Başbakan: Gelen sistemde Meclis’i feshetme diye bir şey yok; Meclis’in seçimlerinin yenilenmesi var!

Başbakan: Gelen sistemde Meclis’i feshetme diye bir şey yok; Meclis’in seçimlerinin yenilenmesi var!

Başbakan Binali Yıldırım, referandum çalışmaları için gittiği Artvin’de konuştu. 

Yıldırım, 16 Nisan'da yapılması planlanan ve 'tek adam' getireceği yönünde eleştiriler alan anayasa paketi için "ABD'de bir tane başkan var, tek adam rejimi mi? Fransa'da tek başkan var, diktatörlük mü? Tek adam rejimi aslında CHP'de var CHP'de" ifadelerini kullandı.

Yıldırım, gelen sistemde Meclis'i feshetme diye bir şey olmadığını öne sürerken "Meclis'in seçimlerinin yenilenmesi var" diye konuştu. 

Yıldırım’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

(Tekbir sesleri) Bu arızaları gidermek için bu değişiklik şart. İstiyoruz ki bizim çektiğimiz çileleri çocuklarımız, torunlarımız çekmesin. Türkiye'de sürekli istikrar, güçlü hükümetler için 18 maddelik bu değişikliği getiriyoruz. Bu değişiklik, Türkiye'e artık seçimden seçime tek başına iktidar çıkaracak. Artık çok parçalı iktidarlara lüzum yok. Kararı millet veriyor. Sandıktan iktidar çıkıyor, beş yıl. Beş yıl sonra beğeniyorsanız bir beş yıl daha seçersiniz. Beğenmiyorsanız, hadi güle güle. İşin özü, esası bu. Yetki de sizde, güvenoyu da sizde. Sizin seçtiğiniz hizmet edecek. Gücünü milletten almayan hiçbir hareket bu ülkeye istikamet veremeyecek. Çeteler, cuntalar, FETO'lar, asla ve asla ülkenin kaderiyle oynamayacaklar. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ekonomi daha da büyüyecek. Yatırımlar artacak, sanayi gelişecek. 

Büyüyen ekonomiden herkes payını alacak. Herkes kararını daha uzun vadeli verecek. Allah'ın izniyle yatırımlar daha çok artacak, üretim daha çok artacak, daha fazla iş alanı açılacak. Bu reformla beraber terörle mücadele de hız kazanacak. PKK bölücü terör örgütü diyor ki, "Aman, 'hayır' çıkması için gece-gündüz çalışın, sakın 'evet' çıkmasın". FETÖ ile kol kola vermişler, 'hayır' çıkması için çalışıyorlar. Ne yaparsanız yapın, defteriniz dürülecek. Milletin kafasını karıştırmaya çalışanlar var. Efendim, "Tek adam" rejimi kurulacakmış. Evet tek adam, iki tane cumhurbaşkanı seçilecek senin için Kılıçdaroğlu? İki vali mi, iki kaymakam mı seçilecek? Bu aralar HDP ile çok haşır neşir oluyorlar, yavaş yavaş eş başkanlık tercihine doğru bir eğilimleri var. Şimdi tek adam olacak ama patron millet olacak. Patron millet olacak. Görevi vereceksin, yapınca "Devam et" diyeceksin. Yapmayınca, yol vereceksin. İşte bu kadar.  Efendim bir de diyorlar ki "Bu iş Tayyip Erdoğan için yapılıyor". Bakın, bu sistem Tayyip Erdoğan için değil, her doğan için, her doğan içindir.

Meclis'i, cumhurbaşkanını seçtik. Cumhurbaşkanı memleketin işlerini yapacak, herkesin işi ayrı olacak. Şimdi Meclis'in işine hükümet de karışıyor, bu sefer didişme, sonrası hayal kırıklığı. Siz değil misiniz? Yargı bağımsız olsun, tarafsız olsun diyen. Böyle bir değişiklik getiriyoruz işte, niye "Hayır" diyorsunuz? Bunlar hayatı boyunca "İstemezük" tayfası olmuş. Hayırdan hayır gelmez. Evet'te bereket vardır. ABD'de bir tane başkan var, tek adam rejimi mi? Fransa'da tek başkan var, diktatörlük mü? Tek adam rejimi aslında CHP'de var CHP'de. Defalarca seçim kaybedip koltuğunu bırakmıyorsa tek adam orada vardır. Bir de diyorlar ki "Rejim değişecek". Nereden çıktı kardeşim? Kuruluş Savaşı'nı dedelerimiz yaptı mı, Cumhuriyet'i kurdular mı? Rejimin adı Cumhuriyet. Onlar bize emanet etti, biz de torunlarımıza emanet edeceğiz. Rejim 1923'te kurulmuştur, adı cumhuriyettir. Kimsenin de bunu değiştirmeye gücü yetmez, yeltenirlerse en başta sizi bulurlar karşılarında. 

Başbakanlıkla Cumhurbaşkanlığı birleştiriliyor. Çünkü mevcut durumda ikisinde de çok yetki var.  Aynen bir şey anlatılır, bir yumurtayı 12 askere taşıtmışlar, giderken yolda düşürüp kırmışlar. Onun için kime hesap soracağınızı biliyorsunuz. Bir başka yalan, hakimler, savcılar cumhurbaşkanı tarafından atanacakmış. Peki kardeşim cumhurbaşkanını kim seçiyor? Millet seçiyor millet. Milletin seçtiğine güvenmeyeceğiz de memurların kendi atamalarına mı güveneceğiz? Bakın bugüne kadar Meclis hiçbir hakim, savcıyı atayamıyordu, yargı bürokrasisi kendi arasında seçiyordu. Şimdi bunu kaldırıyoruz, "Meclis seçecek" diyoruz. Çünkü Meclis, milli egemenliği temsil ediyor. Meclis'in seçtiği işlerde yanlış olmaz. Bir başka kocaman yalan, efendim cumhurbaşkanı canı sıkılınca Meclis'i feshedecekmiş. Kuyruklu, yıldızlı yalan. Bu gelen sistemde Meclis'i feshetme diye bir şey yok. Ne var? Meclis'in seçimlerinin yenilenmesi var. Bu da nasıl oluyor? Aynı hak hem cumhurbaşkanında, hem Meclis'te var. Karşılıklı seçime gidiyorlar. Meclis seçimi de cumhurbaşkanı seçimi de aynı günde yapılıyor. Biri yazın, biri kışın değil. İkisi de aynı tarihte. Milletin işi gücü yok, zırt pırt seçim. Millet geçimle mi uğraşacak, seçimle mi uğraşacak. Değerli kardeşlerim, bunlar boş konuşuyorlar. Zahmet edip değişikliği bile okumamışlar. Hayır diyorlar ama neye hayır dedikleri belli değil. Evlere şenlik, Kılıçdaroğlu ne diyor? "Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz zaman cumhurbaşkanı ile başbakan anlaşamazsa ne olacak" diyor. Ya biz onun kadar güzel anlatamadık. Biz de diyoruz ki, böyle bir sıkıntı olduğu için biz bunları birleştiriyoruz. Başbakan yok, cumhurbaşkanı var, yardımcıları var, bakanlar var. Bizim o kadar uğraşıp anlatamadığımızı bir cümleyle anlattı. Şimdi Kılıçdaroğlu'na düşen kararını değiştirip "Evet" demesidir. Ondan beklenen de budur. Geçen sene sandığı bulamadı, oy da kullanamadı. Doğru. 

PKK "Hayır" diyor, FETÖ "Hayır" diyor, DEAŞ "Hayır" diyor. Eğer bu terör örgütleri "Hayır" diyorsa bunun karşısında "Evet" demek bu ülkeyi seven herkesin görevidir. CHP'ye gönül vermiş, MHP'ye gönül vermiş, Saadet Partisine gönül vermiş, Büyük Birlik Partisi'ne görev vermiş, bütün vatandaşlarımızın bu tarihi reforma "Evet" diyeceğine inanıyorum. Vatandaşlarımız kendi gelecekleri için, çocuklarının geleceği için doğru kararı verecekler. Büyük bir ekseriyetle, büyük bir çoğunlukla inşallah 'evet'le bu sistem hayata geçecek. Bir de Avrupa karşı çıkıyor. Avrupa, işine bak işine. Türkiye'nin işine burnunu sokma. Hollanda çıkmış, bakanlarımızı içeri almıyor. Onları durduruyor. Efendim onları karşılayan soydaşlarımızın üzerine atları, itleri sürüyor. Değerli kardeşlerim, işte bunlar bizim için önemli bir sebeptir. Bunlar karşı çıkıyorsa Avrupa karşı çıkıyorsa demek ki biz doğru yoldayız. Doğru bir iş yapıyoruz. Onun için 16 Nisan'da kararımız... (Evet sesleri) Bak buradan Avrupa'yı uyarıyoruz, İslam düşmanlığı yapılıyor. Irkçılık yapılıyor. Irkçı partilere çok fazla yüz veriliyor. Şu anda Avrupa'nın başının derdi, marjinal, ırkçı, Türk düşmanı, Müslüman düşmanı siyasetin yükselmesidir. En son Fransa'da iş yerlerinde baş örtü takılmasını yasakladılar. Aynen bizim 28 Şubat gibi. Biz bütün yasakları kaldırdık, kaldırdık. Türkiye demokrasisinin kalitesi, standardı belli. Gösteri ve yürüyüşleri engelliyorlar. İnsanların fikrini söylemesini engelliyorlar. Basın özgürlüğünü engelliyorlar. O gün Hollanda'da ne kadar çok methettikleri Avrupa değeri varsa alaşağı ettiler. Bunlar 15 Temmuz'da sus pus oldular. Bunların sicili kabarık. Bunların çifte standartlığı, iki yüzlülükleri bir sanat haline gelmiş. Almanya'ya, Hollanda'ya 'Hayır' kampanyası yürütülenler gidecek, PKK'nın, FETÖ'nün yandaşları cirit atacak, onlara ses yok. Vatanını, bayrağını seven, bu ülkenin şerefli vatandaşlarına yasak getirecekler. Bunun cevabını 16 Nisan'da en güzel şekilde benim milletim verecek. Ne yaparlarsa yapsınlar, bu kutlu yürüyüşü durduramazlar. Yaptıkları bu çirkinliklerin bedelini mutlaka ödeyecekler. Soğukkanlı olacağız, sakin olacağız, aklımızla hareket edeceğiz. Yapılan bu hukuksuzluğu da onların yanına asla bırakmayacağız.