Başbakan Binali Yıldırım, kadına seçme ve seçilme hakkının 82. yıl dönümünde kapsamında yaptığı konuşmada, pozitif ayrımcılıkla ilgili olarak, "2010 yılında kadınlara pozitif ayrımcılık uygulayan kararı aldık. Buraya kadar iyiydi ama bu iyi değil. Şimdi pozitif ayrımcalık uyguladığımız zaman erkeklerimiz ne olacak?" diye sordu. "E kadınlarımız 'Bu zamana kadar siz öne çıktınız, biraz durun, diyebilirler, haksız da değiller" diyen Yıldırım, "Kadına esasında kota ayırmak belki bilinçlenmemiş, yeterince demokrasi anlayışını geliştirmemiş ülkelerde düşünebilir. Tercihim kadınlara mücadele alanı açmaktır. Kota bir korumacılıktır, korumacılık da gelişmenin önündeki en büyük engeldir" ifadesini kullandı.
Yıldırım, "Kadın - erkek eşit eyvallah, ama bir bütünün iki parçası. Biri olur diğeri olmazsa eksik olur. Bakan olabilirsiniz, başbakan olabilirsiniz, ama en sonunda size 'bakan' olmazsa hiçbir şey olamazsınız" diye konuştu.
TBMM'de konuşan Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Bebeğim anasız olur vatansız olmaz" diye Nene Hatun, kadının memleket sevdası, erkeğin bu hasletlerinden daha az değil. Sevinçte de üzüntüde de beraberiz. Kadın - erkek eşit eyvallah, ama bir bütünün iki parçası. Biri olur diğeri olmazsa eksik olur. Bakan olabilirsiniz, başbakan olabilirsiniz, ama en sonunda sana bir bakan olmazsa ne yapacaksınız? Kadınlarımız sadece erkeklere bakmıyorlar, iş dünyasında da önemli yerlere gelmeye başladı. Siyasette adından söz ettiren kadınlarımızın sayısı gittikçe artıyor. Demokrasimiz geliştikçe kendilerini ifade etme yönünde önemli gelişmeler kat ettiğini görüyoruz. Kadınlar için şüphesiz en büyük mücadeleyi, en büyük hakları kendileri elde ediyor. O mücadele olmadan bir kere sonuç olmaz. O mücadeleyi görüp gerekli adımları atmadan da olmaz. Onu da demokrasiyi özümseyen ve kadınlarımızın beklentilerini yerinde, zamanında gören idarecilerle olur. Burada bir korumacılık, bir ayrımcılık asla kabul edemeyiz. Kadına esasında kota ayırmak belki bilinçlenmemiş, yeterince demokrasi anlayışını geliştirmemiş ülkelerde düşünebilir ama benim kişisel tercihim, kadınlara mücadele alanı açmaktır. Kota bir korumacılıktır, korumacılık da gelişmenin önündeki en büyük engeldir.
"Şunu bilmenizi isterim ki kadınların haklarının güçlenmesi için anayasa değişikliğini biz yaptık, medeni kanunda cinsiyet ayrımcılığına son veren düzenlemeleri biz gerçekleştirdik. Aile reisinin pabucunu dama atan yine bizim iktidarımız. Soyadlarını rahatlıkla kadınlarımız kullanabiliyorlar, kızlık soyadlarını. İstihdama daha fazla alan açılmasını yine AK Parti iktidarlarında gerçekleştirdik. Kadın girişimcilere özel destekler hükümetlerimiz tarafından sağlandı. 2010 yılında kadınlara pozitif ayrımcılık uygulayan kararı aldık. Buraya kadar iyiydi ama bu iyi değil. Şimdi pozitif ayrımcalık uyguladığımız zaman erkeklerimiz ne olacak? E kadınlarımız "Bu zamana kadar siz öne çıktınız, biraz durun" diyebilirler, haksız da değiller.
"Gelin, Türkiye'den yola çıkarak bir vicdan hareketi başlatalım. STK'lar, devlet, özel sektör el ele verelim, Halep'te acı çeken kadınların sesini sessiz dünyaya duyuralım. Yanıbaşımızda yaşanan insanlık dramına dikkat çekelim. Gönül diliyle konuşan, sevgiyi ve birlikteliği yayan bir hakaret içinde olalım. Bütün emek ve gayretleriniz için ülkem adına siz kadınlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz"