, bunun ayrımını da yapmak zorundadır. Hedef göstermek, teşvik etmek, çarpıtmak, karartmak, bu yolla masum canların katledilmesine zemin hazırlamak basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü olarak görülemez. Bu en başta basın özgürlüğüne, gazetecilere ve gazeteciliğe haksızlıktır." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, batı ülkelerinin bu gelişmeleri anlamakta zorlandıklarını söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Zaman gazetesinin kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla yaptığı konuşmaya ilişkin AK Parti internet sitesinde yer alan haber