CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan 17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları hakkında açıklanan bilgilerden daha fazlasının açıklanabileceğini iddia etti.
Tarhan yaptığı basın açıklamasında yolsuzluk operasyonlarına müdahale edildiğini ve operasyonların üstünün kapatılmaya çalışıldığını belirterek, ‘’Başbakanla çektirilen fotoğraflar, danışmanlarının, bakanlarının adı geçen videolar da göstermektedir ki, devamı gelecektir. İşte bu korkuyla şaibeli isimler korunmuş, operasyona açıkça müdahale edilmiştir’’ dedi.
Tarhan, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’nun Twitter’da paylaştığı ‘’Başbakan’ın önüne 2000 kişilik istihbarat raporunun gittiği’’ mesajına atıfta bulunarak ‘’Burhan Kuzu’nun itiraf tweetinden de anlaşılacağı üzere görünen, 11 yıllık buz dağının sadece su üstündeki kısmıdır’’ ifadesini kullandı.
Operasyonlarda adı geçen bakan çocuklarına da değinen Tarhan, yaşanılan sürecin demokrasiden uzak olduğunu vaırgulayarak ‘’bir haftada ülkede “bakan çocuğu” sözü kavgada küfür sayılmaya başlanmışsa eğer halkın vicdanında mahkum edilmişlerdir, bu ülke artık demokrasi ile Başbakan arasında bir tercih yapmak zorundadır. Çünkü ancak o giderse demokrasinin gelmesinden bir parça umut duyabiliriz.’’ dedi.
Tarhan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
‘’Şu yoksul ülkenin yoksullarının aklına ziyan paralar saçıldı bir haftadır kutulardan. Telaştan yanlış üzerine yanlışlar yaptı başbakan… Yüzü kireç, kollarına inme inmiş gibi bitkin “kimse benim ülkemde operasyon yapamaz” la başlayıp, “bizim Allah’ımız var” diye devam etti ya pes!... Sanki abdestli yapılan hırsızlık, günahta indirim nedeniymiş gibi. ‘’
‘’Kundura aromalı dolarları yedirmek “caiz midir” yoksa kural değişmiş, “bir elin çaldığından öbür elin haberi olmasın” olmuş da biz mi duymamışız? Ardından “inkar edip, lobilere mi yüklensem, dış mihraklar mı desem” diye devam etti. Gerçi kendine Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eş başkanı diyen birinin, dış güçlerden söz etmesi bir “Zübük” sahnesi kadar ciddiye alınabilirdi ya neyse… Utanmadan “geziciler” diyen bile oldu. Oysa bakan çocukları kasasında milyonlar, başı sıkışınca babasını arar, gezi çocukları arkasında milyonlar, hakkını sadece meydanlarda arardı.’’
‘’Bir haftada ülkede “bakan çocuğu” sözü kavgada küfür sayılmaya başlanmışsa eğer halkın vicdanında mahkum edilmişlerdir. Ancak Burhan Kuzu’nun itiraf tweetinden de anlaşılacağı üzere görünen, 11 yıllık buz dağının sadece su üstündeki kısmıdır. Başbakanla çektirilen fotoğraflar, danışmanlarının, bakanlarının adı geçen videolar da göstermektedir ki, devamı gelecektir. İşte bu korkuyla şaibeli isimler korunmuş, operasyona açıkça müdahale edilmiştir. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne hakkında yolsuzluk soruşturmaları olduğu iddia edilen bir isim getirilerek sürece tüy dikilmiştir. Çünkü “suçluların telaşı içindedirler.” Çürümüşlük münferit değil, yaygındır. Şebekenin muhtemel ki tepelerde bir yerlerdeki “bir numarasına” ulaşılarak bu talan örgütü çökertilmeli ve kendi adaleti ile yargılanmalıdır. ‘’
Demokrasinin temeli şeffaf ve temiz yönetimdir. 11 yılın ardından yaşanan siyasi çöküş ve kaos göstermiştir ki, başbakan ile demokrasi arasında ters bir mıknatıslanma var. Bu ülke artık demokrasi ile Başbakan arasında bir tercih yapmak zorundadır. Çünkü ancak o giderse demokrasinin gelmesinden bir parça umut duyabiliriz.